Sönmeyen Işık-12

476 52 11
                                        

Sabah her yerim ağrıyarak kalkacağımı sanarken hiçbir yerimin ağrımaması beni şaşırttı. Hatta çok güzel uyumuştum. Yan tarafa dönüp gözlerimi açtığımda Bora'yı beklerken sadece resimlerle dolu bir duvar karşıladı beni. Ne yani, gitmiş miydi? İnsan bir hoşçakal der demi. Yüzüm yavaşça asıldı. Etrafta gözlerim dolaştı. Not falan da yoktu. Yavaşça ayağa kalkıp odamdaki banyoya gittim, saçımı gelişi güzel toplayıp yüzümü soğuk suyla yıkadım.

Aşağıdan mis kokular geliyordu. Galiba halam gelmişti. Merdivenlerden inerken aklımda dolanan şarkıyı söylemeye başladım. Arada kafama esince evde söylediğim şarkılar. Sesim güzeldi ama bunu Selim, Eylül ve Halam dışında kimse bilmezdi. Bide annem babam. Sürekli beraber şarkı söylerdik.

   Mevsim rüzgarları
   Ne zaman eserse
   O zaman hatırlarım
   Çocukluk rüyalarımı
   Şeytan uçurtmalarım
   Öper beni annem yanaklarımdan
   Güzel bir rüyada
   Sanki sevdiklerim hayattalarken hâla
 
  Akşama doğru azalırsa yağmur
   Kız kulesi ve adalar
   Ah burda olsa çok güzel hâl-

"Sesinin bu kadar güzel olacağını sanmazdım." Boranın sesini duyunca panik yapıp ayağımı merdivene taktım. Ve sonucunda kıç üstü yuvarlanmış bulundum. Hani nerde beni kurtaran yakışıklı prens? Tamam, yakışıklı prens şuan karşımda kahkahalarla gülüyor ama genelde  belinden eller hızla tutar ve düşme tehlikesi atlatılır, bir bakışma olur, kız kızarır, oğlan güler...  Ya da ben mi çok fazla kitap okuyorum?
   
Düşüncelerimden ayrılarak sinirle yere yatmış gülmesini durdurmaya çalışan Bora'ya baktım. "Gülme!" diyerek gözlerimi kıstım. İnadıma daha gür kahkahalar atmaya başladı. Onun bu haline ve kendi halime bende gülmeye başlayınca ikimizin kahkahaları birbirine karıştı.

Uzun kahkahalarımızın yerini iç çekişlere bırakmasıyla vakit kaybetmeden konuşmaya başladım. "Gittiğini sanmıştım. Korktum!" dedim ve koluna hafifçe vurdum.  "Seni terk edeceğimden mi korktun? Merak etme ayı. Daha dileklerim var. Bu da uzun bir süre daha senle olacağım anlamına geliyor" dedi. Gözlerimi kısıp "Gece resmen pestilim çıktı, kendimi dozerle ezilmiş sandım. Ayı olan sensin asıl." dedim. Gözlerini devirip "Hadi kahvaltı hazır. Hızlı ol da okula geç kalmayalım." deyince başımı onaylarcasına salladım ve mutfağa doğru ilerledim.

  Bir dakika! Ne dedi? Kahvaltı hazır mı? Sanırım yanlış duydum. Hızlıca arkamı dönüp işaret parmağımı Bora'nın yüzüne getirdim. "Ne dedin? Kahvaltı mı? Sen ve kahvaltı! İnanmam." Kollarımı çapraz yapıp kafamı sağa çevirdim ve gözlerimi kapattım. Sonra aklıma aynadaki denemelerim gelince hemen eski halime döndüm. Bu hareketi yapınca gerçekten çok mal oluyorum. Bora çirkinliğimi es geçip sabır çekerek omuzlarımdan tutup mutfağa götürdü.

Masaya baktığımda gerçekten de hazırladığını gördüm. Şuan oturup ağıt yakasım var. Ben bile böyle hazırlayamam. Evde kalcam ahey ahey ahey!!

İçimdeki Köylü Fatma Ağayı -Evet herkesin içinde kraliçe ya da prenses olur ama bende Köylü Fatma Ağa...- susturma işim bitince  "Tamam cevabımı aldım. Senin gibi ayılar kahvaltı hazırlayabiliyormuş" dedim. Beni takmadan masaya oturup dilim ekmeğe bal sürmeye başladı. Bende masada ne var ne yok diye bakmaya başladım. Bir kuş sütüyle patates kızartması eksik. Bi saniye. Bu masada patates kızartması eksik! "Ya ama bu dört dörtlük sofrada nasıl patates kızartması yok." Dedim içimde ki KFA'yı çıkararak. -KFA, Köylü Fatma Ağa. Anladınız zaten.- Bora beni takmayıp elindeki ekmeğe bal sürüyordu. Allahım, bu çocuğu beni sınamak için mi gönderdin?

Beyefendi hazretleri durup bana baktı ve elindeki ekmeği ağzıma tıktı. "Bir kerede zararlı şeyler yeme be kızım." diyerek ikinci ekmeği alıp diğerine bu sefer reçel sürmeye başladı. Ağzımdaki ballı ekmeğe bakarken kaşlarımı çattım. Ağzımdakinin el verdiği kadar "Ya Bora! Ben bal sevmem ki!" dedim. Boğuk çıkan sesime hafifçe güldü.
 
Kahvaltı bittikten sonra ben kirlileri bulaşık makinesine dizerken Bora'da masayı siliyordu. Yavaşça Bora'ya baktım. Üstünde yine babamın pijamaları ve mutfak önlüğü vardı. Sessizce kıkırdarken telefonumu cebimden çıkardım ve fotoğrafını çektim. Bora fark etmeden yanından uzaklaştım ve  yukarı çıktım.

Sönmeyen IşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin