6.Bölüm

14.7K 754 518
                                    





OY KUTUCUĞUNU ⭐️ PARLATMAYI VE BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN...



OY KUTUCUĞUNU ⭐️ PARLATMAYI VE BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsan yara aldığı yerden değil.
Yarım kaldığı yerden ölüyor!

O nefret dolu bakışların ezası yangınını körüklerken ne yere sığıyordu ne de göğe. Kendini nasıl arabasına atmış nasıl konağın olduğu sokaktan çıkmıştı bilmiyordu. Ha gideceği yeri de bilmeden sürüyordu öylece. Zihninin duvarlarını delip kulaklarına dolan tek bir ses vardı, o da; "Azadların yarın bir gün çocuğu olacak." Diyen annesinin sözleriydi.

Arkadan korna sesi yükselince aynadan baktığında iki kardeşinin de peşine düşmüş olduğunu gördü.. Hızını düşürerek sağa çekti. Bir baba gibi hissediyordu artık onlara karşı. Hız yapmalarından tut ki dolaştıkları mekanlara kadar her şeylerini irdeler düşünürdü.

Durdurduğu arabayla başını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı. Azad hızlı hızlı gelerek açtı kapısını. Hemen ardından da Jiyan belirdi.

"İyi misin abi?" Dedi telaş eden sesiyle.

Gözlerini açmadan kafasını salladı Yusuf Karahan.

"İyiyim.." dedi yorgun argın tınısıyla. "Hadi şirkete geçin, benim az işim var dışarıda,uğrarım sonra ."

Jiyan buruk buruk baktı daha önce hiç bu haline rast gelmediği abisine.

Acınası gözlerin altında kalmak istemezcesine bağırdı.

"Laan hadi gitsenize.."

Abisini daha fazla sinirlendirmeden, açtıkları kapıyı kapatıp kendi araçlarına geçtiler.

Kardeşlerinin yol boyu giden arabalarını izledi Karahan boş gözlerle. Gözden kaybolduklarında ise ya sabır ya selamet çekip kendi kontağını çalıştırdı .

Dicle Nehri kıyılarına doğru yol alırken içindeki garip his geçmek bilmediği gibi katlanıyordu gitgide... Gidip bir yerlerde içini dökmesi lazımdı..İçine attıkları çürütüyordu varlığını..

Nehrin kenarına çektiği arabasının içinden izledi kayalıkları döve döve gelip  hırçın hırçın akan suyu.. Öylesine hırçındı ki Dicle ne mümkündü Fırat'ın bununla baş edebilmesi..Bir süre izledikten sonra kapıyı açarak indi. Ağır aksanlı adımlarla yürüdü kayalıklara doğru. Bedeni bir ton ağırlığında gibiydi öyle ki ayakları taşıyamıyordu onu. Dirayetini koruyamasa şuracıkta düşecek kadar aciz hissediyordu.

Ne demekti Berfan ile Azad'ın çocuğu?!

O günü görmektense ölmeyi yeğlerdi..

Nehrin asi sesi kulaklarına doluşunca çattı kaşlarını. Tüm imkansız aşkları, kavuşamayan sevdaları kendiyle birlikte götürürdü Dicle Nehri.

MÜJGAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin