11."Ben Aşık Olduğum İnsanı Görüyorum, Yılları Değil."

172 15 4
                                    

11. "Ben aşık olduğum insanı görüyorum, yılları değil."

Restorana doğru adımlarken ben de üstümü düzeltiyordum.
Restoranın kapısını açtığında benim geçmem için yana kaydı.
"Teşekkürler." dedim kısık sesle ve restorana girerek.

"Şuraya oturalım mı?" Kıvanç hemen yola bakan, camın yanındaki masaya gösterdiğine "Olur, oturalım." dedim.
Oraya ilerledim de camın yanındaki sandalyeye oturdum, Kıvançta karşıma oturduğunda garsonu çağırdı.

Ellerimi masanın üzerinde birleştirdim ve bakışlarımı yola çevirdim.
Bu sırada Kıvanç'ın garsona sipariş  verdiğini duydum.

Gözlerimi yoldan çekip Kıvanç' a çevirdiğimde göz göze geldik. Beni izlediğini gördüm, gülümsedim.
Gözleri dudaklarıma kaydığında yutkunduğunu gördüm. Gözlerini yavaşça gözlerime çıkardı. Gülümsedi.
Masadaki ellerimin üstüne ellerini koydu. Ellerimi avuç içlerine aldığında genişçe gülümsedim.
"Sen bu sene sınava gireceksin değil mi?" dedi merakla.

Başımı "Evet." anlamında salladım. "Evet sınava gireceğim." 

"Hedefin ne?" dedi.

"Ben Dil ve Konuşma Terapisi olmak istiyorum..." dedim, garson yavaşça masaya kahvaltılık şeyler koymaya başlığında elimi Kıvanç'ın elinden çekip kucağıma yerleştirdim.

Başını anladım dercesine salladığında "Alınmazsan bir şey soracağım." dediğinde başımı hızlıca "Hayır." anlamında salladım. "Yok, alınmam." dedim.

"Seni hiç ders çalışarken görmüyorum. Yani tabii bilemem ama... Seni tanıdığım zamandan beri daha çok benimle vakit geçiriyorsun... Ben de sınava girdim. Senin yaşındayken. Yani beni yanlış anlama..."

Derin bir nefes aldım. En sinirlendiğim noktaya ayak basmıştı.
"Ben yeterince çalışıyorum." dedim hafif sinirli bir ifadeyle. "Ben de biliyorum sadece hedef koymakla yetmiyor ama ben 9 da ve 10 da derslerime daha fazla yüklediğim için denemeler üzerinden gidiyorum şuan da ve günün her gününü seninle vakit geçirmiyorum. Eve gittiğimde ne yaptığımı görmüyorsun sonuçta."  garsonun masaya koyduğu sudan bir yudum aldığımda kollarımı göğsümde birleştirip sırtımı sandalyeye yasladım." Ben elimden geldiğince çalışıyorum. "dedim kaşlarımı çatarak.

Gözleri şaşkınlıkla açıldığında" Ben o anlamda dememiştim. "dedi.

Omuz silktim." Ne anlamda dersen de beni ilgilendirmiyor. "dedim, gözlerimi cam tarafına çevirdim.

Sandalyesinden kalktığını anladığım da hemen yanımdaki sandalyeye oturdu.
" Azra. "dedi kısık sesle. Cevap vermedim.
Kolunu sandalyenin arkasına koyduğunda kolumdan kendine doğru çekti. Hemen başım göğüsün de yer bulduğunda elimle bir kez onu ittirdim ama izin vermedi.
" O anlamda demedim. Tabii ki de çalışıyorsundur... Ben sadece merak ettim." dedi, dudaklarını saçlarımın üstünde hissettim.
"Beni yanlış anlama. Sadece merak." başımın üstüne birkaç kez öpücük kondurduktan sonra burnunu başımın üstüne yasladı. Derin bir nefes aldı. Kokumu içine çektiğini anladım. Dudaklarım kıvrılırken gözlerimi kapattım.

"Beni..." dediğinde elini yanağıma koyup yavaşça parmaklarını hareket ettirmeye başladı.
"Yanlış anladın değil mi?" dedi. Sesinde tedirgin bir ifade vardı. Gözlerimi açarak onu görebileceğim şekilde geri çekildim.
Başımı "Hayır." dercesine iki yana salladım. "Ama ders hakkında böyle şeyler söyleme bir daha. Ben elimden geldiğini yapıyorum..." dedim kaşlarımı üzüntüyle çatarken  "Böyle olunca vicdan azabı çekiyorum." dedim, sesim ağlamaklı çıkmıştı.

Başını hızlıca salladı. "Özür dilerim." dedi. Başımı tekrar göğsüyle buluşturdu.
"Offf ben cidden o anlamda demedim. Yani kendimi ifade edemedim... Ben sadece merak ettim işte." hızlıca bir çırpıda konuştuktan sonra tebessüm edip başımı kaldırdım.
Gözlerimi kara gözlerinde gezerken "Tamam seni anladım ben..." dedim, gözleri bana döndü. "Bu konuyu kapatalım?" dedim sorarcasına.

AŞK olsun... ✅ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin