Bölüm 26

6.6K 541 105
                                    

Günün 4. bölümü. Hiç yorum yapmayanların yorumunu görünce çok mutlu oldum. Bu bölümde aynı performansı bekliyorum😘😘

Seanstan çıktığında canı sıkkın gibi duruyordu.

" Nasıl geçti?"

" İyi"

" Nurullah doğru düzgün anlat şunu."

" Travmalarım varmışta geçmişe inmeliymişizde falan filan işte. Kadın neredeyse ilaç yazacaktı bana sinir oldum."

Ona aval aval bakıp kapkahayı bastım. Kendimi durduramıyordum.

" Gülme Muammer."

Suratını beş karış asmış şekilde çoçuk gibi bakarken nasıl gülmemi durdurabilirdim ki.
Yüzü kırmızının bir tonuna bürünmeye başlayınca susmaya zorladım kendimi.

Gülsem bile dediği şey ciddi bir şeydi. Travmaları olduğunu bende farketmiştim. Annesi erken yaşta öldüğü için Necla'ya bu kadar toleranslaydı mesela. Babası desen facebookta karı kız avındaydı. Bir de üstüne iş kazasında edindiği onu kompleksli yapan bir yaraya sahipti. Ve sanki tüm bunların sorumlusu kendisiymiş gibi cezayı kendine kesiyordu.

" Tamam tamam sustum. Verimli bir seans olmasına sevindim. Haftada 2 kez geleceksin çünkü."

Amcalardan çarptığım paralardan üçbeş kuruş kalmıştı onları buraya gömmeyi planlıyordum.

" 2 kez mi hayatta olmaz."

Onun dehşete düşmüş sesine karşılık tebessüm ettim.

" Ünlü düşünür aristotalesin dediği gibi never say never Nurullah."

.......

Nurullah, önüne yığdığım açıköğretim kitaplarına şaşkınlıkla baktı.

" Saçmalama kaç yaşında adamım ben, ne okulu bundan sonra."

" Sen beni sınavı kazanmaya, öğretmen olmaya teşvik etmedin mi? Konuşmayalım dediğimde çok üzülsen bile dediğin son şey sınavına hazırlan atan olmadı mı? Yok öyle iş paşa paşa çalışacaksın."

" Var ya eski Muammer'i şimdiki haline tercih ederim. O en azından kafa ütülemiyordu. İki günde perişan ettin beni."

Biraz haklıydı. Başına gestepo kesilmiştim. Öğretmenlik damarım tutmuştu bir kere hayatta bırakmazdım onu ikna etmeden.

" Boş yapma. İş yap. Bu sene ortaotul diplomanı al seneye liseyi alacaksın"

" Hadi ya. İstersen siyah önlüğümüde ver öğretmenim."

" Ha şunu bileydin. Öğretmenim ben. Bugün dinlen yarın okuldan geldikten sonra çalışmaya başlıyoruz."

Nurullah geldiğine geleceğine pişman olmuştu. Ama bunu yapmak zorundaydım. Artık kendini kimseden aşağı görüp cahilim demesini içim kaldırmazdı. Herkesten daha adamdı. Sadece ihmal edilmişti. Kendini sindirmişti.

" Muammer ben artık gitsem mi?"

Ellerimi belime koyup diklendim.

" Ben senin yüzünden ilaç tedavisi görüyorken eğer sen beni yüzüstü bırakıp gidersen adını bile anmam bir daha."

Bunları söyleyip ona yük yüklemek istememiştim ama mecbur bırakmıştı beni. Şimdi daha hiç bir şey oturmamışken giderse her şey havada kalır yine gider bile bile ateşe dokunurdu. Sırf onun için biraz vicdan azabı duymasına izin verdim.

Beni kendine yakın gördüğünü de biliyordum. Her şeye rağmen itimat ediyordu bana. Öyle ya da böyle saygı duyuyordu.

" Özür dilerim."

Atanma Harekâtı - GAY-  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin