seven

516 64 28
                                    

Vote ve yorum atarsanız çok sevinirim<3

"Yani?" Taehyung, Jennie'den duyduğu şeyi pek önemsemişe benzemiyordu. Bu nedensizce hoşuma gitmişti aslında. Fakat bunu fark ettiğimde bu duyguyu hızlıca kafamdan yok ettim.

"Böyle bir tepki vereceğini biliyordum." Jennie rahatlamış bir şekilde konuştu. İçindeki şüphe duygusu yok olmuş gibiydi.

"Her neyse biz sınıflarımıza çıkalım. Sen de bahçede ne yapacaksan yap." Jennie kolumdan tutup merdivenlere ilerlemeye başlayınca ona ayak uydurdum. Biraz ilerleyip, Taehyung'a son kez dönüp baktığımda hala olduğu yerde durduğunu fark ettim.

***

"Ve sonra..." Mina yüzünü buruşturarak duraksadı. "Erkek onu unuttu. İnanabiliyor musun? Yıllar boyunca sevdiği kızı, ondan daha güzel bir kızı görünce hemen bir kenara attı." Anlattığı şey izlediği bir filmdendi. Onun gibi ben de yüzümü buruşturmuştum. "Bana böyle şeyler anlatarak inancımı eksilere düşürüyorsun." Elimdeki kağıdı karalarken konuştum. Kalemimin ucu bittiğinde sıramın üstünde duran uç kutusundan uç çıkardım.

"Tabi ki de erkeklerin hepsi böyle değildir. Ayrıca böyle bir şey yaşama şansın yok çünkü yer yüzünde senden daha güzel bir kız görmedim." Beni övmesiyle göğsüm kabarmış ve buna uygun bir yüz ifadesine bürünmüştüm. Ancak daha sonra bu halime son vermiştim.

Adımın biri tarafından seslenilmesiyle etrafıma göz gezdirdim. Kapıda dikilen Jennie'yi gördüğümde Mina'ya elimle işaret yaptıktan sonra ayağa kalktım.

Yanına yaklaştığım gibi koluma yapışmış ve beni boş olan müzik sınıfına götürmüştü. Bu haline anlam verememiştim. "Bu kadar özleyeceğini bilsem dört saat boyunca seni kendimden uzak tutmazdım." Yüzümdeki gülümsemeyle kıkırdayarak söylemiştim. Jennie'nin yüzüne baktığımda gördüğüm ifade anında gülümsememi yüzümden sildi. Merak dolu yüzümle beraber aynı duyguyu barındıran bakışlarımla ona bakmaya başladım. "Bir sorun mu var?"

Dudaklarını yemeyi bırakmış daha sonra başını geriye atmıştı. Oldukça endişeliydi ve birazcık da sinirli gibi duruyordu. "Taehyung ona dediğim şeyi anında diğerlerine yetiştirmiş." Anlamaz bakışlarımı göndermeye devam ettim. Bunda ne vardı ki? Diğerlerinden kastının Jimin ve Jungkook olduğu belliydi. Jimin ve Jungkook onun yakın arkadaşlarıydı ve bunu onlara söylemesi son derece normaldi. "O salaklar da Taehyung'a kıza mesaj atması için baskı yapmış."

Son cümlesinden sonra ilgimi tamamen anlattıklarına verdim. "Ee sonra?" Gözlerimi kısarak dinlemeye devam ettim. "Taehyung sevgililik işleriyle pek ilgilenmiyor ama bu kızdan çok küçük de olsa elektrik almıştı." Derin bir nefes alıp başını yere çevirdi. "İkisinin sevgili olmasına izin veremem. Bir şeyler yapmalıyız." Kaşlarım istemsiz çatılmıştı. Jennie'nin neden izin vermediği kafamda birkaç cevaba sahipti. Ancak kimsenin aşk ilişkisine karışmak gibi bir şey yapamazdım.

"Altı üstü sevgili olacaklar. Neden evlenip çocuk yapacaklarmış gibi davranıyorsun?" Kaşlarım hala çatıkken sordum. "Çünkü o kızdan gram haz etmedim." Gözlerini kıstı ve devam etti. "Ayrıca Taehyung'un ilk sevgilisi olmayı hak etmiyor." Şaşırmak üzereydim ancak aklıma Jennie'nin yakın zamanda ikimizin de tüm hayatımız boyunca sap olduğumuzu söylediği gelmişti. Bu yüzden vereceğim tepkiyi anında yok ettim.

"İlk sevgili bence o kadar da önemli bir şey değil." Dudaklarımı büzerek kurduğum cümleme karşı, Jennie sanki sıra ondaymış gibi kaşlarını çattı. "İlk aşk ve ilk sevgili aynı şeyler değil sonuçta." Söylediklerimden biraz şüphe duymuştum. "Yani her zaman aynı değil. İlk sevgilisi, ilk aşkı olan insanlar muhakkak vardır." Jennie'nin yüzündeki ifadeden söylediklerimin ona mantıklı geldiğini anladım ve içimden derin bir oh çektim. Çünkü bazen anlatma konusunda kıt olabiliyordum. Ha bir de bu olaylarla alakam olmadığı için saçma şeyler de anlatıyor olabilirdim.

"Benim adım Jennie ise ikisinin arasında hiçbir şey olmayacak."

***

Jennie ile yan yana donuk bir şekilde oturmuş önümüzdeki yemeğe bakıyorduk. Okul sonrası hamburger yemeye gitme fikri ne kadar cazip olsa da şu anda yok olmuştu.

"Kendine yeni bir isim bul." Jennie'ye sessizce fısıldadığımda, dirseğiyle koluma acımasızca geçirmişti. Şu an bedenime işlenen acıyı yüz ifadem oldukça belli ediyordu. Fakat diğerlerinin bunu anlamaya imkanı yoktu çünkü odakları başka bir yerdeydi.

"Eski okulunda en az yirmi kez çıkma teklifi aldığın doğru mu?" Jungkook'un saçma sorusuna karşı gözlerimi devirdim. Karşısındaki Yoora ise bu sorudan hoşlanmış gibi duruyordu. "Aslında evet ama hiçbirini kabul etmedim." Ses tonunda bir şeyler gizliydi ve konuşurken bakışlarının olduğu yer de bu sırrı açığa çıkarıyordu. Jungkook'un sorduğu soruya verdiği cevabı bitene kadar Taehyung'dan başka yere bakmamıştı.

Jennie'nin olanları izlerken masa altında sıktığı eline bakıyordum. "Birazdan girişeceğim ben bu kıza." Sadece ikimizin duyacağı şekilde söylemişti. Sesli söylese de bir şey olacağını düşünmüyordum. Diğerleri bizi umursamıyordu.

Şimdi nasıl bu masada 6 kişi oturduğumuzu kabaca anlatayım: Okul çıkışında beraber hamburger yemeye karar vermiştik. Ancak Taehyung'un okul bahçesinde arkadaşlarını bekleyen Yoora'yı da davet etmesi Jennie ve bana şok etkisi yaratmıştı. Jimin ve Jungkook ise aptal aptal sırıtmıştı. Büyük ihtimalle Taehyung'u bunu yapması için ikna etmiş veya zorlamışlardı.

"Ee Yoora, eski okulun nasıldı?" Jennie elindeki patatesi ağzına atmadan önce sordu. Bakışları pek hoş değildi. Her an kızın üstüne atlayacak gibiydi. Başımı konuşmaya başlayan Yoora'ya çevirdiğimde onun da bakışlarının tıpkı Jennie gibi olduğunu fark ettim. Birbirlerine karşı kin besledikleri o an kafama basmıştı.

"Bura kadar iyi değildi fakat memnundum." Zorla tebessüm ettiği belliydi. "Peki kız-" Jungkook yeniden saçma bir soru sormaya başlamışken Jennie sözünü kesmişti. "Memnunsan neden transfer oldun peki? Yanlış anlama sonuçta eski okulun buraya pek uzak değil." 'Yanlış anlama' derken sesinde alaylı bir tını vardı ve Jennie yüzünde şeytani bir ifadeyle tebessüm etmeye başladı. Kızı kenara sıkıştırmaya çalışıyordu. Ayrıca başarılı olduğu da ortadaydı. Yoora kaskatı kesilmişti. Ve bakışları daha da kinli bir hale gelmiş gibiydi. Yani bana öyle gelmişti.

Gözlerim kollarını birbirine bağlamış ve önündeki yemekten ilgisini çekmiş Taehyung'a kaymıştı. Aralarındaki kin dolu bakışları o da fark etmiş gibiydi.

"İyi de Hanseong Lisesi şehrin diğer tarafında? Arada en az bir saatlik yol var. Yanlış mı biliyorum?" Jimin'in kafası karışmıştı. Tıpkı benim gibi. Gözlerimi kısarak Yoora'ya baktım. Tuhaf bir şeyler olduğu belliydi.

Biraz sıkıcı gidiyor gibi. Biraz heyecanlandırmaya çalışacağım

no love𒆜vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin