Xu Minghao ihanetini üzerinden tam iki hafta geçirdiğinde içinde hissettiği hiçbir yıkılış veya enkaz toparlanmamıştı. Bunun bu kadar can yakıcı ve atlatılması zor bir şey olduğunu bilmiyordu. Bu Hao'yu deli gibi zorluyordu.
Bu süre zarfında bir iki yere iş başvurusu için gitmişti. Başka çok değişen bir şey yoktu. Soonyoung o günden sonra olanları açıklama gereği duysa da hiçbir mantıklı sebep sunmamıştı ona. Wonwoo'nun ondan bu kadar nefret etmesinin sebebini o da bilmiyordu.
Bu yüzden o iş yerinden her geldiğinde Hao üzerinde o doktor önlüğünü görmeyi hiç hazetmiyordu. Görmek için can atacağı birinin her gün yanından geldiğini bilmesi de ayrı bir yokuşa sürüyordu.
Soonyoung imzaladığı sözleşme gereği kendi yerine geçecek birini bulana kadar bir ay daha çalışması gerekiyordu. Nihayetinde onun sadece iki haftası zaten gitmişken sadece iki hafta sonra Wonwoo ile olan tüm bağları kopacaktı.
Buna üzülmemesi gerekiyordu ama deli gibi üzülüyordu.
O gün evde internetteen yeni iş ilanlarına bakıyordu ki Soonyoung'un kapı sesini duydu. Kapı sesinin hemen ardından nir koşuşturmaca duyduğunda ise bir şeylerin ters gittiğini anladı.
Kaşlarını çatmış bir şekilde daha dikkatli dinlerken Soonyoung'un öğürme seslerini duydu. Telaşla oturduğu koltuktan kalkıp banyoya gittiğinde kapıyı kapatmaya zaman bulamadan klozet başında onu buldu.
"Soonyoung, iyi misin?"
Defalarca öğürmesinin sonunda midesindeki her şeyi tamamen çıkardı. Minghao bu sırada ağzını çalkalayabilmesi için mutfaktan bir bardak su doldurup geldi.
"Bununla ağzını temizle."
Soonyoung dediğini yaparken yüzünü temizlemek için ıslak havlu çıkardı.
"Ne oldu sana böyle?"
İyice temizlenen Soonyoung nihayet rahat bir nefes almış gibi gözüküyordu.
"Bilmiyorum, bu aralar çok yoğun olduğum için olsa gerek."
Haklıydı. Soonyoung son iki gündür 12 saati aşan çalışma düzeni ve sürekli gece nöbetine kalmasından dolayı iyice bitap düşmüş gibiydi. Onu böyle görüp bir şey yapmamak Minghao için imkansızdı.
"Senin için çorba pişirmemi ister misin?"
Soonyoung dudak büzdü.
"Sıcak çorba içmek çok güzel olabilirdi ancak bir iki saat kestirip tekrar gideceğim."
Banyodan çıkıp üzerindeki kıyafeti tek seferde çıkardı.
"Seungcheol hasta olduğum için zorla gönderdi ancak Wonwoo'yu yalnız bırakamam. Bu gece Chan da yok."
Minghao onun adını duyduğunda duraksadı. İçinde bir yerlerde ufak bir titreşme kalbine çizik atar gibi derin ve ince bir sızı yarattı. Her ne kadar içi kan ağlasa da onu merak etmeden duramadı.
"O iyi misin?"
Soonyoung onun sezinin tonunun değişiminden bile anlıyordu. O an ki sesinin titremesini de kendini zorlamasa gözlerinin akacağının da çok farkındaydı. Bu yüzden olsa gerek ikisi de bir birine burukça gülümsüyordu.
"Daha iyi olacağı günler gelecek."
Soonyoung üzerinden çıkardığı kıyafeti bir kenara fırlatıp odasına doğru ilerledi.
"Ben yatıyorum, iki saat sonra uyanmazsam mutlaka uyandır beni."
Odasının kapısından son kez yerinde durup kafası dalmış Hao'ya baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kidult | Wonhao
FanfictionÇocuk ruhlu Xu Minghao güç bela yeni bulduğu işte gönüllü denek Wonwoo ile tanışır.