Çünkü kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evrenin Ruhu'nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir. Her şey bir ve tek şeydir. Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşme...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Steve kapısını açtığında uyku sersemliğiyle önündeki paketi göremeyip yere düştü. Birkaç saniye söylendikten sonra ayağa kalktı. Paketi inceledi ancak aklına bir şey gelmedi. Bir fikri olmadığından uzun bir süre pakete baktı. Bunun bir bomba olmadığına kanaat getirdikten sonra paketi açtı. Kendi resmiyle karşılaştı. Şaşırdı, yüzüne birileri baksa kesinlikle komik bir yüz ifadesi bulurdu.
Resmi de alıp odasına geri girdi. Resime uzun bir süre baktı. Kimin yaptığını elbette ki biliyordu. Resmi masasına bırakıp odadan çıktı. Antrenmana gidiyordu. Tek gitmek istemediğinden -ki bu çok sık olmuyor- yanına arkadaşını almak için kapısını tıklattı.
İlk tıklatışında ses gelmeyince bir kere daha tıklattı. Ardından yüksek bir düşüş sesi duyuldu ve ardı arkası kesilmeyen küfürler. Kapı yavaşça açılınca Steve bugünkü arkadaşının dağılmış saçlarını ve morarmış göz altlarını gördü.
"Lanet rahibe! Bu saatte kapımda ne işin var!"
Genç kızın sesi sitem edercesine çıkmıştı. Sabahın köründe gelmiş kapısına dayanmıştı.
"Hazırlan, antrenman yapacagız."
Emma göz devirip kapıyı suratına kapatacakken Steve ayağını kapının arasına koydu.
"Hemen! Şimdi!"
Emma göz devirdi. Gitmek istemiyordu, sadece uyumak istiyordu. Lanet olası saat daha altıydı.
"On beş dakika içerisinde burada olmazsan Friday tarafından en ağır şekilde kaldırılırsın."
Steve tehditte bulunup spor salona gitti. Emma ise gözlerini bile açmadan yatağa geri girdi. Bu adamın, saatin kaç olduğundan haberi bile yoktu!
Emma, çalan yüksek ses müzikle yattığı yerden sıçradı. Birkaç dakika olayı idrak etmeye çalıştı. Steve'in bahsettiği o 'muhteşem' Friday kaldırılışına maruz kaldığını anladı.
"Lanet olsun! Kalktım. Kes şunu Friday!"
Ve müzik anında kesildi. Ayağa kalktı. Gözlerini açamadan banyoya girdi. Elini, yüzünü yıkayıp dişlerini firçaladı. Banyodan çıkıp üstüne giyinmek için siyah bir tayt aldı. Üzerine beyaz, baskılı tişörtü giyinip odasından çıktı. Friday yardımıyla spor salonunu buldu. Kapıya ulaştığında içeriye doğru kafasını uzattı. Steve var gücüyle kum torbasını yumrukluyordu. Emma hoşuna gittiğini belirtecek bir şekilde ıslık çalıp içeriye girdi.
"Sen kas şovu yaparken ben de seni izleyeceğim Stevie."
Emma alaylı sesiyle bir kahkaha atıp yere oturdu. Aptal aşıklar gibi ellerini çenesine koyup büyük bir iç geçirdi. Steve, genç kızın onunla dalga geçtiğini anlayınca kaşlarını çattı.
"Kalk ve yanıma gel Emma. Hem ne ara bana lakap takacak kadar samimi oldun?"
