Yeni bölüm geldi. Oy ve yorum bekliyorum.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Alkışları umursamayıp bar taburesinden indim. Dört tane şarkı söylemiştim ve bu sırada Ege gitmemişti. Tezgahta duran pet şişeyi alıp başıma diktim. Bacağımda tarifsiz bir acı vardı. Bugünlük benden bu kadar olduğu için herşeyimi toplayıp cafeden çıkacakken bir hayvan evladı kolumu tuttu. "Ne var?" dedim ve ona döndüm. Kim olabilir? Tabi ki Ege.
"Görüyorum da bacağına dikiş atmışsın." dedi ve eteğimi hafif kaldırdı. Eteğimi elinden çektim. Gülmeye başladı. Kulağına doğru ilerledim. "Emin ol bu sefer korkularından gitmeyeceğim." dedim ve arabama doğru yürümeye başladım. Yüzümde sinsi bir gülüş vardı. Arabama binip evime doğru yol almaya başladım. Kısa bir süre sonra eve geldim ve arabamdan inip evime girdim. Anahtarı anahtarlığa fırlattıktan sonra zorlukla odama çıktım. Üzerime siyah şortlu boxer takımımı giyip yatağıma yattım.
- - - - - - - - - - -
Gözlerimi zorla araladım. Alarm çalıyordu tabiki de. Kazına kazına yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Dikişlerim yüzünden banyo yapamayacağım için sadece saçımı yıkayıp saçıma havluya sardıktan sonra odama geldim. Saçımı tarayıp kuruttuktan sonra dolabımın karşısına geçtim. Dizimde ki bandajları hızlıca çektim. Canım acımıştı fakat yavaşça yaparsam daha da acıyacaktı. Dolabımdan kısa kot şotumu ve siyah büstiyerimi çıkardım. Yatağa fırlattıktan sonra üzerimdekileri çıkarıp onları giydim. Yatağın üzerine oturdum. Bacağıma kapatıcı sürdüm. Çok hafif belli oluyordu. Aynanın karşısına ge.tim. Makyajımı yaptıktan sonra saçımı ellemeden tekrar dolabımın karşısına geçtim. İçinden siyah süet platform topuk ayakkabımı alıp ayağıma geçirdim. Dolabımdan siyah beyaz sol tarafında NY işareti olan üniversite hırkasını giydim. Telefonumu ve bir miktar paramı alıp aşağı indim. Anahtarlıktan arabamın anahtarını alıp evden çıktım. Arabama bindim ve hızla okula doğru sürmeye başladım.
Okulun önüne geldiğimde hemen arabamı park edip arabamdan indim. Bütün gözler üzerimdeydi. Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim. Tam okulun bahçesine girdiğimde o sinir bozucu kızın sesini duydum.
"Okulumuzun eski sürtüğü Kayla Taner dönmüş demek." dedi ve kahkaha attı. Yüzüme yarım bir gülüş ekliyip arkama döndüm. Tahminim doğru çıkmıştı. Sevgili (!) edebiyat hocamızın kızı Mina karşımda duruyordu. "Senin hasretine dayanamadım tatlım." dedim ve bende kahkaha attım. Birden kahkahamı kestim ve arkamı dönüp yürümeye başladığımda yine konuştu.
"Emin olun. Ege ve sana iyi davranmayacağız." dedi.
Şanslı sürtük.
Takmadan yürümeye başladım. Ama bu bir gerçekti. Hızla sınıfa çıktım. Ege ve Alya çifti gelmemişti. Gözlerimi devirdim ve sırama oturdum. Bu sırada içeri meşhur çiftimiz geldi. Hemen ayağa kalktım ve koşarak Ege'nin yanına gittim. "İyi davranmayacaklar." dedim. Anlamaz bir şekilde tek kaşını kaldırdı. "Barut ve Mina Akan." dedim. Kahkaha attı. "Korkuyor musun yoksa Taner?" diye sordu ve yanağımdan makas aldı.
"Bana gitmeden önce yaptıklarını düşün Kara." dedim ve bende onun yanağından makas aldım.
"Bu senin sorunun Taner." dedi ve yanımdan gitti. "Bu kelimelerini teker teker sana yedireceğim Kara." dedim ve sırama oturdum.
- - - - - - - - - - - -
Çıkış zili çalınca hemen ayağa kalktım ve sınıftan çıktım. Arabama binip bara gittim. Arabamı park ettikten sonra bara girdim. Saat daha erken olduğu için kimse yoktu. İçeride temizlik vardı. "Kapalıyız." dedi barmen bana bakmadan. "Sormadım." dedim. Bana döndüğünde kendine çeki düzen verdi. Siparişimi verdikten sonra içkimi yudumladım. Bir süre burada durduktan sonra telefonum çaldı.
"Ne var?" dedim. Kim olduğunu dahi bilmiyordum.
"Çok kibarsınız küçük hanımefendi."
Bartu Akan.
"Ne istiyorsun?" diye sordum ve içkimden bir yudun daha aldım.
"Bana sert davranma darılıyorum ama." dedi ve cık cıkladı.
"Uzatma söyle." dedim bıkkınlıkla.
"Minik Alya elimde." dedi ciddi bir şekilde.
"Bundan bana ne?" dedim.
"Şöyle ki eğer..." dedi ve sustu. "Aslında bir nedeni yok. Ege'yi sevdiğini biliyorum ve sana yardım ediyorum." dedi.
"Birincisi ben Ege'yi sevmiyorum ve ikincisi ne yardmıymış bu?" diye sordum.
"Eğer onu kurtarmaya gelirsen Ege'nin gözüne gireceksin." dedi.
"Çok konuştun." dedim ve telefonu suratıne kapattım. Yaklaşık bir dakika sonra mesaj sesi geldi.
"Seni bağladığım depoya gel. Tabi hatırlıyorsan ;)"
Piç kurusu. Neden bilmiyorum ama masaya para bırakıp ayağa kalktım ve bardan çıktım. Arabama bindikten sonra evime doğru sürmeye başladım. Evime geldiğimde arabamdan inip eve girdim. Odama çıktığımda hemen dolabımın önüne geldim. Siyah dar paça pantolonumu giydim. Üzerime siyah sporcu atletimi giydim ve pantolonumun içine soktum. Siyah fermuar yerleri beyaz olan kıçımın altında biten Ege'nin kapşonlu eşofman üstünü giydim. Ayağıma siyah converslerimi giyip telefonu aldım ve odamdan çıktım. Deponun kilidini açıp içeri girdim. İçeride yerde bulunan kasaya eğildim ve şifresini girdim. İçindeki ağır metali elime almadan önce elime siyah eldivenlerimi geçirdim. Oraya onları öldürmeye gidiyordum. Ağır metali elime alıp kurşununu kontrol ettikten sonra kasayı kapatıp odadan çıktım. Depoyu kilitledikten sonra koşarak arabama bindim. Silahıma susturucu takmayı ihmal etmemiştim.
Hatırladığım kadarıyla arabamı oraya sürmeye başladım. Kısa sürede hatırladığım deponun önünde durdum. Arabadan inmeden önce saçlarımı iki yana ayırıp önüme getirdim. Başıma kapşonumu geçirdim. Silahımı bir kez daha kontrol ettikten sonra arabamdan indim. Deponun kapısının önüne geldiğimde hafifçe ayağımla itekledim. Gıcırdadığında "Siktir." diye fısıldayıp parmak ucumda içeri girdim. İçeride çığlık ve ağlama sesleri yükseliyordu. Yavaş yavaş hareket ettim. Silahımı belime yerleştirdim. İçeriyi görebilecek kadar ilerleyince bir süre içeriyi izledim. İçeride sadece Alya vardı. Hızlıca yanına gittim ve elindeki ipi çözmeye başladım. Elindekin açınca sıra ayaklarına gelmişti fakat bir ses beni durdurdu.
"Vayy Taner gelmiş." dedi Bartu ve kahkaha attı. Ona baktığımda elinde silahın olmadığını görünce hafifçe sırıttım ve belli etmeden elimi belime getirdim. Alya'nın kulağına eğildim. "Araba kullanmayı biliyor musun?" diye sordum. Yavaşça başını salladı. Belli etmeden anahtarı ona verdim. "Üç diyince ayağını aç ve arabama binip Ege'nin yanına sür." dedim. "Sen?" diye sordu. Cevap vermedim. Hemen belimden silahımı çıkartıp hiç vakit kaybetmeden Bartu'nun dizine ateş ettim ve "3..." diye bağırdım. Hemen diğer bacağından da vurdum. Alya koşarak depodan çıktı. Bende bir kez daha ateş edip deponun arkasından koşarak çıktım. Silahıma susturucu taktığım için ses çıkmamıştı.
"Bence güzel bir deneyimdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlık
ChickLitO masum bir kız değil... O dışarıdan görülen kötü kız... Ama aslında o küçük bir kız çocuğu... O masum bir erkek değil... O bir kötü çocuk... Ama aslında o çok kırılgan... Onlar aslında KÖTÜ başlığı altında gizlenen masum çocuklar...