**5 Gün Sonra**
'Lanet olasıca sesini, gülmesini özledim!Onunla tekrar konuşmam için ne yapmalıyım?Offfffffffff!' Jackson iç çekti.
**1 Hafta Sonra**
Bir hafta oldu ama hala, her zamanki gibi konuşmak yok, gülmek yok, şaka yok, birlikte takılmak yok.
Jackson allak bullaktı.
"Dışarıya çıkıyorum, hoşçakal!" Nereye gideceğini Young Ji'ye söylemeden evden ayrıldı.Young Ji onu umursamadı.Sadece koltukta oturuyor, televizyon izliyordu.
**
Sıkılmıştı.Young Ji bir kaç kez kanal değiştirmişti ama hala, sıkılıyordu.Telefonunu aldı ve oyun oynadı.High School Story oyununu.
**
'Tamam, bu oyun biraz sıkıcı.Plant vs Zombie oynayayım.' Young Ji telefonuna yoğunlaştı.
Bir kaç dakika sonra...
Young Ji telefonunu masaya koydu.Sıkılmıştı.Dışarıda yağmur vardı. 'Çikolatalı kek almak istiyorum, yupii~ ' Young Ji kazağından faydalandı ve mutfaktaki şemsiyeye baktı ama burada şemsiye yoktu. 'Bu şemsiye nereye gider?' Tüm mutfağa tekrar bakındı ama hala onu bulamamıştı. 'Peki, kazağım var.' Young Ji kapıyı açtı ve yakındaki dükkana koştu.Kek dükkanına...
"Ahjumma/Teyze/ bu çikolatalı keki istiyorum." Young Ji ıslak kazakla dükkana girdi ve bir kek seçti.
"Tamamdır, bekle burada." Bu yaşlı bayan bir kutu aldı ve keki kutuya yerleştirdi. "İşte, al bakalım." Keki Young Ji'ye verdi ve onu bir süre yalnız bıraktı.Sonra bir şemsiye ile geri döndü. "Bu şemsiyeyi kullan, dışarıda yağmur var." Yaşlı bayan ona şemsiyeyi verdi.
"Gerek yok, teşekkürler.İşte para.Tekrar teşekkürler, Ahjumma/Teyze/!" Young Ji kıkırdadı.Kekin parasını ödedi ve eve tekrar koştu.
"Ah şu çocuk!" Kadın gülümsedi.
**
Young Ji kapıyı açtı ve eve girdi.Keki mutfağa getirdi ve masaya koydu.
"Amanın benim çikolatalı kekim!" Young ji daha önce koştuğundan dolayı mahvolan keki gördükten sonra suratını astı.
"Tamam.Mümkün olduğu kadarıyla, seni yiyeceğim." Young Ji gülümsedi ve keki yedi.
Keki yemeyi bitirdikten sonra, odasına gitti ve duş aldı.Soğuktu.Dışarıda yağmur vardı~ Young Ji uzun kollu bir bluz giydi.Sonra yatağını hazırladı ve vücudunu örtmek için battaniyeyi çekti.Soğuktu.Klimayı kapattı.
**
JB; "Jackson, oraya gitmek istediğinden emin misin?" diye sordu.
Jackson üzgün sesle; "Evet, eminim.Ben sadece şu an çok gerginim."
"Neden?" Arkadaş olarak, onlar her zaman birbirleriyle sorunlarını paylaşırlardı.
"Şimdi bir hafta oldu ama Young ji hala benimle konuşmak istemiyor." Jackson her iki eliyle de yüzünü kapattı.Gerilmişti.
"Neden?"
"Ben...Ben onun arkadaşını öldürdüm." Hepsi şaşırmıştı.
"Ne?!Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!Polis..." JB cümlesini bitirememişti çünkü Jackson aniden onun sözünü yarıda kesti.
Jackson ciddi bir şekilde; "Hayır, ben ciddiyim!Evet, annem bana bir hafta önce yardım etti."
"Voah, bu gerçekten inanılmaz.Bunu bir kez daha yapmazsan iyi olur Jackson, bu tehlikeli!" JB ona tavsiye verdi.Jackson sessizdi.
"Tekrar soruyorum, oraya gitmek istediğine emin misin?" Jr sessizliği böldü.
"Evet."
**
Young Ji yatağından zıpladı ve mutfağa gitti.
"Neden şu an güçsüz hissediyorum?" Yavaşça mutfağa yürüdü.Dolaptan bir bardak aldı ama bardak elinden düştü.
"Benim neyim var?Bu sadece bardak..." Young ji kırık bardağın parçalarını, kırık parçalar elini kanatana kadar yavaşça aldı.
"Dikkatsiz!" Young Ji kendisini azarladı.Sonra odasına gitti ve kanamasını durdurmak için yara bandı aldı.Mutfağa geri gitti.Kırık bardağın parçalarını dikkatlice aldı.Kırık parçaları topladıktan sonra odasına gitti ve tekrar yatağa uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı (Çeviri/JackJi Fanfic)
FanficHerkese merhaba! Türk JackJi shipperlara bu hikaye ile sürpriz yapmak istedim. Bu hikayeyi ben yazmıyorum.Hikayenin orjinal ismi 'Obsessed' ve yazarı @Littleprincesssss'dir. Çeviri için yazarından bizzat izin aldım.Umarım bu sizi sevindiren bir habe...