6

260 42 7
                                    

Lee Jihoon öğrendiği şeylerden sonra ki bir iki günü fazlasıyla dalgın geçiyordu. Gün içinde yapması gereken ufak tefek ayrıntılar kafasından durmadan uçup gidiyordu. Eğer yanında Stajyer Chan olmasaydı toparlayabileceğini de hiç sanmıyordu.

Günün sonuna doğru çıkış saati geldiğinde ofisinde eşyalarını toparlıyordu ki gün içinde defalarca gördüğü Chan odasının kapısını tıklattı. Jihoon giderayak bir şey unuttuğunu düşündü istemsizce.

"Wonwoo sizi görmek istiyor, önemli bir şey söyleyecekmiş."

O testten sonra bir şeylerin tuhaf gittiğini biliyordu. Üç gündür Wonwoo odadan çıkmayı bırak ayağa kalkmayı bile reddediyordu. Ağrıları olduğunu söyleyerek hiçbir teste gelmemiş ve spor programına uymamıştı.

"Tamam geliyorum."

Beyaz önlüğünü üzerinden çıkarmadan onun odasına gitti. Minghao son zamanlarda sürekli olarak aksayan programdan dolayı fazla fazla mesai yapmış bu gece iyice dinlenebilmesi için izin vermişlerdi. Wonwoo ise yatağında sakince yatıyordu. Odanın kapısını arkasından kapatıp ne konuşmak istediğini merakla bekledi.

"Benimle konuşmak istediğin bir şey varmış."

Wonwoo ona sanki birkaç gün önce tebessüm eden kişi o değilmiş gibi baktı.

"Onu işten at."

Jihoon dediği şeyi başta idrak edemedi veya etmek istemedi.

"Kimi?"

Yüzünde ki sert ve kararlı ifadeyi daha önce çok görmüştü ve bu bir miktar kendisini korkutuyordu.

"Minghao'yu işten at."

Gözlerini kaçırıp yüzünü yatağının kenarındaki pencereye döndürmesiyle fark etmediği bir şeyler olduğu aşikârdı.

"Neden?"

Ne olduğunu öğrenmek konusunda çok açık davranacağını sanmıyordu ancak yine de öğrenmeliydi.

"Onu istemiyorum."

Bunun yeterli açıklama olmadığının ikisinin de farkındaydı.

"Sana personel bulmakta zorlandığımızı biliyorsun. Minghao şu an gayet-"

Sözünü bitirmesine fırsat vermeden Wonwoo içinde tuttuğu ve son günlerde tuhaf davranmasına sebep olan şeyi söyledi.

"Onun beni böyle görmesini istemiyorum."

Wonwoo gözlerini kapattı.

"Daha fazla yanımda olmasını istemiyorum."

Jihoon dediği şeyler karşısında üzülmeliydi ancak içten içe seviniyordu. Wonwoo'nun ilk defa birilerini düşünmesi bu kesinlikle bir gelişmeydi. Duygusal olarak ilk tepkilerini aldığını söyleyebilirdi artık.

"Üzgünüm ancak onu işten çıkarırsam sana tekrar personel bulabilmemiz çok zor. Yanında birinin olmamasındansa bir süre daha böyle idare etmeni isteyeceğim senden."

Wonwoo'nun şu an hislerine karşı çıktığını anlamak zor değildi ve böyle devam edebilmesini sağlamalıydı. Onu gerçekten kendine getirecek şey buysa dediğini dinlemeyecekti.

"Onu kovmazsan sözleşmeyi feshederim."

Ama işte bu hiç beklemediği yönden bir darbe olmuştu. Wonwoo basbayağı onu tehdit ediyordu.

"Ne?"

Wonwoo kararlı bir şekilde devam etti.

"Sözleşmeyi feshederim ve bu aptal metalleri içimden çıkarmanız gerekir."

Kidult | WonhaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin