'the universe'

1K 93 44
                                    


"Çok duygusalım şu an."

Emma akan göz yaşlarını peçeteyle silip sertçe burnunu sildi.

Star ve Stiles ilk karşılaştıkları zaman Emma'nın giyindiği tişörtü hediye etmişlerdi.

Emma küçük tişörtü kutudan çıkartıp havada tuttu.

Kirle kaplıydı. Hatta bazı yerlerde yırtıklar bile vardı. Ancak anısı vardı.

"Ne kadar da iğrenç bir tişört."

Emma yaşlı gözlerle tişörte baktı. Star ise yalandan bir hayranlıkla tişörte dokundu.

"Benim için harika olduğunu biliyorsun."

Ve dört arkadaş akıllarına gelen anı ile gülmeye başladı.

‡‡‡‡

Küçük kız sokakta dolaşırken belirli bir ritimle kendi oluşturduğu şarkıyı söylüyordu.

Üzerindeki cekete daha sıkı sarılıp karanlık sokakta seke seke yürümeye devam etti.

Güzel bir gece yürüyüşü yapıyordu. Oldukça keyifliydi. Kısa saçları yüzünden ilk bakışta küçük bir erkek çocuğu gibi görünüyordu.

Karanlık sokakta önüne atılan küçük çakıl taşı ile durdu. Kafasını gölgelerin arasında gizlenen kişilere çevirdi.

Küçük Emma kaşlarını çatarak gölgeye doğru ilerledi.

"Kimsiniz?"

Kıpırtı seslerini duyuyordu. Öne kendisinden uzun olan küçük bir kız çıktı. Kızıl saçlı küçük kız tam olarak gölgelerden çıkmayıp Emma'nın suratına baktı.

"Bu zamana kadar gördüğüm en tatlı erkek çocuğu."

Kız yanda birisine Emma hakkındaki yorumunu sundu. Ancak görünürde kimse yoktu.

"Ben erkek değilim. Hem, sen kiminle konuşuyorsun?"

Emma biraz daha yaklaştı ancak gördüğü iki kişiyle geriye doğru adım attı.

Kızıl saçlı kızın yanında iki çocuk daha belirmişti.

"Evine git çocuk. Ne sen bizi gördün ne biz seni?"

Kıvırcık saçlı asabi çocuk sinirle konuşup yanındaki kızı ve çocuğu tutup karanlığın içine geri girdi.

Emma etrafı kontrol etti ve yanlarına gitti. Sesini olabildiğince alçaltarak konuştu.

"Kimden saklanıyorsunuz?"

Sokağın diğer ucundan koşma sesleri yükseldiği anda kıvırcık saçlı çocuk Emma'yı karanlığa çekip konuşmaması için ağzını kapattı. Emma nefes bile almadan önlerinden giden ayaklara baktı.

Koşan iki yetişkin adam gözden kaybolduğu an çocuk elini ağzından çekti. Emma derin bir nefes alıp kendini yere attı. Sırtı çöp konteynerına değdiğinde çöpün kenarında olduğunu anlayarak kafasını konteynera yasladı.

"Serserilerden kaçıyoruz. Onlar çok korkunç."

Kızıl saçlı kız sessizce konuştu.

"Burada ne işiniz var ki? Aileniz falan yok mu?"

Emma biraz daha yaklaşarak sordu. Artık yüzlerini daha kolay seçebiliyordu. Etraf hâlâ karanlıktı ancak en azından kimin konustugunu anlayabiliyordu.

Apple Pie | Pietro MaximoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin