▪︎6

101 3 2
                                    

Elimdeki kitabı daha fazla incelemeye koyuldum, Suç ve Ceza  Dostoyevski'den hatıra kalmış çok anlamlı bir kitaptı bundan yıllar önce okumuş ve baya etkilenmiştim. Duman yarım saattir toplantıdaydı, bende sıkıntıdan pahalı kitaplığın içindeki saygı duyulması gereken kitaplara bakınıyordum. Şirket hayatı baya zor olmalıydı yüzlerce insan koskocaman bir apartmanın içinde telaşla koşuşturuyordu. Ve buranın sahibi Duman'dı ailesinden miras kaldığını düşünmüyordum bir ailesi var mıydı onuda bilmiyordum ve öğrenmek istiyordum ancak bunu yaptığım takdirde ters bir tepki alacağımı biliyordum.

Kapının birden açılmasıyla yerimde zıpladım. Duman gergin bir şekilde kapıyı hızla çarpıp ceketini koltuğa fırlattı, gözlerini bana çevirip kıstı.

"Ne yapıyorsun sen ?" Diye sordu sinirle. Sanırım gözlerinde sıkıntı vardı.

"Kitaplara bakınıyordum." Dedim sakince.

Sinirle yanıma gelip elimdeki kitabı hızla aldı, ne yapmıştım ki ?

"Sana sadece oturmanı söylemiştim." Dedi bağırarak.

Cidden ne kadar gereksiz birşey için azarladığının farkında değil miydi ? Kötü birşey yapmamıştım, can sıkıntısından ölse miydim ?

"Kötü birşey yapmadım ben." Dedim kendimi savunarak, yüzünü yüzüme yaklaştırıp, gözlerini gözlerime sabitledi yüzünden hiç birşey anlaşılmıyordu, bu yakınlık kalbimin daha hızlı atmasına sebep olmuştu. Elindeki kitabı kitaplığa koyup geri adım attı.

"Tamam geç otur ve dediklerimden çıkma." Dedi, az önceki halinden biraz daha sakindi. Toplantısı kötü geçmişti anlaşılan.
Bu ani hareketlerine anlam veremeden karşısındaki koltuğa oturup başımı yere eğdim.

Duman telefonunun çalmasıyla kaşlarını çatıp açtı ve kulağına götürdü.

"Ne var Kırgız ?" Diye sordu sinirle, Kırgız kimdi ? Daha dikkatli dinlemeye başladım. Gözleri benim üzerimde dolandığı için pek rahat etmedim, elini birden sinirle masaya vurmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.
Tüm yüz kasları gerilmişti sinir küpünden farksızdı telefonda duydukları hiç hoşuna gitmemişti anlaşılan.

"Siktirmesin bana belgesini Kırgız ne yap et becer ben gelirsem canlarını almadan çıkmam o ülkeden." Dedikten sonra telefonu kapatıp masaya kırarcasına koydu.
Demek Kırgız yurt dışında bir çalışanıydı ne olduysa baya canı sıkılmış gibiydi az bile bu psikopata.

"Kalk hadi gidelim evine." Dedi ayaklanırken. Mutlulukla ayağa kalkıp başımı salladım, masadan kalkıp dosyalardan bir tanesini aldı ve kapıdan çıkıp gelmemi bekledi hızlıca ayağa kalkıp peşinden gittim, şirketten inene kadar herkes selam verip banada garip garip bakmıştı, sanki öcüydüm.

Görkemli şirketten çıktıktan sonra otoparka gidip arabaya bindik, motoru çalıştırıp hızlıca çıktı arabayı çok sakin ama bir o kadar da hızlı kullanıyordu. Evimin adresini bildiğinden sorma gereğinde bulunmamıştı. Sokağa girince tüm gözler olduğumuz arabaya sabitlendi orta durumlu bir semtteydim, ama her gün son model jaguar görmüyorlardı.
Apartmanın önünde durunca ikimizde indik sanırım benimle gelecekti. Evim giriş kattaydı, çiçeğimin toprağının içine koyduğum anahtarı çıkarıp ahşap kapıyı açtım. Duman kapının önünde durmuş beni izliyordu.

"Gelsene." Dedim içeriye davet ederek, kafasını sallayarak içeriye girdi, bu evde çok komik duruyordu sanki tefeciydi ve parasını istemeye gelmişti bu düşünce beni gülümsemişti. Evimi çok özlemiştim çiçeklerimden gelen mayhoş koku burnuma dolunca huzuru hissettim.

Kanlı PlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin