Jungkook'tan:
Her ne kadar beni fark edip ismimi haykırmış olsa da, yüzümü onlara doğru dönmek yerine hiçbir şey yapmayıp olduğum yerde öylece duruyordum.
Dudaklarımı birbirine bastırırken gerginlikten dolayı kasılan karnım bana resmen işkence ediyordu.
Koştura koştura bardan çıkabilirdim tabiki fakat içten içe bir yanım "yanlarına git ve ne olduğunu öğren!" Diye çemkiriyordu bana, görmemiş gibi yapıp çıkmalı mı, yoksa yanlarına gidip olaya birazcık da olsa hakim olmaya çalışmalı mıydım? Orasını bende bilmiyorum.Sanırım fazla düşünecek vaktim kalmamıştı, omuzuma küçük soğuk bir el tutunduğunda tutuşunu sıkılaştırmış ardından yüzümü görmek adına beni kendisine doğru çevirmişti.
Elleri her zaman soğuktu, tıpkı sıcacık giysilerin arasında olmana rağmen üşüyen burnunu kapatamamak gibi birşeydi bu.Vücuduna dokunmuştum, bacaklarına, beline, göğsüne...
Sıcaktı.
Normal bir sıcaklıktı fakat elleri bağımsızdı, elleri kışın ortasında tek başına üşüyen burun görevini üstlenmiş gibiydi.
Tüylerim anlık olarak dikenleşirken boş bakan suratı beni bulunca gülümseyip gözlerini kapatmıştı bir süre.Jm: beni mi takip ediyorsun?
Aniden afallarken omzumda duran elini hızlıca itekleyip bileğimde duran zincir ile oynamaya başlamıştım.
Tabiki onu takip etmemiştim, fakat onları görür görmez kulak misafiri olma isteğini de çıkaramamıştım aklımdan.Kim olsa merak ederdi.
İki yanına dökülmüş sarı saçlarından bir tutamı resmen gözlerinin içine girerken, elinin tersiyle yüzünü ovalayarak huylandığını belli etmişti, ayrıca üstünde duran siyah bir gömlek ile parmaklarına geçirdiği birkaç yüzük ile evdeki haline göre çok daha... Erkeksi duruyordu.
Belki de seksi.
Jk: hayır takip etmiyorum.
Jm: neden burdasın o zaman?
Jk: sadece biraz içmek istemiştim.
Yutkunmak için biraz geç davrandığımdan dolayı sesim çatallaşmış bir şekilde çıkınca, düzeltmek adına öksürmüştüm.
Tekrardan bileğimi tutup beni çekiştirmeye çalışınca olduğum yerde duruyordum, ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım.
Tekrar bana dönüp bileğimde duran elini ellerime indirince sıcak ve soğuk olan ellerimiz orta bir sıcaklık bulmuştu o an sanki.Jm: yoksa... Bana takıntılı mısın?
Jk: ne? Hayır!
Jm: yardımına ihtiyacım var güzellik.
Sarhoş olduğunu belli eden sesi, vücudu ve kullandığı kelimelerine kısa bir gülüş attıktan sonra düzeltip sorarmışcasına bakmıştım.
Çok da uzun sürmeyen bu süre zarfında arkasından gelen adam kaşlarını çatarak yanımıza gelmişti."Kim bu adam?"
Asıl sen kimsin amına koyayım?
Hesap sorarcasına yüzüme bakarken kaşlarım çatılmıştı, kim oluyordu da benimle böyle konuşabiliyordu?
Ellerimi yumruk yaparken tuttuğu elimi yavaşça bırakıp arkama saklanan Jimin'in anlını sırtıma dayandığını hissedebiliyordum.Jk: asıl sen kimsin?
"Bunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum."
Jk: o zaman benim kim olduğum da seni ilgilendirmez.
Umursamaz bir tavırla gülerken arkamda saklanan kediye doğru eğilip bileğini tutmuştu ama Jimin izin vermek yerine direniyor kolunu kurtamaya çalışıyordu.
Bir süre sonra da Tae ardından gelince iyice gerildiğimi hissetmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/275435169-288-k27328.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JİKOOK {ÖĞRETMEN}
Fiksi UmumBeş parasız Jeon Jungkook, parası ile dünyaları satın alabilecek olan Park Jimin'in öğretmeni olur... "Bunu bilerek yapmadım."