Ç.N/Hey, hikaye nasıl gidiyor bakalım?Rahatsız olduğunuz bir konu var mı?Benim okuyucularımdan yana hiç bir sıkıntım yok diyebilirim sadece görüntüleme sayısı 70 ise, beğeni sayısı 10 oluyor. 1/7 çok üzücü bir oran.Görüntüleme sayısı kadar beğenileri görmek beni mutlu ediyor.Emeğimin karşılığını almış gibi hissediyorum.Beğeni, yorum -eleştirileriniz dahil- bekliyorum.Her neyse.İyi okumalar diliyorum.^^
''Tabiki! Ama ilk önce dondurmacıya gidelim, hehhe'' Young Ji neşeyle sırıttı.Hongbin gülümsedi ve başını salladı. 'Ondan hoşlandığımı ona söylemeli miyim?Hayır! Yapamam! Korkuyorum, eğer ona hislerimi açarsam (itiraf edersem) onu kaybedeceğim.' Hongbin iç çekti.
**
Bugün zamanlarını birlikte geçirdiler.Film izlemeye gittiler, buz pateni yaptılar, parkta dinlendiler ve daha fazlası.Akşama kadar vakit geçirdiler.Young Ji telefonuna baktı.
''Hongbin, sanırım şimdi gitmem gerek.Saat 19:45 şu an.'' Young Ji endişelenmişti.
''Gerçekten mi?Hala erken.Neden?Seni bekleyen birisi mi var?'' diye sordu Hongbin. 'Evet, o Jackson!' Young Ji sadece kalbinde fısıldadı.
''Ben...Ben sonra annem beni merak eder diye endişelendim.'' Young Ji bir mazeret uydurdu.
''Tamam, ama önce restorana gidebilir miyiz?'' diye sordu tekrar Hongbin.
''Yapamam.Üzgünüm.'' Young Ji üzgün bir suratla cevapladı.
''Lütfen.'' Hongbin ona yalvardı.
''Ben...Tamam.Ama çok fazla vaktim yok.'' Young Ji bir süre için kekeledi.Hongbin başını salladı.Yakındaki bir restorana gittiler.
Garson elinde küçük boş bir not defteri ile ''Siparişinizi alabilir miyim?'' diye sordu.
''Evet, 2 patates kızartması ve 2 limonlu soğuk çay.'' dedi Hongbin.Garson başını salladı ve oradan ayrıldı.Young Ji Hongbin'e baktı.
''2 patates kızartması mı?1 yeterliydi.''
''Sorun değil.Hehhe.'' Hongbin güldü.Young Ji de sessizce gülümsedi.
Young Ji güldükten sonra Hongbin sordu; ''Neden?''
''Hiçbir şey.'' Young Ji sırıttı.Sonra, garson masalarına yemeklerini getirdi.2 patates kızartması ve 2 limonlu soğuk çay.Konuşmadan yemeye başladılar.
**Bir kaç dakika sonra**
''Çok doydum.Hongbin, teşekkür ederim!'' Young Ji güldü.Hongbin de başını salladı ve gülümsedi.
''Şimdi gitmeliyim!Tekrar teşekkürler!'' Young Ji restorandan ayrıldı.Hongbin gülümsedi.
**
Young ji evin önüne vardı.Hisleri nedeniyle gergindi. 'İnşallah Jackson çoktan uyumuştur.' Young Ji çantasından yedek anahtarı çıkardı ve kapının kilidini açtı.Anahtarını çantaya geri koydu ve kapıyı yavaşça açtı.
Jackson biraz soğuk ve sert bir şekilde ''Saatin kaç olduğunu biliyor musun?Nereye gittin?'' diye sordu.
''Ah, beni korkuttun.Ben..Ben Goo Hara'nın evine gitmiştim.'' Young ji yalan söyledi.Yapmalıydı da.
''Gerçekten mi?Ben dışarıda HONGBİN ile olduğunu sanmıştım.'' dedi Jackson, Hongbin'in ismini vurgulamıştı.
''Ha...Hayır.'' Young Ji kekeledi.Yere baktı ama sonra başını kaldırdı ve Jackson'a baktı.
''Jackson, yukarı çıkmak istiyorum.İyi geceler.'' dedi ve uzaklaştı.Jackson'ı orada bıraktı.Jackson sessizdi. 'İnatçı!' Jackson sırıttı ve odasına gittikten sonra kapıyı kapattı. (Ç.N/Bu hayra alamet değil bence)
**Sabah**
Jackson erkenden uyandı bugün.Mümkün olduğunca Young Ji'ye hissettirmeden evden ayrıldı.Young Ji hala rüyalar alemindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı (Çeviri/JackJi Fanfic)
FanfictionHerkese merhaba! Türk JackJi shipperlara bu hikaye ile sürpriz yapmak istedim. Bu hikayeyi ben yazmıyorum.Hikayenin orjinal ismi 'Obsessed' ve yazarı @Littleprincesssss'dir. Çeviri için yazarından bizzat izin aldım.Umarım bu sizi sevindiren bir habe...