"Geçmeyen Acı"

305 16 31
                                    

BÖLÜM : 4

İyi Okumalar

Sezgin'in Ağzından

Eve geçtiğimizde çoktan güneş doğmuş kapıda duran adamlarsa yeni yeni nöbetlerini devretmeye başlamıştı. Ben koltuğa kurulup sırtımı yasladığımda telefonu elime alıp evin güvenlik kameralarını açtım hemen. Bakalım biz yokken Barlas bey ne haltlar yemiş evimizde. Kamera açılınca kollarımı dizime yaslayıp öne doğru eğilerek izlemeye başladım. Salonda biraz oturup odalara yöneldiği sırada

"Hayırdır abi ne izliyorsun sen?!" Emir gelip yanıma oturdu tabii ben kayıtları saklayamadan telefonu kendine çekip elime kahvemi tutuşturdu. "Yuh! Eve sen ne ara yerleştirdin kameraları?!"

"Güvenlik için işte. Ver telefonumu." Almak için hamle yapınca ayağa kalkıp yan tarafa oturdu.

"Girişlere, gizli çıkışlara yerleştirsen tamam derdim kardeşte sen baya bizi gözetliyorsun.. Hayırdır diye sorarlar adama?" bana bunu sorarken gülüp önüne döndü.

"Ne güzelde uyuyor iki gözümün çiçeği odasında melekler gibi. Doğru söyle kardeşimiz yüzüne bakmıyor diye sen görmek için yaptın bunu değil mi?"

"Ondan evet başka ne olacakmış sanki?!"

"Al şu külahımı ona anlat! Bahanen bu ama esas Barlas eve geldi diye açtın bakmaya."

"Evet. Kardeşime bakışı bakış değil zaten bir boş anını yakaladığım zaman kapı dışarı edeceğim!"

"Dedi Sezgin Gencer, annesinin ona emanet edip, koru dediği yıllardır bizim evi çekip çeviren ailemizden saydığı çalışanlarımızın, manevi çocuğu için. Onu önce sen izin kopar ondan sonra boş hayallere kapıl abicim."

Emir en sinir bozucu sesiyle elime telefonu tutuştururken odaya çıktı. Bende elimdeki telefonu yan tarafa atıp biraz gözlerimi dinlendirmek için kapattım.

*

Giray'ın Ağzından

Aşağıdan gelen kırılma ve söylenme sesiyle gözümü açtım. Kafamı hafif oynatınca yanımızda duran küçük çekmecelerle biraz bakışıp her sabah olduğu gibi kendimce "Ben nasıl bu kadar dibine kadar kafamı getiriyorum uyurken ya? Hayır yani yeni alışkanlık olsa gam yemem de çocuk yaştan. Acaba aramızda odunluktan dolayı bir akrabalık bağımı var?" diye sorgulayarak çevirdim başımı.

Elimi yanıma attım yavaşça tabii Masal çoktan uyanıp mutfağı talan etmeye başlamıştır. Aklıma gelen huysuzluklarına gülerken telefonu alıp yavaşça doğruldum. Hafif hafif uyanmak için vucüdumu gerdikten sonra telefona baktım. Ne bildiri, ne acil durum mesajı yoktu. "Hayret!"

Dolabın önüne gidip açtığımda dağılmış kıyafetlere baktım. "Eh be Masal yine mi benim eşyalarımı göz koydun be kızım. Kendime değil bundan sonra sanada alacağım şu eşofman takımlarından. Kendine almıyorsun sonra ben giyecek birşey bulamyıp gömlek giyince ne bu resmiyet diyor.(!)"

Elime gelen günlük tshirtlerden birini kapıp üstüme geçirdiğimde kolyemide dışarıya çıkardım. Önce yüzümü yıkayıp sonra aşağıya inerken merdivenlerin en sonunda durup sağ omzumu duvara yaslayarak beklemeye başladım. Bakalım neymiş gürültünün sebebi?

"Sen kim ev hanımı olmak kim kızım?! Hayır bende ne buldu da aldı? Şuraya bak ya! Omleti kırk yılda bir tutturdum gittim tabakla kırdım! Elimin ayarı mı var sanki?! Yok ben istifa ediyorum hem hamaratlık hem aşçılık aynı zamanda da garsonluk yürütmek bana göre değil."

VefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin