Birazcık yorum alabilir miyim efendim
__________________
Bir sonraki sabah, saat 9 civarıydı Minho ve babası atölyedeyken. Minho'nun kırklı yaşlarda olmasına rağmen genç gösteren babası Minho'nun karşısında demir dövüyordu ve Minho büyük bir ilgiyle onu seyrediyordu. Gelecekteki işi bu olacaktı sonuçta. Erken yaşta nasıl yapılacağını öğrenmesi kendisi için daha iyiydi.
Sıcak metal, sert vuruşlar ile düzgün bir biçime girip kılıç şeklini alırken Minho da babasının söylemesi ile beton köşeye su doldurdu hemen. Babası kıskacının arasına sıkıştırdığı kızıl demiri kaldırıp suyun içine daldırdığı an sudan dışarı dumanlar çıkmıştı. Demir serinlemeden önce çıkan kulak tırmalayan sesler son bulduğunda tekrar dışarı çıkarıp uygun bir köşeye bıraktı.
Elini yüzünü yıkayıp terini de sildikten sonra "Sonunda bitti" dedi Minho'ya bakıp. Kendisi gülümserken Minho hafif bir tebessümle karşılık vermişti.
"Şimdi de senin için bir tane hazırlayalım"
Babası arkasını dönünce "Benim için?" diye sordu Minho. Meraklanarak babasına doğru ilerlediğinde adam tekrar Minho'ya dönüp ufak demir parçasını gösterdi.
"Senin için bir bıçak yapacağız" demir parçasını masaya bırakırken "Yapacaksın daha doğrusu" diye de ekledi.
Büyüyen gözlerle "Ben mi yapacağım?" dedi çocuk. Daha önce hiç tamamen kendi başına demir dövmediği için bir an çocuksu bir heyecan ve panik kapladı içini. Babası onun için demiri ısıtıp eşyaları hazırlarken örsün başında durup sabırla sıranın ona gelmesini bekledi.
Metal iyice ısındıktan sonra kıskacı Minho'nun eline verirken "Buradan tutacaksın" dedi babası. Uygun çekici de ayarladıktan sonra küçük çocuğun metale vurması için bekledi.
Iki metin çarpmasından çıkan tiz ses atölyeden dışarı yankı yaparken "Evet, işte böyle" dedi adam. Yarım ağız gülümseyip Minho'nun birkaç kere daha vuruşunu seyretti. Daha iyi yapması için taktikler verirken ikisi arasında bir sohbet ortamı oluşmuştu bile. Minho sorular soruyor, babası ise ona öğretiyordu.
Minho'nun pek beceremeyeceği ayrıntılı yerlere geldiğinde babası işe el koydu. Bıçağı güzelce dövüp keskinleștirirken hala daha konuşuyorlardı.
"Hala zayıfsın" diye mırıldandı adam. "Demir dövmek kolay değildir ama kas gücü sana baya fayda sağlar." omuz silkip "Yaşına göre fena değilsin gerçi" dedi.
Başını çevirip boyu yetişmediği için masanın kenarına çenesini yaslayarak onu dinleyen oğluna baktı. "Henüz küçüksün ama düzgün yersen eğer!" cümlesini yarıda kesip imalı bir şekilde baktı. "Yeterince kaslanabilirsin"
Göz devirmemek için kendisini tutup başını çevirdi Minho. Babasının dediğini görmezden geldi ama yetişkin olanın pes etmeye niyeti yoktu.
"Her şeyi Jeongin'e yediremezsin. Senin de enerjiye ihtiyacın var"
"Ama yemekleri seviyor" diye huysuzlandı ufaklık.
"Sen sevmiyor musun? Annenin yemekleri kötü mü?"
Bıkkın bir şekilde nefesini verip başka tarafa baktı. "Öyle bir şey söylemedim..."
Kıkırdayarak işine döndü tekrardan. Kendisi demir döverken Minho'nun konuşması için yeni bir konu açtı. "Annenden memnun musun?"
"Neden olmayayım?" diye kestirip attı ama babasının düzgün bir cevap istediğini belirten bakışları yüzünden iç çekti. "İyi biri. Jeongin'le de baya ilgileniyor ve yemekleri güzel. Bir sorunum yok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Envie ¦ ChanLix
FanficPerilerin askerlerce yakalanıp köle pazarlarında ev işleri, deneyler, seks ve işkence edecek oyuncaklara sahip olma amaçlı satıldığı acımasız bir dünyada elbetteki soylu kesimlerin ayrıcalığı vardı. Pixie'lerden farklı olarak fazlasıyla güçlü olan N...