.
.
.Birini çok sevmenin bedeli,
bir daha hiç kimseyi sevemeyecek olmaktır.Bedeni buz keserken gördüğü mesajı defalarca defalarca defalarca okudu. Başını hızla arkasından kapattığı kapıya döndürerek bir diğer yandan da gözleriyle etrafı taramaya başladı, kimse yoktu. Hatta öyle ıssızdı ki etraf, çıt çıksa yankı uyandırırdı. Emindi de dün gece onu kimsenin takip etmediğine keza gözü yolda olsa bile bir gözü de aynalardaydı peşine düşen var mı yok mu diye.Korkusu milletten değildi kendi ailesindendi Rojat ile Bertan uyanık olur da gecenin bu vakti nereye gidiyor diye ardı sıra gelmesinden korkmuştu. Nitekim gözleri onları arasa da bir başka araç ya da insan dahi belirmemişti hiç. Kimseye görünmeden etmeden gelmişti.
Kimdi o zaman bu Allahın belası?
Bir kez daha okudu mesajı. Azad olabilir miydi? Bilhassa ondan beklerdi çünkü. Yusuf ne kadar abi olmuşsa Azad'ın kinle yaklaştığını seziyordu. Yusuf ne kadar kardeşimdir deyip hatalarını yutmuşsa, Azad bir o kadar hata yapıyordu. Yusuf o kadar zarara uğramasına rağmen yüzüne vurmamışsa başarısızlığını, Azad amcalarının yanında bir o kadar onu meyhanelerde sabahlıyor diye küçük düşürüyordu diliyle..
Şimdi de beklerdi ondan her şeyi. Sırf abisinin canı yansın diye kendisini kullandığını bu yüzden evlenmekte bu kadar ısrar ettiğini düşünüyordu bazen. Gel gör ki bunu asla Yusuf'a dillendiremezdi. Değil tek Yusuf'a kimseye açamazdı böyle bir konuyu aile arasına nifak sokuyorsun diye kendisini tefe tutarlardı..
Titreyen parmaklarıyla mesajdan çıkıp Zeliş'e konum attı ve hemen gelip beni buradan al diye yazdı. Telefonu çantasına atıp arabanın anahtarını çıkaracağı sırada evin kapısının açılma sesini işitti. Dönüp bakmadı, arabaya doğru ilerledi.
"Berfan!" Dedi Yusuf, ardından adım seslerinin kendisine doğru yaklaştığını hissederek. Eli daha çok titremeye başladı o sinirle.
"Berfan dur, seni bırakayım. Araç kullanma bu hâlde."
Duymazdan gelerek elindeki anahtarın düğmesine basıp açtı kilidi, parmaklarıyla kapı kolunu kavrayıp açacağı sırada Karahan avucunu kapıya bastırıp açmasını engelledi. Katran karası bakışlarını adama çevirdi Berfan.
"Kaza yaparsın!"
"Siktir git!" Dedi yüzüne tükürür gibi. Şu zamana kadar ağzından ona karşı asla böyle bir kelime çıkmamıştı. Ama bugün anlamıştı ki Karahan daha beterlerini hak ediyordu. Bir de kendisini düşünüyormuşçasına bu hâlde araba kullanma diyordu. Onu bu hâle getiren kendisi değilmiş gibi.
"Bir daha da yanlışlıkla dahi çıkmayasın karşıma."
Gözlerini sıkı sıkı kapayarak arabanın kapısına sert bir şekilde vurdu Yusuf.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜJGAN
Teen Fiction🥀💔 📍 "Ben gidiyorum Berfan. Bir daha dönmemek üzere gidiyorum." Dediğinde kalbinin çarpıntısı nefes almasına müsade etmiyordu. "Tek başıma." Sonda vurguladığı bir nefeslik cümle bıçak olup kesti her bir yerini. "Biz!" Dediğinde gururunun param...