nine

502 70 58
                                    

"Cidden buna gerek var mı?" Diyerek göz devirdim. Jennie, Taehyung ile kafeye gideceğimizi duyduğu an gözlerinden bir parıltı geçmişti. Ders biter bitmez -yani şu an- beni kızlar tuvaletine çekmiş, süslemeye çalışıyordu.

"Tabi ki de var. Resmen randevuya çıkıyorsunuz." Elindeki rujun kapağını açarken heyecanla konuştu.

"Hayır, bu hatayı telafi etmek gibi bir şey." Elindeki rujun rengini görünce duraksadım. "Ayrıca o rujun rengi çok koyu."

Jennie elindeki ruju yüzüme yaklaştırmaya son verdi ve bana kötü bakışlar atmaya başladı. "Kızım sen salak mısın? Telafi de telafi, başka kelime bilmiyor musun?" Dediklerini hayretle dinlerken bu sefer ruja bakmaya başladı. "Ayrıca o kadar da koyu değil." Yüzümü tutup ruju sürmeye başladı. Onu engellemedim ve izin verdim. İstediğim için değil de birazcık korkmaya başladığım içindi bu. Beni her an şurada dövebilecek potansiyeli vardı.

Ruju sürmeyi bitirdiğinde aynaya baktım. Aynadaki görüntüm beni tuhaf hissettirmişti. Pek makyaj yapan bir insan olmadığım için kendimi makyajla görmek yabancı bir histi. Yüzümdeki makyaj fazla abartılı değildi. Ve rujun rengi de sandığım kadar koyu değildi. Taehyung'un bu halime vereceği tepkiyi bir an merak etmiştim.

***

Neredeyse boş olan okul bahçesindeki bankta elindeki telefonla ilgilenen çocuğa doğru ilerlemeye başladım. Yanına vardığımda telefona ne kadar odaklandıysa artık beni fark etmemişti.

"Fazla beklettim mi?" Beni fark etmesi için direkt bu soruyu sormuştum. Sesimi duymasıyla başını yavaşça telefonundan kaldırdı. Gözlerimiz buluştuğunda samimi bir şekilde gülümsedim.

Yüzündeki ifadeyi çözememiştim ama birkaç saniye cevap vermeden sadece yüzüme garip bir şekilde baktı. "Ha-hayır." Şu anki durumu bana çok komik gelmişti.

Hâlâ oturduğu bankta bana bakıyordu. Bu halini garipsemiştim. O da ne yaptığının farkına varmış olacak ki hemen oturduğu yerden kalktı ve konuştu. "Hadi gidelim."

Başımı salladım ve yanında ilerlemeye başladım. Günümüzün nasıl geçtiğine dair konuştuk yol boyunca. Ayrıca biraz da hocaların arkasından atıp tutmuştuk. Taehyung ile böylesine samimi bir sohbet kurmak tuhaf ama eğlenceliydi.

Kafeye vardığımızda mutlu olmuştum çünkü canım aşırı derecede çikolatalı pasta çekmişti. Hatta dün gece çikolatalı pasta yiyen insanları izlemiştim.

Masaya karşılıklı oturduk ve önümüze konulan mönülere bakmaya başladık. Aslında ben sadece hızlıca gözden geçirdim ve çikolatalı pastanın fotoğrafına birkaç saniye aşkla baktım.

Yanımıza garson kız geldi ve siparişimizi verdik. Daha doğrusu Taehyung siparişimizi verdi. "Biz iki kahve ile waffle ve çikolatalı pasta alalım." Çikolatalı pasta sipariş edeceğimi nerden bilmişti? Ona şaşkınca baktığımı fark ettiğinde güldü. "Az önce gördüklerimden yola çıktım." Diye sorumu cevapladı. Ona zorlukla gülümsedim çünkü az önceki hareketim oldukça saçmaydı ve şu an rezil olduğumu düşünüyordum.

Masaya bir sessizlik hakimken Taehyung buna bir son verdi. "Bugün biraz farklı görünüyorsun." Ses tonu bunu söylemek konusunda pek emin değil gibiydi.

Vereceğim cevabı düşündüm. Ne demeliydim ki şimdi? Jennie beni biraz süsledi ve hem de bu senin için mi? Gülümsemeye çalışarak bir cevap bulmaya çalıştım. Ancak gülümsemeyi başarabildiğimden pek emin değildim çünkü gergin bir gülümseme sunduğumun az çok farkındaydım.

"Öyle mi?" Şu an bulabildiğim en mantıklı cevap buydu. "Kahveleriniz." Garson kız masaya iki kahveyi bıraktığında, kahveden bir yudum aldım.

"Güzel gözüküyorsun." Duyduğum şeyle masaya geri bırakmaya çalıştığım fincan neredeyse elimden düşüyordu ancak son dakika buna engel oldum. Başımı yüzüne çevirdiğimde bunu utanarak söylediğini fark ettim. Hafiften kızaran yanakları onu besbelli ele veriyordu. İtiraf etmek gerekirse bu hali sevimliydi. Fakat yanakları kızaran sadece o değildi. Duyduğum iltifat bende de aynı etkiyi yaratmıştı.

Açıkçası ilk defa bir erkek bana güzel gözüktüğümü söylemişti. Bu erkeğin de Taehyung olması daha da garip hissetmeme yol açtı. Bu düşünce biraz daha kızarmama neden oldu. Şu an deli gibi yanaklarıma buz değdirmek istiyordum.

"Teşekkür ederim." Evet, bu kadar saniye ve bu kadar düşünceden sonra bu cümleyi kurabilmiştim.

Bu saçma atmosfer tatlılarımızın gelmesiyle sona erdi. Tatlılarımızı yerken konuştuğumuz tek şeyler bilgisayar oyunlarıydı. Ayrıca Taehyung'a çizgi roman okumaya başlamak istediğimi söylemiş, o da bana birkaç çizgi roman önermişti.

Kafeden ayrıldığımızda elimdeki telefondan saate baktım. Yaklaşık iki saattir burada oturmuştuk. Garipti ki sanki en fazla bir saattir burdaymışız gibiydi. Fakat daha sonra bu normal gelmişti çünkü beraber geçirdiğimiz zamandan fazlasıyla zevk almıştım.

Evlerimiz aynı tarafta olduğu için beraber yürümeye başladık. "Proje ödevi aldın mı?" Konuşacak bir şey bulamadığım için bu soruyu öne attım.

"Henüz almadım. Keşke almama gibi bir şansımız olabilseydi." Dedikleriyle derin bir iç çektim. Keşke gerçekten böyle bir şansımız olabilseydi.

"Fizikten projeye ihtiyacım var fakat bayan Kim'in saçma bir ödev vereceğini biliyorum. Bu yüzden sadece beni fizikten bırakmasını izleyeceğim." Dudaklarımı büzerek konuştum. Sesimin fazlasıyla umutsuz çıktığını biliyordum. Bayan Kim ve fizik benim için umutsuz vakaydı.

"Aynı şekilde ben de." Söylediklerini tam olarak anlayamadığım için başımı ona çevirdim. O zaten bana bakarak konuştuğu için anlamsız bakışlarımı fark etmişti.

"Yani... Bu dönem sonu fizikten kalacak olan sadece sen değilsin." Ona inanamaz bakışlarla bakıyordum. Demek kader ortağıydık. Aslında Taehyung'a şöyle bir bakınca gözüme fizik çözebilen biri gibi gelmişti.

Eve gelene kadar fizikle olan mücadelemizi birbirimize anlatmıştık. Ayrıca Taehyung son fizik sınavından yirmi almıştı ve benimle on dokuz aldığım için bayağı dalga geçmişti.

Şu an tek umduğum şey iki gün sonra yeniden birbirimize karşı soğuk olmamaktı.

Ayrıca bugünden sonra Taehyung'a karşı olan hislerimin değişebileceğini asla tahmin edemezdim.

Daha erken atmak isterdim ama bu bölümü yazarken zorlandım

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin🥺

Bu arada birkaç gün önce bir kitap yayınladım: a loser's love story. Destek olursanız sevinirim💓

no love𒆜vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin