"Küllerin İçinde Saklı Kalmış Sırlar"

137 8 4
                                    

Yeni bölüm ile merhabalar. Master devam ederken bir yandan da bölüm atmaya çalışıyorum. Geç ya da erken gelecek olan zaman dilimi içinde, yeni bölümü bekleyen herkese sabrından dolayı teşekkürler.

Hikayenin gidişatını nasıl bulduğunuzu yorumlarda belirtip, fazla uzun ya da sizi sıkan yerler olursa belirtiniz lütfen.

Bölümü okurken hoşunuza giden yerleri de üstüne tıklayıp belirtirseniz, düşüncelerinizi bile yoruma eklerseniz mutlu olurum..

Ben yazarken sizde okuyorsunuz, okuyucu olmazsa bir hikaye yaşayamazdı.

4,45 K olmuşuz teşekkür ederim ve iyi okumalar dilerim..

VEFÂ

BÖLÜM 27 : "Küllerin İçinde Saklı Kalmış Sırlar"

"..BEKLEME SONBAHARI

BİR ACI RÜZGAR ESER.."

Giray'ın Ağzından

Masal'ı uyurken seyretsem de aklım Poyraz'da kalmıştı. Her ne kadar Masal'a umursamaz imajı çizmiş gibi gözüksem bile bal gibi biliyordum tek başıma olsam gidip onunla sabaha kadar oturacaktım yanında. Boşta duran elimle gözlerimi ovup uyumaya çalıştım. Masal'a sarılıp başımı alnına hafifçe yaslayıp uykuya dalsamda yarım saat içinde gördüğüm aynı kabusla yeniden uyanıp bağırmamak için dişlerimi sıkıyordum.

Masal hareket edince nefesimi tutup hareketsiz kaldım. Bana sardığı kolunu karnına sarıp sırtını bana dönünce nefesimi bırakıp yavaşça kalktım yataktan. Odanın penceresine yürüyüp yıldızları izlemeye başladım.

Telefonu elime alıp merkezde olan birini aramaya yeltenip vazgeçtim. Telefonu avcumun içinde sıkıp üstüme ceketimi giyerek, ayırdığım poşetlerden birini alıp çıktım.

Merdivenleri inip lobiye gelince bir saat içinde döneceğimi bir şey olursa hemen haber vermelerini söyleyip çıktım. Arabaya binip dikkatli ve en hızlı şekilde merkeze sürdüm. Bir buçuk saatlik yolu kestirme ve hızla yarım saatte gelip durduğumda içeriye girdim.

"Amirim bir şey mi oldu? İzinli olarak gittiniz."

"Yok uğradım sadece siz rahat olun. İyi nöbetler."

Aşağıya inip bekleyen meslektaşıma sessiz olması için işaret yapıp kapıdan, uzaktanda olsa baktım. Poyraz gözünü kapatmış otururken uykuya dalmıştı.

"Verdiğiniz yemeklerden yedi mi?"

"Yok amirim istemedi yan tarafta ki çocuğa verin dedi. Başka bir şey içinde çağırmadı."

"Tamam ben içeri gireceğim, ikna ederim sen getir yemeği bana."

5 dakika içinde elinde yemekle nöbet tutmak için yerine geri dönünce omzuna hafifçe vurup teşekkür ettim.

Anahtarı alıp içeriye adımladım, nezarethanenin kapısını açınca Poyraz gözünü korkarak açıp bana baktı. Elimdeki poşeti ve yemeği yanına bırakıp çıkarken yerinde doğruldu.

"Giray" Arkamdan seslenince durdum. Dönmeden ne söyleyeceğini beklemeye başladım. "Sağ ol, istemiyorum" Dediğinde öfkem yeniden yeşermeye başladı. "Buraya kadar gelmeseydin keşke."

"Yemek senin, yarın ne olacak belli değil poşetin içinde hırka var. Seni düşündüğüm için değil, ailene ne diyeceğimi bilemedim ki sen anlatmak istersin diye haber verdirmedim." Kapıyı kapatıp kilitledim. "Yarın burada değilim ne olacak bilmiyorum. Umarım kendini yakacak bir hamle yapmazsın." Arkamı dönüp bu sefer nezarethaneden çıktım.

VefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin