SÇ- 2. Bölüm

154 9 0
                                    

Yeni bölüm geldi. Günde ikinci oldu bu. Bu yüzden isyan falan istemiyorum... Oy ve yorumlar bekliyorum unutmayın jdgdshdfsg... 

Sizi seviyorum...

Multimedia; Kayla'nın söylediği şarkı...

- - - - - - - - - - - - - - - - - 

Paydos zili çalınca hemen çantamı alıp sınıftan çıktım. Bugün kendime yeni bir iş bakacağım. Çünkü para lazım. Barda barmenlik de yapabilirim. Arabama binip bildiğim lüks bir cafeye doğru sürmeye başladım. Cafenin önüne geldiğimde arabadan inip cafeye girdim. "Müdürünüz nerede?" diye sordum garsonlardan birine. "Buyrun." dedi ve önden yürümeye başladı. Bir kapını önüne geldiğimizde "Gidebilirsin." dedim ve kapıyı tıklatıp içeri girdim. "Kayla?" dedi Araz. "Araz." dedim ve gülümseyip elimi uzattım. Elimi tuttu. "İnanmıyorum bu sensin." dedi ve yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. "Biraz daha sıkmaya devam edersen öleceğim Araz." dedim. "Çok... Çok uzun zamandır yoktun." dedi ve benden ayrıldı. Araz benim hem çocukluk arkadaşım hemde İstanbul'da ki tek arkadaşım. 

"Senden bir şey isteyeceğim." dedim. "Tabi söyle." dedi. "Bana bir iş lazım. Şarkı söyleyebilirim." dedim. "Olur. O zaman her pazartesi, cuma ve çarşamba günleri şarkı söylersin." dedi. "Olur." dedim.

- - - - - - - - -

Para ve bazı şeylerde anlaştıktan sonra cafeden çıkıp arabama bindim. Eve doğru sürmeye başladım. Eve geldiğimde arabamı park edip eve girdim. Hemen odama çıktım. Üzerime rahat bir şeyler giydim ve yatağıma oturdum. Oyun sırası bende ve aklımda çok iyi bir fikir var. Adamlarımdan birini aradım.

"Alo?" diyerek telefonu açtı. "Benim. Kayla Taner." dedim. Uzun zamandır aramıyordum onları. "Kayla Hanım?" dedi şaşkın bir şekilde. "Şaşkınlığı bir kenara bırak ve dediklerimi yap." dedim.

Telefon konuşmam bitince hızla yataktan kalkıp dolabımın karşısına geçtim. İçinden beyaz düz büstiyerimi çıkardım. Uzun kot tulumumu da çıkardım. Sütyenimi çıkarıp üzerime büstiyerimi giydim. Kot tulumumu üzerime geçirdim ve bir kolunu takmadım. Paçalarını katladım. Dolabımın alt kısmından beyaz vansımı giydim. Saçımı çoğunuzun yapamadığı topuzu yaptım. Genelde lens kullanırım ama bugün siyah kemik gözlüğümü taktım. Telefonumu ve bir miktar paramı alıp cebime koydum. Siyah Mini Cooper'ımın anahtarını alıp koşa koşa aşağı indim. Evden çıktıktan sonra arabama binip depoya doğru sürmeye başladım. 

Yarım saat sonra deponun önüne geldim. Arabadan indim ve koşa koşa depoya girdim. Depoya girmemle yaklaşık 25 tane kaktüsün deponun içinde olduğunu fark ettim. "Getirin." diye bağırdım. İçeri kollarından adamlarımın tuttuğu Ege ve Alya girdi. "Şu kızı niye getirdiniz?" dedim. "Neyse sıkıntı yok." diye ekledim. "Bağlayın şunları." dedim. İkisini de sandalyelere bağladılar. Ege'nin kaktüse alarjisi var. Kaktüsün olduğu yerde bulunduğu zaman kaşınır ve kızarır. Bu da onu komaya bile sokabilir. 

"Yapma lütfen Kayla. Lütfen." diye ağlamaya başladı Alya. "Ağlayıp zırlama." dedim. Kenardaki sandalyeyi çektim ve üzerine oturup bacak bacak üzerine attım. Adamlarımdan biri elime törpü verdi. Tırnaklarımı törpülemey başladım. Bu sırada Ege bana ve yedi sülaleme küfretmekle meşguldü. 

"Sana yaptıklarını ödeteceğim." diye bağırdı Ege. Başımı kaldırdım ve ona baktım. Kızarmaya başlamıştı. "Yaşarsan tabi." dedim ve geri tırnaklarıma döndüm. "Seni döveceğim." diye bağırdı Alya. Tiz bir kahkaha attım. Yanımda duran korumaya döndüm. "Duydun mu beni dövecekmiş." dedim gülerek ve ayağa kalktım. Tam karşısına geçtim ve gülmeyi kestim. Suratına sertçe bir tokat attım. Daha fazla ağlamaya başladı. Dudağı patlamıştı. "Bundan sonra beni tehdit ederken bir kez daha düşün." dedim ve geri yerime oturdum.

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin