4."Merhaba, Azra"

214 18 3
                                    

4. "Merhaba, Azra."

''Tamam şimdi giriyorum.'' dediğimde teyzemin çağrısını sonlandırdım.
Kuzenim Irmak'ı  yüzme kursundan alacaktım. Okuldan çıkmış, yüzme kursunun olduğu yere gelmiştim. Bunu bizzat ben istemiştim teyzemden.
Kıvanç' ı  görebilmem için kendime bir şans yaratmıştım. Ya da yaratmaya çalışmıştım.
Aklım hala sabah konuşmamızdaydı. Onunla konuşmak çok güzeldi. Kendimi çok iyi hissetmiştim. Kendimi ona çok yakın hissetmiştim. Onu daha fazla görmek, daha fazla konuşmak , daha fazla sarılmak istiyordum. En önemlisi de kokusunu daha fazla duymak istiyordum.

Yüzme kursunun yapıldığı yere girdiğimde Irmak'ın  beni bir masada beklediğini gördüm.
Gözlerim onu ararken aynı zamanda Irmak 'ın  yanına doğru yürüyordum.
Irmak' ın yanına geldiğimde onun burada olmadığını gördüm.
Belki de duş almaya gitmişti, belki burada kapalı olan beyaz odaya girmişti, ya da buradan gitmişti.
Umarım onu görürüm diyerek aklımdan geçirip Irmak' a baktım.

''Duş aldın mı? Evde mi alacaksın?'' dedim ve etrafa bakınmaya devam ettim. Daha doğrusu onu görmeye çalışıyordum.
''Evde alırım. Çok yakın zaten ya hemen gideriz.'' diyen Irmak 'a başımı salladığımda çantasının içinden kıyafetlerini alıp, elinden tutup tuvalet ve aynı zamanda duş yeri olan yere doğru ilerledik.
Onu görememenin stresi yüzünden alt dudağımı ısırırken duş alanacak odaya girdik.

''Ben kendim giyinirim.'' diyen Irmak' a başımı salladığımda boş bir kabine girip kapısını kapattı.

Ben üzgün bir şekilde etrafa bakınırken omzumda hissettiğim his ile hızlıca arkama döndüm.
Gözlerime değen kara gözlerle şaşkınlıkla ona bakıyordum.
Gözlerim yüzünü ezberlemek istercesine ona bakıyordu.
Hafif güldüğünde ''Beni mi arıyordun?'' dedi yumuşacık bir sesle. Başımı belli belirsiz salladığımda ''Evet.'' dedim kısık sesle.

Bu kadar çabuk ve dürüst cevap vereceğimi beklemediği için ilk önce şaşırsa da hemen kendini toparlayıp gülümseyerek yüzüme bakmaya başladı.
''Buradayım işte. Asma suratını.'' bunu kendinden emin bir şekilde söylemişti.

Başımı salladığımda genişçe gülümsedim.
''Asmıyorum ki suratımı.'' dedim bir küçük çocuk edasıyla.

Gülüşü büyürken bir adım ona doğru yaklaştım.
Gözlerini içine baktım. Sevdiğim o kara gözlerini uzun uzun baktım. Gözlerinden sonra dokunmak istediğim sakallarına baktım.
Sonra kendime gelerek heyecan ile konuştum.
''Eee musmutlu geçti mi günün?''

''Evet..." dedi mutlulukla." Genelde enerjisiz geçer günüm ve ters bir adam olurum o günlerde. Ve de çok güzel geçmez günlerim. Ama sanırım sen söyledin diye musmutlu geçti bugün günüm.'' dedikten sonra omuz silkti. Sanki bunu beni mutlu etmek için söylemişti. Bu çok belli olmuştu.

Hafifçe kıkırdadığımda gözleri bir an dudaklarımı oradan hızlıca gözlerime çıkardığını gördüm.
''Çok sevindim...'' dediğimde ona tekrar sarılmak istediğimi anladım.
Ona bir adım daha attığım da  sarılacağımı anladı. Ya da bana öyle geldi.

Bir adım daha atıp sarılacaktım ki kabinlerin birinin kapısının açıldığını duydum. Hızlıca ondan uzaklaşıp  arkama döndüğümde Irmak'ın   kabinden çıktığını ama beni görmediğini anladım. Elindeki çantasının içine kıyafetlerini koymaya çalışıyordu.
Derin bir nefes aldığımda ona doğru ilerleyip elindeki çantasını aldım.
''Ben yapayım.'' dedim ve kıyafetleri içine koymak üzere çantayı elime aldım.

''Haftaya görüşürüz öğretmedim.'' diyen Irmak hala kapının önünde bekleyen Kıvanç'a dediğini anladım. Başımı kapıyı doğru kaldırdığımda  Kıvanç gülümseyerek ''Görüşürüz Irmak.'' dedi.
Irmak elimi tutup kapıya doğru beni çektiğinde son kez Kıvanç'a baktım.
Ben ona baktığımda o da bana baktı ve gülümsedi. "Görüşürüz Azra." dedi. Sesinde mutlu bir tını vardı.
"Görüşürüz." dedikten hemen sonra odadan çıktık.

                                 
                                   ♣️

"Ya abla biraz elindeki telefonu kapatıp beni dinlesene." sinirle konuştuğumda ablam hala telefonuna bakıyordu.
"Kime diyorum?" dedim bağırarak ve sinirle.

Gözlerini telefondan çekip bana döndüğünde "Ya ne var ya?" dedi.

"Burada sana bir şey söylüyorum. Sen hala telefona bakıyorsun!" sinirle tekrar bağırdığımda odadan çıktım.

"Ne oluyor?" diyerek annemde salondan bağırdığında kendimi mutfağa attım.
Ablamın anneme benim hakkında bir şeyler söylediğini duydum ama bir tek "Ergen.'' dediğini duydum.

Öfke ile bağırdım.
"Ergenim ben evet! Bir gelip Azra ne durumda, iyi mi diye sormayın. Sadece ergen deyin!" dediğimde ablamın ve annemin güldüğünü duydum. 

Bir şey oldu mu hemen ergen damgasını yiyordum.
Ergen demek kolaydı tabii ama kendime ve yaşıtlarıma baktığımda sadece yaş olarak ergen olduğumu anlayabiliyordum.

Sinirle gözyaşımı sildiğim de balkona çıktım.
Balkonun en sonuna gidip yere oturduğum da gözlüğümü çıkarıp yanıma koydum.
Üstümdeki pijamam ile gözümden akan yaşları sildiğimde sinirle konuştum.
"Sinirlendiğim zaman ağlamaktan nefret ediyorum!"

Derin bir nefes aldığımda güldüm.
"Sinirlendiğim zaman gülmekten de nefret ediyorum!.. Geri zekalı mıyım ben?" dedim ve tekrar derin bir nefes alıp başımı yaslandığım duvara yasladım.
"Kesin salağım ben... Hayır yani niye bir insan sinirlendiğinde güler ki?... Hayır ya-"

Telefonuma gelen bildirim sesiyle yanımdaki telefonumu elime aldım ve görebileceğim bir şekilde havaya kaldırdım.
Gördüğüm tanıdık numara ile şaşkınlıkla gözlerim büyürken hızlıca üstüne bastım.

Merhaba, Azra.

♣️

Sevdiğim adamdan bugün ilk defa mesaj geldi. Kısa ve hiçbir anlam ifade etmeyen küçük bir Merhaba bile bana çok fazla anlam ifade ediyordu.
Benimkisi imkansız bir yerden olunca onun bana karşı olan her şeyi çok fazla anlam ifade ediyordu.

                  12 Temmuz 2021, İzmir
                                                   AZRA

AŞK olsun... ✅ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin