Son bölüm için herkesten bir çiçek bekliyorum bu satıra🌾💖
Doğu görevimin son yılıydı artık. Bu yılın sonunda tayin olacaktım. Eylül ayının sonlarındayken dolandırdığım amcalardan birinin daha parasını ödemek için günü birlik Ankara'ya gelmiştim. Adresini bulabildiklerimden son 2 kişi kalmıştı artık.
Yarı aç yarı tok yaşayarak epeycesinin parasını ödemiştim , adresini bulamadıklarımdan yüklüce para gönderenler vardı onlarıda ucun ucun verecektim.
Çankaya'nın güzel bir yerinde , apartmanda oturan amcanın katına çıtıp kapıyı çaldım. Kapıyı yaşlı kel bir amca açmıştı. Bu amcanın bana şeyinin resmini attığını bilmek kısa bir süre midemi bulandırdı. Belliki durumu iyiydi, eğer öyleyse geri dönüp parayı onun adına darüşşafakaya bağışlayacaktım.
" Merhaba amcacım."
" Merhaba. Kimi aramıştınız?
" Mehmet Güngöreni aradım. Sizsiniz galiba."
" Evet benim ne için aramıştınız?"
" Yardıma ihtiyacı olan yaşlılara yardım ediyoruz da durumunuzu öğrenmek istemiştik."
Beni iyice süzdükten sonra çenesini kaşıdı.
" Sizi daha önce görmüşmüydüm?"
Siktir. Adam resmimden simamı hatırlamıştı rasmen. Yaş gitmiş ama iş bitmemişti amcanın.
" Hayır amcacım birine benzettiniz sanırım."
" Neyse. Emekli müdürüm ben. Yok ihtiyacım falan. Bu apartmandaki kimseninde yoktur zaten kör müsün evladım."
" Tamam o zaman iyi günler size."
" Hadi hadi iyi günler."
Kapıyı suratıma çarptığında daha önceden birkaç kez yaptığım gibi darüşşafakaya Mehmet Güngören adına havale yaptım. Ben telefonla uğraşırken bir anda bir şeye toslamamla telefon yeri boylamıştı.
" Oha gitti telefon."
Bir daha sittin sene mümkün değil alamazdım bir telefon.
Kafamı kaldırıp baktığımda gördüğüm suratla dondum kaldım.
Yüzünün bir tarafında yara izi olan en az Nurullah kadar kalıplı bir adam vardı karşımda. Gözleri Nurullah'ın aksine açık renkteydi. Ama bu dumur olmama yetmiştide artmıştı bile.
" İyi misin beyefendi."
Yine bir dejavu hissi sardı dört bir yanımı. Nurullah'ı gerçekleri öğrenmeden önce okulun bahçesinde ilk gördüğüm andada böyle olmuştu. Onu görür görmez donup kalmıştım. O da bana iyi olup olmadığımı sormuştu.
" İyiyim."
Kulağında parlayan küpe dikkatimi çektiğinde gözüm oraya daldı. Nurullah hayatta küpe takmazdı.
Belki de artık onu Nurullah'la kıyaslamayı bırakmam gerekiyordu.
" Emin misiniz?"
" Evet evet. Eğer çok özel değilse yara iziniz nasıl oldu ögrenebilir miyim?"
Bu patavatsız sorum karşısında önce afallayıp sonra gülmeye başladı. Eliyle yara izini okşamıştı.
" Bu mu? Küçükken kaynar su dökülmüş göğsümdede izi var biraz. Karizmatik bir iz değil mi?"
Nurullah.olsaydı saklardı. Anlatmazdı. Hatta bağırır çağırırdı. Bu adamsa özgüvenliydi. Hiçbir sıkıntısı,gocuntusu yoktu.
" Ben Baha bu arada."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atanma Harekâtı - GAY-
Literatura FemininaTamamlandı Facebookta amcaları dolandırmaya çalışırken nasıl bir erkeğe aşık olduğumun hikayesi. ... Texting- metin karışık Hikaye iki erkeğin arasında geçmektedir. Olumsuz ögeler içerir. 28.05.21