5."Kavga."

194 18 1
                                    

5."Kavga."

"Merhaba, Azra."

Ellerim şaşkınlıkla klavyenin üzerinde gezindi.

"Merhaba."

"Nasılsın?"

"İyiyim, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim."
"Haftaya yüzme kursu yok da Irmak 'a söyler misin diye yazmıştım."

"Tabii, söylerim."

"İyi akşamlar, Azra."

"İyi akşamlar, Kıvanç."

Telefonu kapatıp yanıma koyduğum da başımı balkonun kenarına yaslayıp yoldan geçen arabaları bakmamaya başladım.
Acaba neden haftaya kurs yoktu?
Bunu ona sormalı mıydım?
Başımı "Hayır." anlamında sallayıp oturduğum yerden kalktım.

♣️

Akşam saat 10.

"Oldu sanırım."
Gitarı yatağın üstüne koyup kendimi yatağın üstüne bıraktığım da yarışama için heyecanlandığımı hissettim.
İlk defa yarışmaya katılacaktım ve aşırı heyecanlıydım.
Gitarı neredeyse 3 senedir çalıyordum. Bu yarışmayı kazanırsam benim için çok iyi bir adım olurdu.
Gitar da kendimi biraz daha geliştirmiş olurdum.
Heyecan ile yüzümü kapattım.
"Çok heyecanlıyım. Ya o zaman daha fazla heyecanlanıp yanlış söylersem?"

"Azra ya." odanın kapısı açıldığını duyduğumda ellerimi yüzümden çekip ablama baktım.

Sırıtarak kendini benim yanıma attığında da gülerek bana döndü.
"Yaa ben evlenme teklifi aldım." dedi sesindeki mutluluğu belli ederek.

"Ne?!" yüksek sesle ve yattığım yerden kalkarak bağırdığım da ablamda gülerek bağdaş kurup oturdu.

"Ya ben de çok şaşırdım. İşte altı da beni çağırmıştı. Evlenme teklifi etti. Çok güzeldi. Her şeyi çok güzel hazırlamış. Ben de kabul ettim." dediğinde sesindeki heyecan ve mutlulukla ben de güldüm.

"Ya evleneceksin şimdi!" dediğimde yüzünü buruşturarak ağlıyormuş gibi yaptı.
"Gelin oluyorum!"

Kahkahamı engel olamadım.
"Sonunda evden gidiyorum diye mutlu olman gerekmiyor mu?" dedim ima ile.

Tek kaşını kaldırıp benim gibi ima ile konuştu.
"Asıl sen mutlu olman gerekmiyor mu? Sonuçta benden kurtuluyorsun."

Yavaşca omzuna vurdum.
"Saçmalama ya."

Gülerek sırtüstü yatağa yattığın da derin bir nefes aldı.
"Şaka gibi ya... Cidden şaka gibi." kendi kendine konuşur gibi söylediğinde ben de yanına yattım.
"Azra ya." diyerek gözlerini bana döndürdü. "Acayip heyecanlıyım. Yarın onunla düğün hakkında konuşacağız."

"Düğün mü istiyorsun?" dedim şaşkınlıkla. "Sen saçma bulurdun." diye ekledim.

Gözlerini devirerek tavana bakmaya başladı.
"Şimdi düşünüyorum da hiç saçma değilmiş. Bazen senin çenenden öyle diyordum. Senin o saçma şeylerini duymamak için." dediğinde uzandığım yerden kalktım.

"Benim söylediklerimin neresi saçma? Bayağı da mantıklı şeyler söylüyorum. B-"

"Neresi mi saçma?" sözümü keserek o da uzandığı yerden doğruldu.
"Nişan saçma, kına saçma, düğün saçma. Senin için her şey saçma. Her şey... Daha isteme merasinlerini bile saçma buluyordun. Ben evleniyorum ve istediğim şekilde de evlenirim! Seni hiç alakadar etmez!" diyerek yataktan kalktığında kendimi tutamayarak kahkaha attım.

"Evlendikten iki, üç gün sonrada boyum kadar borca girerek kavga etmeye başlayın. Evet bunların hepsi saçma. Borca gireceğinize o para ile daha kaliteli yere balayına gidebilirsiniz mesele. Ama beni hiç alakadar etmez. Sen ister düğün yap ister yapma ben sadece olacakları söylüyorum. Çünkü sevgilinin ne kader pinti olduğunu biliyorum... Ben niye ablamın kötü olmasını isteyeyim ki?" tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktığımda devam ettim." Ben zaten senin evlenmene karışmıyorum. Saçma bulduğun bütün şeyleri yapan sensin... Pis bir yalancısın!" dedim öfkeyle."Ben sana bunları yapma demedim. Kendi götünden anlayan sensin. Kavga etmeye yer arıyorsun resmen."

"Ben mi kavga etmeye yer arıyorum?" diyerek bir adım bana doğru attığında başımı salladım.
"Ben mi saçma dediğim şeyleri yapıyorum?" dedi bir kez daha. Ben de bir kez daha başımı salladım.
"Sen önce kendine bakmalısın bence." dedikten sonra bana küçümseyici bir şekilde bakamaya başladı. "Kendinden yaşça büyük bir adama platonik edindin. Pardon ne platoniği? Aşık oldun adama. Baban yaşındaki ada-"

"Evet! 17 yaşında çocuk yaptıysa babam yaşında. Ben sana güvenip hazmedemediğim, istemsizce olan duygularımı anlatıyorum. SANA güvenip bunları anlatıyorum. Sen beni küçümsüyorsun. Ben senin kardeşinim el değilim." dediğimde sinirle gözyaşımı sildim. "Elimde olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten? Ben mi ona aşık olmak istedim? Yaşamadığın duygulara, yaşamadığın hayatlara ön yargılı davranma!... Kolay bir şey sanıyorsunuz hepiniz!" dedikten sonra hızlıca odadan çıktım.
Hızlıca yanaklarımdan olan gözyaşlarımı sildiğimde derin bir nefes aldım." Senin mal düşencelerin yüzünden ağlamayacağım!"

Evin dış kapısını açtığımda ablamın
"Sanki ilerde onunla evlenecek!..." dediğini duymam ile kapıyı çarparak hızlıca evden çıktım.



AŞK olsun... ✅ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin