BU BÖLÜM
Bu bölümü dikkatli okumanızı istiyorum çünkü kritik bir bölümdeyiz. Minhonun geçmişi bölümlerinin sonuncu ve EN ÖNEMLİ olanı. Çünkü bu bölümde Envie ile ilgili şeyler göreceksiniz.
6 yıl sonra. Minho 26 yaşında. Hikayenin başlangıcından 1 yıl önceyi anlatıyor. Bölüm ilerledikçe zaman ilerleyecek ve hikayenin başlangıcından sadece birkaç hafta öncesine falan gidecez
Ha bir de
Bölüm ölüm içermektedir
__________________
Bütün askerler yolun iki yanına dizilmiş ve ortadaki geçide selam veriyorlardı. Sıcak güneşin altında hepsi terden bir hal olmuştu ancak kusursuz bir şekilde verdikleri selamı bozma izinleri yoktu. Usulca ortadaki yoldan geçen mareşal, generaller ve öncü birliğin albaylarının, asker zincirlerinin arkasında bulunan halka selam verip gitmesini bekliyorlardı.
Bir başka savaştan zaferle ayrılan birlik, büyük bir coşku ile başarılarını halka sergilerken güneşte yanan asker zincirinde ufak bir halkaydı Minho. Önemsiz bir piyondu. Albay olmadığı sürece askeriyenin ve halkın gözünde o, değersiz ve ölüme mahkum bir askerdi sadece. Ancak kızıl saçları bütün halkın önünde alev alev parlarken kendisini belli ediyordu o. Onda ışık vardı ve yerini sağlama alarak bu gösterişli kadroda bir yer edinecekti kendisine.
Yanındaki korumalar ile böbürlenerek yürüyen Mareşal ile göz göze geldiğinde aynı şeylerin suratına söylendiğini hissetti. Bu kadroya ne olursa olsun eklenecekti ve onu ekleyen kişi Mareşalin kendisi olacaktı.
Kızıla boyanmış saçları ile Mareşal ona ufak bir sırıtış sundu. Bakışları öne dönerken ilerleyip gitti ve Minho'nun görüş açısına yine kızıl saçları ile Yeji girdi.
Gülmek istedi Minho. Bu sadece komikti.
Mareşal, ne düşündüğünü tahmin etmesi zor biriydi ama Minho onu anlayabiliyordu. Mareşalin düşünce şekli sadece zafer odaklıydı. Bir bütün olmanın tek bir anlamı vardı o da en tepede bulunan kişiyi zafere kavuşturmaktı. Sadık askerler, sağ kollar, yetenekli savaşçılar... Bunların hepsi onun gözünde zamanı geldiğinde kendisini için feda edilmeyi bekleyen yemlerdi.
Bütün askeriye onun için bir köleydi sadece. Minho da farklı değildi.
Ancak güzel bir piyon, kullanmaya değerdi. Güç vermeye değerdi. Mareşal, Minho'nun fırsat verildiği takdirde bir vezir bile olabileceğinden emindi.
Minho'nun sorunu halktan çekinmesiydi. Kızıl saçları yüzünden onu bir kahraman gibi görmezdi insanlar. Savaş başarılarından bahsedildiğinde insanların onun hakkında tek düşündüğü, onun öldürmek için doğan bir katil, bir canavar olduğuydu.
Mareşalin istediği ise bunu kırmaktı. İnsanlar Mareşale aşıktı, o ne yapsa mutlu olurlardı. Bu yüzden saçlarını kızıla boyamış ve Minho için bir sempati dalgası oluşturmuştu. Yeji Mareşalin hemen yanında durup portre oluşturuyordu. Kızıl bir kadın bile albay olabilir, halk tarafından sevilebilirdi.
Özünde Yeji, Minho'nun sevilmesi ve güçlenmesi için yüksek rütbeye getirilmiș bir başka piyondu ve Minho rahatsızdı. Ancak rütbeyi her şey olarak gören Yeji durumdan memnun olduğu için karşı da çıkmıyordu.
"Tuhaf" dedi Seonghwa.
Minho, hemen yanında durup selam veren askere kaçamak bir bakış attı sadece.
"Bu kaçıncı?"
Derin bir iç çekti Minho ama sessizliğini korudu. Gözlerini rütbelilerin hemen arkasından taşınan büyük kafese dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Envie ¦ ChanLix
FanfictionPerilerin askerlerce yakalanıp köle pazarlarında ev işleri, deneyler, seks ve işkence edecek oyuncaklara sahip olma amaçlı satıldığı acımasız bir dünyada elbetteki soylu kesimlerin ayrıcalığı vardı. Pixie'lerden farklı olarak fazlasıyla güçlü olan N...