▪︎10

92 3 6
                                    


Bir düşünce ilk senin aklına gelse beratını alırsın, senin olur. Benimki de öyle: “Benden önce kimse yıldızlara sahip olmayı akıl edemediğine göre, yıldızlar benimdir.

Küçük Prens.

"Kirlettiğin şeyleri toplayacaksın tabi ki." Dedi İpek imâyla.

Sinirle gözlerimi ona çevirdim tam üzerine doğru yürüyecektim ki, Sude sinirle konuştu.

"Sen yaptın mı İpek, arkanı topladın mı hiç ? Geldiğinden beri boş, gereksiz hareketlerin fazlasıyla sinir bozdu." Demek ki İpek'in yaptığı şeylerde vardı.

İpek bu tepkiyi beklemiyor olacaktı ki şaşkınlıkla ağzını açtı.

"Masayı topla."

Duman bu cümleyi bana bakarak kurmuştu, hemde tam gözlerimin içine bakarak. Artık kaldıramıyordum onunla münakaşaya girmeyi kesinlikle istemiyordum.  Gözlerimi Duman'ın yanına çevirince İpek'in zaferle sırıtarak gözlerini tekrardan üzerime dikmesini izledim Yılan.
Hayal kırıklığıyla birşey demeden elimdeki tabaklarla içeriye doğru yürüyordum ki Duman'ın dediğini işittim.

"Buraya gel Lara." Dedi tehlikeli bir sakinlikle, yavaş bir şekilde merakla arkama dönerek, gözlerinin içine baktım, dün akşamki gibi garip bir bakışma geçti aramızda, bakışlarını üstümden çekmeyerek tekrar konuştu.

"Şu siktiğimin masasını topla İpek sonrada evine git." Dedi bağırarak. Öyle bir öfkeyle söylemişti ki hepimiz sarsılmıştık. İpek gözleri dolu bir şekilde titreyerek masadakileri alıp mutfağa gitti, içimde bir acıma duygusu hissetmiştim. Bir yandan da hoşuma gitmişti çünkü İpek'in sergilediği davranışlar çok iğrençti.

Sena çaktırmamaya çalışarak bıyık altından gülümsüyordu. Savaş ise hiç birşeyle ilgilenmeyerek elindeki şarapla ilgileniyordu bu adam çok garipti.
Duman'ın bu hareketine anlam verememiştim, kesinlikle ortamda huzursuzluk çıkardığı için yapmıştı bunu.

Topuklu ayakkabı sesini duyunca gözlerimi ön taraftaki bahçeye doğru çevirdim, İpek tüm nefretiyle gözlerime bakıyordu, bende aynı şekilde gözlerine bakarak yavaşça gülümsedim. Bunu görünce sinirle kasılarak döndü, korumaların yanından geçip çıkış kapısından çıktı Herkesin raconu bir yere kadardı.

Yüzümdeki gülümsemeyi silip arkama döndüm, Tuğra kendini daha fazla tutamayıp sesli bir şekilde gülünce Sena'nın da gülmeye başladığını gördüm. Bu tablo beni gülümsemeye itmişti.

"Gerizekalı ucuz beyniyle laf oyunu yapmaya çalışıyor." Dedi Sude homurdanarak, ardından kalktığı yere tekrar oturdu, bende yine sandalyeme geçip düzgünce oturdum.

Savaş Sude'nin kurduğu cümleye sinirlerek konuştu.

"Ne olursa olsun oda ekibin bir parçası." Dedi, İpek bu ekipten miydi ? Bu karaktere sahip bir insanın burada ne işi vardı ona şaşırıyordum.

"Of sana göre öyle Savaş hemen nutuk verme." Dedi sinirle.

"Kesin gürültüyü siktiniz beynimi." Dedi Duman sinirle,  uzun süredir bakmadığım dikkatimi çekmişti.
Her zamanki gibi sinirliydi, hiç bir zaman 2 dakikalığına bile olsa sakin olduğunu görmemiştim.

Sonuçta o olduğu şehire hatta ülkelerde sözü geçen bir insandı, onun hakkında ne kadar bilgi sahibiydimki ?
Sadece çok sinirli, sert ve malından mülkünden haberdardım.

Oturduğum sandalyede dahada dikleşerek Sena'nın getirdiği şarap kadehlerinden bi tane alıp yudumladım, eşkimsi güzel tat beni rahatlatırken gözlerimi etrafta gezdirdim. Çok güzel ve lüks aynı zamanda ürkütücü havası olan bir evdi.

Kanlı PlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin