8."Seni Seviyorum, Kıvanç."

190 13 2
                                    

8."Seni Seviyorum, Kıvanç."

Parmak uçlarımda yükseldiğimde biraz yüzüne yaklaşmış ama benden uzun olduğu için dudaklarına ulaşamamıştım.
Boyum çok kısa değildi ama onun  yanında kısa kalıyordum.
Daha önce hiç aklıma gelemeyecek şeyi yaptı.
Başını başıma yaklaştırdı. Ben bunun etkisinde şaşırken tabanlarımın üstüne bastım ve bana yaklaştırdığı dudaklarını dudaklarımı değdirdim.
Büyük ellerini ellerimden çekip belime koyduğunda beni kendine çekti.
Göğsüm göğüsüne değdiğinde kollarımı boynuna doladım. Dudağımı sertçe öpmeye başladığında ben de aynı şekilde karşılık veriyordum.

Bir süre öylece kaldığımız da nefes almak için kendimi geri çektim.
Alnı alnım da nefesi nefesime karışıyordu.
Derin nefesler alırken boynundaki elimi ensesinde ki saçlara daldırdım. Yavaş yavaş okşarken gülümsedim. Gülümsemimi gördüğünde o da tebessüm etti.

Derin bir nefes aldım. "Seni seviyorum, Kıvanç." dedim kısık sesle. Konuşurken dudaklarım dudaklarına değmişti.
Belimde ki elini çeneme çıkarıp yavaşça çenemi okşamaya başladı. Gözlerini gözlerimdeyken dudaklarıma indirdi. 
Genişçe gülümsediğinde dudağıma sert bir öpücük bıraktı.

Bu hareketi beni mutlu ederken genişçe gülümseyip ondan ayrıldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu hareketi beni mutlu ederken genişçe gülümseyip ondan ayrıldım. Sırtımı arabanın önüne yasladığımda kollarımı göğsümde birleştirdim.
Gözlerimi önümdeki manzarada gezinirken kısık sesle konuştum.
"Birini sevmek benim için çok tuhaf."

Gözlerini üstümde hissettim. Beni izlediğini anladığım da konuşamamı sürdürdüm.
"Hayatımda tabii birilerinden hoşlandım ama sen neden kalbimde farklısın anlamıyorum... Yani kalbim hiç tanımadığım birine nasıl aşık oluverdi bilmiyorum... Ya da benden 17 yaş büyük bir adama nasıl aşık oldum bilmiyorum. Emin ol kalbimle her gün bu konuşmaya maruz kalıyorum ve sonra aşk deyip seni düşünüyorum... "dedim derin bir nefes aldım."Aklımdan hiç..." dediğimde gözlerimi ona çevirdim. Gözlerime değen kara gözlere baktım.
"Çıkmıyorsun ve bu beni çok boğuyor..."

Yutkunduğunda gözlerime uzunca baktı. Derin bir nefes aldı.
"Bana..." dediğinde gözlerini benden çekti ve ben hariç her yerde gezdirdi. Söyleyip de söylememek arasında kaldığını anladım.
Tekrar yutkunduğunda "Bana sarıldığından beri sende aklımdan çıkmıyorsun..." gözlerini yavaşça bana çevirdi ve gözlerime bakmaya başladı. "Ela..." dedi kısık sesle. "Gözlerin ela ve çok güzeller..."
Büyülenmiş gibi gözlerime bakıyor beni kendine daha çok çekiyordu.

Sevdiğim adamdan aldığım İLK iltifat.
Sanırım bugün en güzel günlerden birini yaşıyordum. En güzel günlerden değil en güzel gündü. Hayatımda bu kadar güzel bir gün geçirdiğimi pek hatırlamıyordum.
Kıvanç'ın olduğu yer hep güzeldi. Bunu bu kısa zamanda anlamıştım. Ve ben onun yanındayken kendimi harika hissediyordum. Mutlu oluyordum yanında.
Yanında mutlu olduğum gibi kalbinde de mutlu olabilirdim.
Kalbinde yerim olmasını o kadar çok isterdim ki.
Kalbinde, hep aklında olmak isterdim.
Sevdiğim adamın beni sevmesini istiyordum.

"Teşekkür ederim." dedim kısık sesle ve gülümserken.
Gözleri gülümseyen dudaklarıma kaydığında o da gülümsedi.
Bana bir adım yaklaştığında kulağıma eğildi.
Nefesini kulağımda hissettiğimde yutkundum.
"Sana bir sır vereyim mi?" dediğinde aklım kulağımda ki nefesinde idi. Ben şaşkınlıkla ve hızlıca başımı sallarken kulağımda dudaklarını hissettim.
"Hayatım da ilk defa böyle güzel gözler görüyorum." sesi kısık, dudakları konuşurken kulağıma değmişti.
Hemen dibim de olması kalbimi hızlandırıyor, tenimi karıncılandırıyordu.

Başımı yavaşça ona çevirdiğimde alnı alnıma değdi. Burnu burnuma değdiğinde başımı biraz ondan uzaklaştırıp "Hayatım da bu kadar güzel iltifat almamıştım." dedim muzur ifadeyle.

Dudakları kıvrıllırken başını önüne çevirdi. Derin bir iç çektiğinde telefonumun çaldığını duydum.
Cebimden telefonumu çıkardığım da annemin aradığını gördüm.
Hızlıca cevapladığımda "Neredesin?" dedi direkt.
"Ih-ı neredeyim." diye mırındandığımda "Şeydeyim ya kafedeyiz arkadaşımla." dedim bir çırpıda.
Gözlerimi Kıvanç'a çevirdiğimde onun bir tanede daha sigara yakıyor olduğunu gördüm.
"He tamam. Ne zaman gelirsin?" diyen annem ile "Bilmiyorum. Ben geleceğim zaman seni ararım." dediğimde "Çok geç kalma." dediğini duydum. "Tamam anne görüşürüz." dediğimde "Görüşürüz." dedi ve telefonu kapatıp cebime koydum.

"Gitmek mi zorundasın?" dediğinde başımı ona çevirdim.
Başımı "Hayır." anlamında salladığımda "Hayır. Sadece geç kalmayacakmışım." dedim.
Bileğindeki saate baktığında "Saat altı  buçuk." dedi düşünceli bir tavırla.
"Annen kızarsa gidelim." dedi.

"Şey..." dedim hiç istemeden. "Gitsek olur aslında." dediğimde sesim gitmek istemediğimi söylüyordu.
İstemsiz konuşmamı anlamış olacak ki hafifçe tebessüm etti.
"Bir daha buluşuruz." dediğinde sesi keyifliydi. "Sen ne zaman istersen buluşuruz." dediğinde kendimi tutamayarak güldüm.

Gözleri dudaklarıma kayarken daha geniş gülümsedim.
"Olur!" dedim yüksek sesle. "Ama araya pek açmayalım... Ben seni 1 sene sonra görmek istemiyorum. Ben seni öyle çok özlüyorum. Aşırı aşırı özlüyorum ve üzülüyorum... Mesele yarın tekrar buluşalım. Nasıl fikir?" dedim heyecan ve neşeyle.

Keyifli bir kahkaha attığında dudaklarından gülümsemesini kaybolmadan bana döndü.
"Tamam yarın buluşalım." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
"Gerçekten mi?" dedim şaşkınlıkla.
Kaşlarım yukarıya doğru kalkmış, gözlerim şaşkınlıkla açılmış ve o bana gülümseyerek bakarken "Gerçekten!" diye bağırdı.

"Yaaa." diyerek kollarımı iki yana açıp boynuna doladığımda fırsattan yararlanıyordum.
Yana doğru kayarken bellimden tutup beni bacaklarının arasına çektiğinde ona daha sıkı sarıldım.
Yavaşça başımı başının hizasına getirdiğim de gözlerine baktım.
"O zaman beni evimin yakınlarına bırakır mısın?" dedim gülümseyerken.

"Tabii." dediğinde ensesinde ki elimi tutup beni arabaya doğru çektiğinde "Buyurun prenses." diyerek ön kapıyı açtı.

Cilvekar bir edayla arabaya oturduğum da "Teşekkürler." dedim kibarca.
Kahkaha attığında hızlıca arabanın önünden dolaşıp kendi tarafına geçti.

                                 ♣️

"Burada bırakıyorum seni." deyip arabayı sağ tarafa çektiğinde ona döndüm.
Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Ben başımı camdan dışarıya çevirmiş yol boyunca bakınmıştım. 
"Teşekkür ederim." dedim yumuşak bir sesle.
Gözlerini bana çevirdiğinde gülümsedi.

Kapıya yavaşça açtım.
"O zaman yarın görüşürüz." dediğimde ona doğru eğildim ve yanağına küçük bir öpücük kondurup arabadan hızlıca indim. Arabanın kapısının kapattığımda açık olan cama doğru başını eğdi.
"Görüşürüz, Prenses." dediğinde gülümsemem büyürken ona el salladım.
Arabayı hareket ettirip yavaşça ilerlediğinde ben de arkama dönüp eve doğru yürümeye başladım.

AŞK olsun... ✅ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin