12."Aşk..."

182 14 3
                                    


12."Aşk..."

Araba süratle ilerlerken gözlerimi  camdan dışarıya çevirmiştim.
Geçtiğimiz yerler, ağaçlar ilerlerken  Kıvanç ile arabaya bindiğimizden beri hiç konuşmamıştık.
Sıkkınlıkla ofladım.
"Daha gelmedik mi ya?"

"Az kaldı." dedi Kıvanç ve "Yaklaşık yarım saat var." diye devam etti.

"Çok sıkıldım ben." dedim, başımı koltuğun yaslanacak yerine yaslayıp gözlerimi kapattım. "Vallah çok sıkıldım." dedim.

"Ne yapalım? Bir yerde durmamı ister misin?" diyen Kıvanç'a döndüm.
Bilmiyorum dercesine dudağımı büzdüm. "Yok ya durmayalım." dedim. "Bir an önce gidelim!" dedim kaşlarımı çatarak.

Gözleri bana döndü ve direksiyondaki bir eliyle kaşımı düzeltti.
"Çatma kaşlarını. Aşırı tatlı oluyorsun." deyip önüne döndüğünde cilvekar bir edayla "Hmm." dedim. "Tatlı mı oluyorum?" gözlerini bana döndürmeden başını bir kez salladı.

"Eee öpsene o zaman beni?" dedim bir çırpıda.
Vallah her konuyu öpmeye getirebilirdim.
Onu öpmeye çok seviyordum ve yanında böylece durmaya dayanamıyordum.
Kokusu zaten arabaya yayılmışken ben yanında sakin sakin oturamıyordum.

Kahkahası arabada yankılandı." Azra ya... "dedi ve bir kez daha kahkaha attı." Vallah kendini bana çok yanlış tanıtıyorsun. "

Kaşlarımı çattım." Yoo, hiç de bile." dedim." Sevdiğim adamla öpüşmek isteyemez miyim?" kollarımı göğsümde birleştirip arabanın koltuğuna yaslandım.

Ona bakarken dudağıma büzdüm.
Gözlerini bana çevirdiğinde dudaklarımda takılı kaldı. Kaşlarını çatıp başını iki yana saklayıp önüne döndüğünde "Bir daha öyle yapma." dedi başını iki yana sallayarak.

Muzip bir ifade ile güldüm. "Ne oldu Kıvanç Bey?!" dedim hafif yüksek sesle. "Etkilendiniz herhalde..." dedim, gözleri bana döndüğünde "Etkilendiniz etkilendiniz." dedim ve küçücük bir kahkaha attım.

Bana bir şey demeden arabayı sürmeye devam etmeye başladığında ben de cama döndüm.

♣️

"Geldik..."

Hızlıca kemerimi çözdüm.
Kıvanç bu halime sadece gülmüştü.
Gözlerimi geldiğimiz yerde gezdirdim.
Büyük bir otelin kapısının da durmuştuk. Arabaya doğru gelen ve anladığım kadarıyla burada çalışan adamla Kıvanç arabadan çıktı.
Ben de yavaşça arabadan çıktım.
Arka koltuktan sırt çantamı aldım ve Kıvanç'ın da çantasını almasını beklemeye başladım.

Arabanın anahtarı adama verip o da çantasını aldığında yanıma geldi.
"Sonunda..." diye mırındandığımda Kıvanç' ın telefonu çaldı. Hızlıca cevapladığında otelin büyük kapısından giriyorduk.

"Evet geldik... Şimdi giriyoruz... Ha öyle mi?... Tamam tamam... İyi görüşürüz." konuşması biten Kıvanç ile kapının hemen karşısındaki danışmaya gelmiştik.

"Merhaba." dedim bilgisayara dalmış olan kadına. "Merhaba." diyerek ayağa kalkıp bize yaklaştı.
Adımı ve soyadımı söyledikten sonra Kıvançta adını soyadını söyledi ve odalarımızın anahtarlarını almıştık.

"İyi günler." dedim kadına ve sol tarafındaki koridora doğru yürüdüm.
"Ben 256 numaralı odadayım... Sen?"

Asansörün düğmesini basıp Kıvanç'a döndüm. Sorduğu soru ile gülümsedim. "Ben 257... Büyük ihtimalle ya yan yana oda ya da karşı karşı..." dediğinde sinsice gülümseyip yüzümü başka tarafa çevirdim.
"İyi iyi." dedim kısık sesle ama duymuş olacak ki gülüş sesini duymuştum.

AŞK olsun... ✅ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin