2. Bölüm

656 36 97
                                    

Behzat ve Ömür uzun bir süre içeride kalmış buda Emine' yi oldukça meraklandırmıştı.

Şuan kendisinden çok Haşmet' in psikolojisini düşünüyordu. Birkaç saat içinde inandığı bütün doğrular yerle bir olacaktı.

Haşmet' in şuan nasıl biri olduğunu biliyordu, yine o sert ve acımasız adam olmuştu.

Adamı herkesten daha iyi tanıyordu bu onun için bir avantajdı, Haşmet' in yine kendisini yakıp yıkacağını biliyordu. İşte o zaman bunu ona karşı kullanacaktı.

Bir koluyla oğluna bir koluyla kızına sarılmıştı. Ferman öylece düşünüyor, Didem ise hastalığın vermiş olduğu yorgunlukla uyuyordu.

Didem aniden rahatsızlandığı için Ferman ve Behzat' la birlikte acile gelmişlerdi. Haşmet' e durumu telefonda söylemişlerdi, sonrada kaza haberi duyulmuştu. Didem bu yüzden kendisini şuçluyordu. Kızının saçını öpüp Ferman' ın da yanağını öptü

"Oğlum, Didem' i odasına götür rahatça uyusun." dedi. Ferman başını omzuna koymuş bitkin bir şekilde uyuyan kardeşine bakıp cevap verdi

"Tamam anne." Ferman ayağa kalkıp Didem' i uyandırmamaya çalışılarak kucağına alıp koridordan çıktı.

Emine arkalarından bakıp çaresiz bakışlarını Haşmet' in kapısına çevirdi, ona bu kadar yakınken yanına gidememek ölüm gibiydi.

Tam bu sırada kapının açılmasıyla heyecanla ayağa kalktı Behzat ve Ömür içerden çıkıp Emine' nin yanına doğru yürüdü. Behzat üzgünce bakışlarını Emine' den çekti

"Yenge şey.. abim hatırlamıyor işte." dedi çaresizce. Emine acıyla yutkundu

"Onu biliyorum Behzat kendisi nasıl?" dedi, üzgün olduğunu belli etmemeye çalışarak.

"Durumu iyi, biraz ağrısı çok oluyor, onlarda ilaçla falan geçer heralde." Emine kafasını salladı.

Bu sırada kardeşini odasına bırakan Ferman yanlarına gelmiş ve daha onların fark etmesini beklenmeden amcasına sorusunu yöneltmişti.

"Ne oldu amca? Babam nasıl?" Emine' nin bakışları yanına gelen oğluna döndü kızaran gözlerinden ağladığını anlamıştı.

Oğlunun haline o kadar üzülmüştüki dayanamayıp sıkıca sarıldı sessizce akıttı yaşlarını. Ferman annesinin aniden sarılmasıyla afallamış vakit kaybetmeden kollarını sarmıştı.

"Anne ağlama artık, ne olmuş yani unuttuysa? En azından yaşıyor, bizimle."

"Biliyorum oğlum tek tesellim de bu zaten. Ama siz çok yıpranacaksınız." Kadının ağlamasına daha fazla dayanamayıp kendisinden ayırdı yüzünü silip yanağını uzunca öptü

"İşte orda bizi sen toplayacaksın anne, hem babamı hemde bizi." Emine oğluna gülümseyip tekrar sarıldı, Ferman' la gurur duyuyordu.

"İyi ki varsın oğlum benim."

"İyi ki varsın Emine Façalı zira sen olmasan benim gibi mükemmel bir insan dünyaya gelemezdi." Emine onun bu kendini beğenmiş haline kahkaha atıp saçlarını karıştırdı.

"Hadi ulan ordan hergele." dedi tıpkı Haşmet gibi. Ferman annesine gülümseyip munzur bir ifade ile karşılık verdi.

"Anne ya Façalı Dayı' nın karısı olduğunu bu kadar çok belli etmesen mi?" İkisinin tatlı atışmasını Behzat' ın öksürük sesi bozmuştu.

Bu Kalp Seni Unutur Mu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin