Takıntılı: Bölüm 43

263 13 1
                                    

Ç.N/Bu bölüm lanetli gibiydi arkadaşlar ne zaman çevirmek için girsem, mutlaka internetten düştüm:D:DD: Her neyse.Sonunda çevirebildim.Finale geldik, inanılmaz.Neler düşünüyorsunuz?İyi hikaye miydi?^^ Ben çevirirken mutluyum umarım sizlerde okurken mutlu olmuşsunuzdur.Finalde görüşmek üzere.İyi okumalar diliyorum. :)

"Utandın değil mi?" Young Ji bozulmuştu.

"Ah!Tamam!Açık olacağım.Utandım!" Young Ji yüzünü yastıkla kapattı.Jackson yüksek sesle güldü.

"Beklediğim gibi...Hahahhahaha"

Young Ji yastığı yüzünden kaldırdı ve tepkisini gördükten sonra cesurca sordu."N-ne?Beklediğin gibi mi?"

"Evet!Her zaman benimle uyumanı söylüyorum, sen kızarıyorsun. Yumuşak yanaklarının dometes gibi göründüğünü bilmediğine eminim! Haahhahha!" Jackson tekrar güldü. 'Öyle miyim?' Young Ji merak etti.

"İyi!O zaman odamda uyuyacağım!" Young Ji yataktan gitmek üzereydi ki, Jackson onun bileğinden yakaladı ve ona sarıldı.Young ji biraz bile hareket etmedi.Sarıldığı kollarında güvende hissetti.

"Young ji, bir şey bilmek ister misin?" diye sordu Jackson ona sarılırken.

"Ah.Nedir?"

"En büyük korkum seni kaybetmek, ben gerçekten bundan korkuyorum.Herhangi bir adamın sana yaklaşmasına izin veremememin nedeni bu. " Jackson açıkça söylemişti.Young ji sessiz kaldı.

Young Ji'nin BA

Yani, onu öldürme sebebi bu muydu?Demek istediğim...Hongbin'i?Hongbin'in beni ondan uzaklaştıracağından mı endişelendi?Ama, hala...onu öldürmemeliydi.Ah, geçmiş geçmiştir!Seni özleyeceğim, Hongbin!Benim en iyi arkadaşım!

"Young Ji beni duydun mu?" Jackson onun cevap vermediğini görünce omzuna vurdu.

Young Ji, "E-evet, seni duyuyorum!Benim de en büyük korkum seni kaybetmek ve senin üzüntün benim zaafım." dedi ve sarıldı.

"Gerçekten mi?Ah, endişelenme! Endişelenme, ağlamaya başlarsam ya da üzgün olursam vazgeçeceksin." Jackson neşeyle gülümsedi.Ona sıkıca sarıldı.

"Oh, yani sen şimdi biliyorsun!Hahahha" Young ji onun kucağında güldü.

"Bebeğim, bana bir söz vermelisin..." Jackson aniden onun çenesini yukarı kaldırdı ve ona bakmasını sağladı.

"Söz mü?Ne sözü?"Young ji gözlerini kırptı.

"Bu kolyeye, bizim ismimiz olan kolyeye, iyi bakmanı istiyorum, bana bu sözü verebilir misin?" diye sordu Jackson.

"Evet, söz!Endişelenme!" Young ji ona bakarken güldü.

"Eyy!Uyuyalım!" Jackson aniden uyumak için onu zorladı.Young ji vurdu.

"Böyle nasıl uyuyayım?" Young ji parmağıyla şu an ona sarılan kollarını işaret etti.

"Tabi ki, uyuyabilirsin! Yeobo / Hayatım/, bahane arama! Uyu!İyi geceler, güzel uyu ve tatlı rüyalar!" Jackson sarıldığı kollarını çözmeden onun başından öptü. 'Ahh, ona baktığım zaman neden kalbim bu kadar çok çarptı?Kalbim, kalbim...~"

"Tamam, o zaman!Sen de!" Young Ji gözlerini kapattı, uyudu.

***

"Günaydın!!!" diye bağırdı Jackson'ın kulağına Young Ji.Jackson yataktan düştü.

"Yaaa! Yeobo/hayatım/! Sen, buraya gel!Sana bir hediye vereceğim!" Jackson yerden kalktı ve onu kovalamaya başladı.

"Sana beş kere seslendim ama sen hala kalkmadın yani, bu son çareydi.Hehehhe" Young ji sırıttı ve Jackson'ın odasından kaçtı.

Takıntılı (Çeviri/JackJi Fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin