Minghao eşyalarını yerleştirmeyi yeni bitirmiş günün batımını yeni evinin balkonunda tadını çıkarıyordu. Bir yandan yarın iş bakmaya çıkması gerektiğini düşünüyordu. Elinde uzun zamandır rahat rahat içmeye fırsat bilemediği kahvesiyle balkonda oturuyordu.
Çocuk gibisin.
Duyduğu ses ile yanına döndüğünde Wonwoo'yu gördü. Onun gibi yanında ki sandalyede oturuyordu. Minghao gördüğü yüz karşısında burukça gülümsedi.
"Veda etmedim diye kızmadın değil mi?"
Wonwoo'nun yüzü ilk defa kocaman bir şekilde gülümsedi. Adeta otuz iki diş sırıtıyordu.
Ama yetişkin bir çocuk gibisin.
Minghao bu haline de dediği şeye de inanamadı. Ona çok uzun önce dinlettiği şarkıdan atıf yaptığına inanamıyordu. Gözlerini bir iki kez kırpıştırdığında ise Wonwoo artık yanında yoktu. Onun hayalini görecek kadar kafayı yediğine inanamıyordu.
Kahveyi kenara bırakıp kafasını eğdi. Gözlerinin dolmasına engel olamadı. Onun yanında yüzüne bakmamasına bile razı gelebiliyordu ancak bir gün onu görmeden duramıyor muydu? Bu çok saçmaydı ama bu saçmalığa sonuna kadar bağlanmıştı.
Ağlamasına fırsat vermeden telefon çaldığında Chan'ın numarası ekranda parlıyordu. İlk açmak istemediği için duymamazlıktan geldi ancak ısrarla çaldırdığı için sonunda dayanamadı.
"Efendim?"
Chan'ın sesi nefes nefese ve telaşlıydı.
"Wonwoo! ... Ondan haberin var mı?"
Minghao endişeli bir şekilde ayağa kalktı.
"Bir şey mi oldu ona?"
Chan birkaç derin soluk aldıktan sonra ona cevap verdi.
"Soonyoung gelip Doktor Jihoon'a işten çıkarıldığın için hesap sordu. Ortalığı birbirine kattı ve peşinde çetecilerin olduğunu bağıra bağıra söyledi."
Bunu yapmasını beklemiyordu ancak bunun Wonwoo ile ne alakası vardı anlamıyordu. Önceliği Wonwoo idi sonrasında bunu konuşabilirdi.
"Wonwoo'ya ne oldu Chan!"
Aradaki bağlantıyı kuramamıştı tabiki de.
"Wonwoo tüm bunları duyduktan sonra kaçmış. Hatırla aptal! Wonwoo'yu öldüresiye dövenlerde çetecilerdi. Seni bulmaya gitmiş olmalı."
Minghao kulağında telefon cüzdanını kapıp evden koştura koştura çıktı.
"Evimi bilmiyor ki!"
Ayağında terliklerle bulduğu ilk taksiye bindi.
"Amir Seungcheol'ün odası alt üst edilmiş. Büyük ihtimal senin iş dosyanı buldu. Az önce herkes onu aramak için çıktı."
Wonwoo'nun o mahalleye girmesini bırak yakınından geçmesini bile istemiyordu. Taksici abiye hızlı gitmesi için yalvara yalvara geldiği yolda büyük bir meblağ bırakmıştı ancak şu an gerçekten aklında para yoktu.
Tam olarak mahallenin içine girmeyen adamın bıraktığı yolda kararmış havada koştura koştura gidiyordu. Bir yandan etrafına bakınıp bir ihtimal onu görebileceğine inancı sonsuzdu. Eski evine tam iki sokak kalmıştı ki görmek istediği insan dışında çok başka biriyle karşılaştı.
Ondan para bekleyen ekip tekrar aynı sokakta onu bekliyorlardı. Minghao telaşla girdiği sokağa hiç dikkat etmemişti. Bu bir miktar içini rahatlattı. Eğer tehlike ile kendisi karşı karşıya kalıyorsa Wonwoo güvende demekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kidult | Wonhao
Fiksi PenggemarÇocuk ruhlu Xu Minghao güç bela yeni bulduğu işte gönüllü denek Wonwoo ile tanışır.