Takıntılı (Çeviri/JackJi Fanfic)

Takıntılı: Bölüm 5

Y.N/Merhaba.Bu bölümü çeviri hikaye yayınlayan, yeni vefat eden @Bianhua nickli arkadaşımıza ithaf ediyorum.Mekanı cennet olsun.

İyi okumalar.

**Ringg Ringg**

Zil bir kez daha çaldı ve teneffüs bitti.Tüm öğrenciler sınıfın içine koştu.Young Ji yerine oturdu.

Young Ji'nin BA

Jackson nerede?Haish. Ha?Ben ona mı bakınıyorum?Peh, saçmalık!

İki dakika sonra, Jackson sınıfa geldi ve onun yanına oturdu.

Young Ji, Jackson oturduktan sonra sordu: ''Jackson, bence yarın sunumu benim evimde tartışmak daha iyi olur.'' Jackson yüzünü ona çevirdi.

''Senin evin mi?Hayır, benim evimde daha iyi olur.''  Onun evi mi?Tchh.

''Tchh.Tamam o zaman.Adresini ver.Yarın akşam saat 6'da orada olacağım.'' dedim. Bir kağıt aldı ve bir şeyler yazdı.Ondan sonra, onu bana verdi.

''Geç kalma.''

''Tamam.''

**Ertesi gün, akşam,  6:03.**

Young Ji'nin BA

Voah, yani bu ev mi?Voah, çooooooook büyük! Hohoho.

Tıkkk Tıkkk!

Kapıyı çaldım.Haish, nerede bu?

Tıkkk Tıkkk!

Sonra kapıyı birisi açtı.

''Geç kaldın.'' dedi.

''Geç mi?Haish,  geç kalan sensin.''

''Ben mi?Kim demiş?''

''Ben.Kapıyı geç açtın.'' Hehehe.Aslında, geç kalan bendim ama sadece 3 dakika, tamam mı?

''Tchh, her neyse.İçeri gel.''

''Voahh! Burası senin evin mi?Çooooooooook büyük!''

''Buraya sunumumuzu tartışmaya mı geldin yoksa sadece BÜYÜK EVİMİ mi görmeye geldin?''

''Hıhh, tabi ki sunumumuzu tartışmak için geldim.Çünkü yarın sınıfın önünde sunmalıyız.Başlayabilir miyiz?'' dedim.

''Evet.''

Jackson'ın BA

''Hıhh, tabi ki sunumumuzu tartışmak için geldim.Çünkü yarın sınıfın önünde sunmalıyız.Başlayabilir miyiz?'' diye sordu.Cidden, çok konuşuyor.

''Evet.''

Eğer başlayabilirlerse bu Young Ji için yeterli olacak.

Bla bla bla bla, tartışmaya başladılar.

**1saat sonra**

Young Ji'nin BA

''Tamam.Bitirdik!Hihihi'' Güldüm, mutluyum.Mutluyum çünkü bundan sonra evime geri gidebilirim ve biraz kitap okurum.

''Bitti mi?Tamam, şimdi benim için biraz yemek pişir.Henüz yemedim.'' Neeeee?Pişirmek mi?! Onun için miiiiiii? Voahhhh, burası onun evi, kendisi yemek pişirebilir.

''Ne?! Hayır.Bu senin evin, yemeği kendin pişirmelisin!''

''Ah, gerçekten mi?Tamam, o zaman bu evden dışarı adım atamazsın, anlaştık mı?'' O ne halt ediyor?!Aman Allah'ım! Düşün Young Ji, düşün!..Aha.

''Tamam, o zaman.'' Young Ji yavaşça yürüdü ve kapıya koşmak istedi ama Jackson onu, bileğinden yakaladı.Young Ji ona baktı.

Jackson ona yaklaştıktan sonra: ''Kaçmak mı istiyorsun, ha?''

''Ha-hayır.'' Sırtı duvara değene kadar geri adım attı. 'Aman Allah'ım' Jackson ona daha da yaklaştı elleriyle ellerini kenetledi.Ona 'KORKUNÇ GÖZLERLE' baktı.

Young Ji kısık sesle; ''N-ne?Ailen birazdan eve gelecek, rahatça gideceğimi düşünüyorum.'' 

''Hayır, onlar burda değil.Onlar Maldivlere gitti.Yani, yemek pişirecek misin yoksa pişirmeyecek misin?'' Jackson Young Ji'ye seçenek sunmuştu.

''Tamam, pekala!Senin için pişireceğim!Hah, ne tembellik ama!'' diye mırıldandı.

Jackson onu sinirlendirerek yanığından öptükten sonra: ''İyi.'' dedi.

''YAAAAAA!'' diye bağırdı. 'O çok fazla oluyor!Haish, ondan uzak durmalıyım!Tehlikeli!Goo Hara ne dediyse tamamıyla doğru!' Ona karşı hissettiği öfke ile mutfağa gittikten sonra tekrar mırıldandı.

Jackson'ın BA

Ben sadece...onu öptüm mü?Ben sadece...gerçekten, üstelik sadece bu yanağıydı, kendimi tutamıyorum!

''Sorun yok Jakckson, o senin!Bunu ona yapmış olsan bile o senin olacak.'' Kendi kendine kötü bir sesle fısıldadı.

'Evet, sen haklısın!O benim!Ona istediğim herhangi bir şey yapabilirim ve hiç bir erkek onunla yakınlaşamaz ya da ölür!Hahhahaha' Sırıttıkten sonra alçak sesle kahkaha attı.