11

362 44 36
                                    

Minghao ilk iş gününde stajyeri takip ederek zemin kata geri döndüler ve binanın kafe kısmında birlikte karşı karşıya oturdular. Kendi için olmasa da onun için yemek arasıydı. Anlattığı kadarıyla tüm gece buradaydı ve kahvaltısını ettikten sonra da akşama kadar burada olacaktı.

"Yardımcı doktor neyi kastetti?"

Chan siparişini verdikten sonra tüm ilgisini Minghao'ya verdi.

"Ötenazi programı nedir biliyor musun?"

Başını olumsuz anlamda salladı. Böyle bir kelime veya artık her neyse kendisi için hiç tanıdık bir şey değildi.

"Terimsel olarak belli koşullar karşılığı kişinin kendi yaşamına son verme hürriyeti diyebilirim. Geri dönülemeyecek kadar hasta veya engelli insanlar hayatlarını acısız bir şekilde bitirebilmek için bu programa başvuruyorlar."

Resmileştirilmiş intihar diye düşündü Minghao. Böyle bir şeyin varlığından haberdar değildi doğrusu.

"Bizim ülkemizde yasal değil ancak özel kliniklerin güçlü koşullar altında bunu yapmalarına izin veriyorlar."

Peki bunun burası veya denek ile ne alakası vardı anlamıyordu.

"Wonwoo özel bir klinikte ötenazi programına katılacaklar listesinden bulunmuş. Ben de iki aydır staj yapıyorum burada ancak anlatılana göre birinci derece fiziksel engelliymiş."

Minghao bir an şaşırarak ağzı açıldı. Böyle birini denek olarak kullanmak bu çok daha canice bir şeydi. Tüyleri diken diken oldu.

"Lisede çalıştığı marketin gasp edilmesi sırasında çeteciler tarafından öldüresiye dövülmüş. İki kolu ve sağ bacağıında sinirleri zarar görmüş. Sonraki birkaç yılını tekerlekli sandalyede bakıma muhtaç bir şekilde geçirdikten sonra ötenazi programına adını yazdırmış."

Duydukları karşısında daha önceden denk geldiği donuk gözleri hatırladığında hissettiği soğuğu şimdi daha iyi anlayabiliyordu. O gözlerde ölümü kabullenmiş birinin soğukluğu vardı ve yaşam dolu Minghao bundan o anda rahatsız olmuştu.

Az önce sipariş alan garson Chan'ın istediklerini getirdiğinde sohbetin burada bittiği belliydi. Bunlar Minghao için yeter hatta artardı şu anlık. İlk gün için çok fazla sarsıcı şey öğrenmişti.

"Bir şeyler atıştırıp Doktor Lee'nin yanına dönmem lazım. Geri kalanını sonra anlatırım."

Boyun kartının peşine verilen ufak telsiz gibi şey önlüğünün cebinde titrediğinde başta irkildi. Amir Choi'nin dediğine göre çağrılar için kullandıkları bu ufak cihaz sürekli yanında olmalıymış. Üç parmak kalınlığında ufacık kutu üzerinde yazıyı gördüğünde gitmesi gerektiğini anlamak zor değildi.

"Sanırım beni çağırıyorlar."

Masadan kalkarken Chan gülümsedi.

"İlk iş günün umarım iyi geçer. Wonwoo ile bu kadar mümkün olabilir bilmiyorum."

Dediğine fazla takılmadan ilerlediğinde bunu Wonwoo'nun zor biri olabileceğine yordu. Ne kadar zor olabilirdi ki diye düşünmeden edemedi. En fazla onu aşağılayabilirdi ki Minghao buna zaten alışıktı.

Çağrı kutusunun titrediğinde üzerinde yazan kapı numarasını bulduğunda derin bir nefes alıp içeri girdi. İşte başlıyordu. Tek yapması gereken Wonwoo'ya hizmetti. Zor değildi demek isterdi ancak odaya girdiği anda gördüğü şey ile gözleri kocaman açıldı ve öylece kaldı. Birinci derece fiziksel engelli dedikleri Jeon Wonwoo yürüyüş bandında koşu yapıyordu.

Kidult | WonhaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin