Wonwoo laboratuvarın ortasında sedyesinde yatarken hiçbir tepki vermedi. Hiçbir dozda ilaç vücuduna ve ona fayda etmedi. Doktor Jihoon pillerini kontrol etmek için çıkardığında bile hiçbir değişiklik olmadı. Dümdüz karşıya öylece baktı.
Minghao ister istemez onda buna sebep olan şeyi merak ediyordu. Bundan kurtulmasını dahi istiyordu. Böyle bir yaşam kendi için o kadar anlamsızdı ki Wonwoo'nun dahi böyle bir şeye maruz kalmasından rahatsız oluyordu.
Laboratuvarda işi bittiğinde aceleyle girişe geçti ve sandalyede onu getirmelerini bekledi. Moralinin bozulduğunu belli etmemek adına gülümsedi. Sandalyeyi ittirerek onu odasına götürürken yardım etmek için gelen personelleri geri çevirdi.
Onda işe yaramayacağını biliyordu ancak kendi ne zaman canı sıkılsa temiz hava almak isterdi. Bu yüzden onun da bunu deneyimlemesini istiyordu ancak önce akşam yemeğiyle ilgilenmesi gerekiyordu. Odadaki masanın başına kadar ittirdi sandalyesini.
"Akşam yemeğini getireceğim."
Şu an iki kolu da bacağı da tıpkı önceki gibi hareket edemiyordu. Pilleri çıkardıkları için bir süre enerjilerini kaybediyorlardı ve Wonwoo bunu her ne kadar hissetmese de kötü olduğunu düşünüyordu. Zamanında bu yüzden ötenazi programına katılmıştı ve mutlaka bunu tekrar tekrar yaşamak canını sıkıyor olmalıydı. Hissetmese de.
Kendisi ve onun için yemek getirdiğinde önce onu büyük bir özenle yedirdi. Ardından kendi yemeğini yedi. Hava kararmış olmasına rağmen onu dışarı çıkarmak için kendince heyecanlanıyordu.
"Dışarı çıkmak ister misin?"
Wonwoo kafasını çevirip hiç ona bakma gereği görmeden tek sefer de cevap verdi.
"Hayır."
Minghao gülümsedi. Bu cevabı alacağını biliyordu ancak zaten öylesine sormuştu. Sandalyesinin arkasına geçip onu ittirmeye başladı.
"Üzgünüm ama seni duyamıyorum."
Mesai saati çoktan bittiği için bina sakinleşmiş çalışanların çoğu gitmişti. Sadece eksi katlarda Doktor Lee Jihoon altında çalışan birkaç gece çalışanı ve güvenlikler kalmıştı. Minghao'nun onu dışarı çıkarması için mükemmel bir vakitti yani.
Geniş ve birkaç bloktan oluşan labirent gibi binanın içinden kaçak göçek çıkmayı başardığında hedefinde arka bahçeye çıkmaktı. Ön tarafın otopark ve güvenlik ile çevrili olmasından dolayı çalışanlar genellikle arka tarafta sigara molalarına çıkardı.
Bu yüzden banklar ve oturma alanları hep arka taraftaydı. Binaya en uzak sakin bir bankın yanına gelene kadar hiç durmadı. Sandalyesini bankın yanına koyup kendisi de oturduğunda ondan bir tepki bekliyordu aslında. Tamam, bu mucizevi bir şeydi ve şu an gerçekleşmeyecek gibiydi. Kendisi anın tadını çıkarmaya karar verdi.
"Hava çok güzel."
Gökyüzü şehirden uzakta olmalarından dolayı daha aydınlık ve daha güzel görünüyordu. Çok sakin ve huzurlu bir ortamdı.
"Biliyor musun evimden yıldızlar bu kadar parlak gözükmüyorlar."
Huzurlu bir şekilde gülümsedi Minghao. Wonwoo ne kadar mutlu olurdu bilmiyordu ancak şu an aldığı bu karardan o kadar memnundu ki. Temiz hava gerçekten insana iyi geliyordu. Ona imrenerek baktı.
"Böyle bir yerde yaşadığın için çok şanslısın."
Dışarıdan ne saçmaladığını bilmese de tam olarak derdi Wonwoo'yu bir şekilde rahatlatmak ve kafasını dağıtabilmekti. Bunu nasıl yapabilirdi bilmiyordu ancak onun tepki verebilmesi için uğraşıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kidult | Wonhao
FanfictionÇocuk ruhlu Xu Minghao güç bela yeni bulduğu işte gönüllü denek Wonwoo ile tanışır.