Bölüm ondokuz: zehirli sarmaşık

282 17 11
                                    


İyi akşamlar herkese, ben döndüm! umarım çok bekletmemişimdir. hadi başlayalım, İYİ OKUMALAR!

Ender ile görüşmesinden bir hafta sonra şahika, aynasında kendini bir aşağı bir yukarı süzüyordu; kocasıyla paylaştığı yatak odasındaki o ayna. 'az kaldı, bugün her şey bitecek' diye düşündü.

Kısa, spagetti askılı siyah bir elbise giyiyordu. elbise, zayıf vücudunun her santimini mükemmel bir şekilde gösteriyordu. Kombinini siyah çorap ve bir çift siyah topuklu ayakkabıyla tamamlamıştı; baştan aşağı siyahtı bugün. 'duruma uygun' diye düşündü.

Sonra makyaj masasından parfüm şişesini aldı ona hızlıca bir bakış attı, onun da rengi siyahtı. Şişeyi burnuna götürdü ve derin bir nefes aldı; muhteşem kokusunu içine çekti.

Zencefil ve biberin kokusunu hemen alabildi; ama koku kısa sürede gardenyaya dönüştü ve sonunda geriye sadece sandal ağacı, misk ve kehribarın baş döndürücü kokuları kaldı. Genel olarak, baharatlı, karanlık ve seksiydi. Ayrıca hafif bir gizem duygusu da vardı içinde; tam olarak şu anda hissettiği gibi. 'Bu parfümü gerçekten çok seviyorum.'

Ve son olarak da kırmızı rujunu sürdü; onun imza rengi. Genelde onu iyi olayların habercisi değildi bu renk. Ömer o anda odaya girdi ve ona gülümsedi; eğer şahikayı -gerçek şahikayı- daha iyi tanısaydı, bir şeylerin olacağını fark ederdi. Ama küçük işaretleri aramaya bile tenezzül edemeyecek kadar ona kapılmıştı; zavallı adam.

Eğer şahika hala o tatlı kız olsaydı, Ömer'e acımış veya üzülmüş olabilirdi. Ama BU şahika çok daha farklıydı; Ömer'in onu sevmediğini biliyordu. Onun cazibesine hemen kapılmayan ilk kadındı ve Ömer de bunu zorlayıcı bulmuştu, kovalamayı seviyordu sadece. Ayrıca muhtemelen ona söylemeden Ender'le evlendiği için babasına öç almak istiyordu. Yani herkes kazanıyordu bu durumda. Ömer, babasını kızdırmak ve dikkatini çekmek için onu kullanıyordu. Ve şahika içinde o sadece bir amaçtı. Tabii o bunu bilmiyordu. 've bugünden sonra da asla bilmeyecek'.

"şahika gitmeye hazır mısın? zaten geç kaldık!" Elbette şahika bunun farkındaydı; aslında zaman kaybetmek için, normalden çok daha yavaş hazırlanmıştı. Hepsi planın bir parçasıydı. "Evet hazırım. Bir dakka bekle, giyinme odasından ceketimi ve çantamı alıp geliyorum hemen."

Ceketini giydikten sonra çantasını kaptı; ancak, geri dönmeden önce yeni bir mesaj var mı diye telefonunu kontrol etti. Ve yeni gelen mesajı görünce, gülümsemesi daha da genişledi. 'iş tamamdır' yazıyordu. Şahika hemen, Çıktıklarını bildirmek için endere bir mesaj gönderdi 'şimdi evden çıkıyoruz, zamanı geldi. başla'. Sonra kendini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı ve odasına geri döndü. "tamam, hadi gidelim"

Arabaya oturduklarında şahika hemen emniyet kemerini bağladı ve nefesini tutarak Ömer'i izledi. Arabayı çalıştırıyordu ama kendi emniyet kemerini çekmeye çalıştığında, hareket etmedi. Defalarca denedi, her seferinde daha çok çekti ama faydası olmadı "ömer ne oldu?" Ömer şaşkın şaşkın baktı "bilmiyorum; Sanırım sıkıştı, çekemiyorum" evet...planda buydu zaten. Neyseki adam işini hakkıyla yapmış. 'Umarım diğer işi de doğru yapmıştır'

"ah!..peki onsuz araba kullanamaz mısın? Çünkü zaten geç kaldık, bunu kendin söyledin. Ve babanı tanıdığım kadarıyla..Başkalarını beklemekten hoşlanan birine benzemiyor pek" Ömer başını salladı "evet haklısın. Otoyoldan kaçınırsak, sıkıntı olmaz. Ordan gidebileceğimiz başka bir yol var, biliyor muydun? biraz dar ve genellikle sadece kamyonlar onu kullanıyor ama bugün ordan gidebiliriz" şahika mırıldadı "Aaa öyle mi!..hiçbir fikrim yoktu!"

unutma beniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin