ten

506 59 39
                                    

Şu anda saçma bir belirsizliğin içindeydim. Ve bu durumda olmaktan pek memnun değildim ama kendimi durduramıyordum. Sürekli ona bakıp duruyordum. Aramızda belli bir mesafe vardı ve ona olan bakışlarımı fark etmesi imkansızdı.

Kim Taehyung uzağımdaki bir masada oturmuş, her zamanki gibi yanından ayırmadığı diğer iki arkadaşıyla oynadığı oyun hakkında bağırarak konuşuyordu.

Ne zamandan beri gözüme bu kadar çekici gelmeye başlamıştı? Neden yüz ifadelerini sıkılmadan izliyorum?

Bu sorular içimde kafamı duvarlara vurma isteği uyandırıyordu. Ben böyle sorular soracak bir insan değildim.

İç çekerek elimdeki telefonun kilidini açtım ve google'a bununla ilgili bir şeyler aratıp aratmama konusunda ikilemde kaldım.

Zilin sesiyle bu ikilem sona erdi ve telefonumu kilitleyip olduğum yerden kalktım. Mina ve Jennie beni ekip bahçede basketbol oynayan erkekleri kesmeye gitmişlerdi. Bu sebeple bütün öğle teneffüsü öylece tek başıma oturmuştum.

Sınıfa ilerlerken yanından geçtiğim Yoora ve arkadaş grubunun varlığı rahatsız olmama sebep olmuştu. Her ne kadar başlarda bu kıza karşı nötr olsam da artık sevimsiz gelmeye başlamıştı.

Sınıfa girip sırama oturacakken, sıramın üstündeki kağıt duraksamama neden oldu. Bir aşk mektubu olma düşüncesi aklımdan geçmişti ama sanmıyordum. Aşk mektubu olmayacak kadar özensizdi. Ayrıca kim ne diye bana aşk mektubu yazacaktı ki?

Derin bir nefes alıp katlanmış pembe kağıdı açtığımda kullanılan kalem gözlerimi kısmama neden oldu. Kırmızı renk kullanılmıştı ve bu pek iyi bir anlama gelmiyordu.

Öğretmenin gelmesine az kalmışken sınıfta gözlerimi rastgele gezdirdim. Gözüme takılan kimse olmamıştı çünkü herkes kendi halinde takılıyordu.

İçimde bir merak oluşmuş ve nihayet kâğıtta yazan yazıyı okumak aklıma gelmişti.

Okul çıkışı büyük bir sırrı öğreneceksin. Okul bittikten on dakika sonra malzeme odasına gel!

Okuduğum şeyle kaşlarım havaya kalktı. Kim birisini bu şekilde bir yere çağırırdı? Bu bir tuzak olabilirdi ama neden birisi bana tuzak kurmak istesin ki? Sonuçta kimseye zararı olmayan normal biriydim.

Aklıma gelen fikirle arkamdaki sırada oturan sınıf arkadaşıma döndüm. Çoğu zaman sınıfta takılırdı. Belki bu kağıdı sırama bırakan kişiyi görmüş olabilirdi.

"Acaba sırama bir şey koyan birini gördün mü?" Merakla sorarken o ise bir noktaya odaklanıp düşünmeye başladı. Kısa bir süre sonra başını hayır anlamında sağladığında bu sefer kaşlarım daha da çatılmıştı.

Önüme döndüğümde sınıfa gelen Mina ve hemen arkasındaki öğretmenle bakışlarımı onlara çevirdim. Acaba Mina bana bir şaka yapıyor olabilir miydi? Büyük ihtimalle böyleydi. Hatta başka kalem bulamadığı için kırmızı kalem ile yazmış olabilirdi.

Sınıftakiler yerlerine yerleşene ve derse hazır olana kadar elimdeki kağıdı incelemeye devam ettim. Yanımdaki sıra boştu çünkü Mina öğretmenle beraber derse gecikmişti ve ceza almıştı. Şu an tahtada aptal gibi dikilmiş öylece duruyordu. Arada bana bakıp saçma sapan surat ifadeleri yapıyordu. Buna normal bir zamanda gülebilirdim ancak şu an ondan şüphelendiğim için yüz vermemeyi tercih etmiştim.

El yazısına baktığımda bunun Mina'nın yazısına benzemediğini fark ettim. Kesinlikle başkasına yazdırmıştı. Böyle yaparak anlamayacağımı sandıysa yanılmıştı.

"Geç yerine." Nihayet boş boş dikilmekten kurtulan Mina yanımdaki yerini almıştı. Yanıma oturur oturmaz dik bakışlarımı ona gönderdiğimde yüz ifadesini saçma sapan bir hal almıştı.

"Neden böyle bakıyorsun?" Fısıldayarak sormuştu. Ona kötü kötü bakmaya devam ederken sıramın üstündeki kağıdı eline tutuşturdum. Kağıdı açıp okumaya başlayınca onun da yüzünü anlamsız bir ifade kaplamıştı.

"Bu ne ki?" Ses tonu ve yüz ifadesi onun bunla alakası olmadığını gözler önüne  seriyordu ve bu açıkçası endişelenmeme sebep olmuştu.

"Şimdi bunu sen yazıp sırama bırakmadın mı?" Endişem ses tonuma yansırken ben de aynen onun gibi fısıldayarak konuştum. Tanrıya şükürler olsun ki tarih öğretmenimiz keskin duyma yetilerine sahip değildi.

Başını hayır anlamında salladığında elindeki kağıdı geri alıp yeniden incelemeye başladım.

"Acaba hangi sırdan bahsediyor?"

***

"Yanında gelmemem konusunda emin misin?" Mina çantasını sağ omzuna atmadan önce konuştu. "Ya başına kötü bir şey gelirse?"

Sürekli bu tarz şeyler söylemesi beni daha da kaygılandırmıştı. Fakat bunu ona belli etmemeye çalışıyordum. Hem başıma ne gelebilirdi ki? Sonuçta okul koridorlarında güvenlik kameraları vardı ve okulumuzda bu kadar cesur biri olduğunu sanmıyordum.

"Eğer saldırıya uğrarsam yanımda..." çantamı karıştırmaya başladım ancak kendimi savunabileceğim hiçbir şey yoktu. Elime gelen ayıcıklı anahtarlığı çıkardım. Anahtar takılı olmadığı için şu an hiçbir vasfı yoktu. "Ayıcık var." Elimdeki anahtarlığı gösterirken konuştum.

Mina bana birkaç saniye dik dik baktıktan sonra alayla güldü. "Ben bile daha fazla işine yararım."

"O zaman malzeme odasının karşısındaki sınıfa saklan ve tetikte bekle." Gözlerimi devirerek sınıftan çıktığımda o da hemen arkamdan çıkmıştı. Çıkış zili çalalı yaklaşık sekiz dakika olmuştu ve okul boşalmıştı.

Malzeme odasının bulunduğu koridora geldiğimizde Mina hemen sınıfın içine girmişti. Ben ise şu an tek başıma kapının tam karşısında dikiliyordum. Buraya gelme gibi bir zorunluluğum yoktu. Gerçekten ne diye burda duruyordum ki?

Derin bir nefes alıp malzeme odasının kapısını açıp içeriye girdim. Pencere olmadığı için içerisi zifiri karanlıktı.

"Kimse yok mu?" Bu soruyu sorarken sesim titremişti. Karanlıktan pek haz etmezdim ve şu an burada bulunmaktan memnun değildim.

Cevap alamamak korkmama sebep olmuştu. Ya şu an odada tektim ya da biri daha vardı fakat varlığını belli etmiyordu. İki ihtimalin de beni korkutuyor olması garipti.

Kapının açılmasıyla heyecanla hafiften sızan ışığın olduğu yere döndüm. Karşımdaki insanın yüzünü seçebiliyordum. Bu kişi Kim Taehyung'dan başkası değildi.

"Jisoo?" Soru sorarcasına çıkan kalın ses tonuna karşın ben de aynı şekilde cevap verdim. "Taehyung?"

Hemen sonrasında olanlar oldu. Hafif aralık olan kapı dışardan biri tarafından kapatıldı ve kilit sesi odayı doldurdu.

Kalbim hızlı bir şekilde atmaya başlayınca nefes almaya çalıştım. Bu halim korkudan mıydı, yoksa heyecandan mı?

Vote ve yorum lütfen💓

Nihayet yb attım...

Bu arada finale yaklaşıyoruz maalesef:(

Yaklaşıyoruz derken de 8 bölüm sonra🥺

no love𒆜vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin