Edepsiz Hayaller - Part 1

793 31 26
                                    

Sevgili Günlük;

Hayatımın daha fazla acınası bir hal için de olması kesinlikle benim suçum değil. Evet, tamam âşık olmamam gereken birine âşık olmak kesinlikle benim suçum ama – Ne âmâsı? Ama falan yok her şey benim suçum. Onu sevmeye resmen kendimi ittim. Gerçi şöyle bir gerçek var ki âşık olunmaması kesinlikle mümkün değildi. İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyorum da adam kesinlikle bakışları ile konuşmayı biliyor bu arada alınma ama günlük yazmak gerçekten çok aptalca. En son 8 yaşındayken salıncaktan düştüğüm de yazmıştım sanırım. Her neyse asıl konumuza dönersek gerçekten batırdım. Elimde ki şansları kaybedip duruyorum ve aptalca şeyler yapıyorum. Ve bana yardım edebilecek hiç kimse yok çünkü edilecek bir durum kalmadı.

Not; Yeni biriyle birlikte olmam lazım.

Dip Not; Ah hayır Jensen’e kendimi affettirmem lazım.

En Dip Not; Salla gitsin Stephen ile sevişmem lazım.

Tanrıdan Not; Cehennem de görüşürüz.

-Sevgiler Emily Bett

Emily günlüğünü iç çamaşırı çekmesinin en arkasına saklarken, onu kimsenin bulmamasını umuyordu. Hem neden günlük tutma ihtiyacı duymuştu ki bu inanılmaz saçmaydı. Gar dolabına doğru yürüdüğün de telefonu çalmaya başladı yatağına zıplayıp telefonu yatağın diğer ucundan alıp kim olduğuna bakmadan açtı. “Hey her kimsen acayip meşgulüm yetişmem gereken bir set var. Hızlı konuş.”

“Hey düzenbaz benim Lucy.”

“Wow Lucy. Hangi Lucy?”

“Hani şu casusluk yaparken, casusa bırakıp gittiğin. Hatırladın mı?”

“E-vet hatırladım. Hey Lucy ne haber? Nasıl gidiyor küçük adam?” Emily sesini inceltip komik olmaya çalışırken, Lucy ona hırlamayla karışık bir ses çıkararak cevap verdi.

“Beni dinle kendini affettirmek istiyorsan bana Robbie ile tesadüfü bir buluşma ayarlaman lazım.”

Emily kaşlarını çatarak yataktan kalktı ve tekrar dolabına yürüyüp kıyafet seçmeye başladı. “Neden niye böyle bir şey yapayım? Bak Lucy, Amell’lere bulaşmak istemezsin tamam mı? Burada tecrübe konuşuyor.” Ve kısa bir short seçti ve nedense seçerken Stephen’in dikkatini çekeceğini biliyordu. Ama bunu düşündükten hemen sonra içinden kendine sürtük dedi.

Emily Bett Rickards. Sen Drama Kraliçesi oldun diye bende olacak değilim. Robbie Amell’i krizini başıma sen açtın devam ettirmekte senin sorumluluğun altında ANLADIN MI?”

“Tanrım Lucy o küçücük boyundan o sesi nasıl çıkarabiliyorsun? Tamam, sana Robbie Amell vereceğim serçe parmak sözü. Ama merak ettiğim bir şey var o gece neler oldu böyle? Robbie ve sen gerçekten beni ürkütmeye başladınız.”

“Neden benim hakkımda bir şey mi dedi?” Lucy karşı taraftan tırnaklarını kemirmeye başlamıştı bile.

“Ah… Evet dedi. Seni yatağa atmamış sadece uyumuşsunuz ki bu ilginç.” Ve Emily üstüne giyeceği şeyi de seçmişti.

Lucy gözlerini devirdikten sonra alaycı bir ses tonu ile ona cevap verdi. “Sağol Emily ya gerçekten. Şimdi de yatağa atılacak kızlardan olduğumu mu ima ediyorsun? Senin gibi bir en iyi arkadaşa nasıl sahip olabildim ben?”

 “Ah saçmalama Lucy elbette direk yatağa atılacak kızlardan değilsin önce yemek falan yersiniz diye düşünmüştüm bu arada dikkat et Robbie acayip pizza sever. Şu içinde sarımsakta olanlardan.”

we're on fire.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin