20. Bölüm

621 27 47
                                    

Façalılarda en büyüğünden en küçüğüne kadar garip bir heyecan vardı.

Didem bir dakika bile yerinde duramıyor heyecanla oradan oraya kıpırdanıyordu.

Emine onun heyecanını yatıştırmak için elinden geleni yapsada pek bir işe yaramıyordu.

Erkek takımı ise bu durumdan en az Ferman kadar hoşnutsuzdu.

Haşmet bağlamaya çalıştığı kravatı sinirle yere fırlattı

"Haşmet kendine gel yahu."

"Kendimdeyim zaten." Emine adama ters ters bakıp yere fırlattığı kravatı eğilip aldı Haşmet' in önüne geçip bağlamaya başladı.

"Ne bu sinir?"

"Ferman haklı.. ben ani karar verdim, çok erken oldu." Emine kravatın son düğümünü atıp sinirle yukarıya doğru iyice çekti.

Haşmet neye uğradığını şaşırmış kadına doğru eğilirken bulmuştu kendisini.

"Eğer oğlunla bir olup bu geceyi bozacak bir şey yaparsan seni boğarım."

"Zaten şuan tam olarak onu yapıyorsun yavrum." Emine adamın üzerinden ellerini çekmeden hemen önce cevap verdi

"Bu daha hiçbir şey hayatım, aşağıya gel hazırlıkları son kez gözden geçirelim." Haşmet giden kadının arkasından bakakalmıştı.

Bayılıyordu kadının bu atarlı giderli hallerine.

Kendi kendisine gülümseyip aynadan kravatını düzeltti ve odadan çıktı.

Direkt olarak bahçeye çıkmış çoktan etrafı kontrol etmeye başlayan karısını kollarının arasına almıştı.

"Haşmet bıraksana, ne yapıyorsun?" Haşmet kadının boynunu öpüp derin bir nefes aldıktan sonra cevap verdi

"Emine yarım saat önce de baktın zaten, her şey yerli yerinde. Hiçbir şey bozulmamış sizin istediğiniz gibi, hem sen sakin ol ki Didem' de yatışsın." Emine Haşmet' e sarılıp başını göğsüne yasladı, adamın kalp atışlarını dinlerken huzurla kapattı gözlerini.

"Tamam, tamam biraz heyecan yaptım sadece haklısın." Haşmet onun saçlarını okşarken bu anı geldiğini haber vermek amacıyla boğazını temizleyen Behzat bozdu.

Bugün biraz huysuzdu, arkasından dolaplar çevrildiğini düşünüyor, bu durumdan neden daha önce haberdar edilmediğini merak ediyordu. Kendi içinde haklıydı.

Bir anda Didem ve Hızır Ali' nin arasındakileri öğrenmiş ve kendisini bu curcunanın arasında abisinin isteklerini yerine getirirken bulmuştu.

Haşmet sabır dileyerek kollarının arasından çıkan kadına bakıp sinirli bakışları ile kardeşine dönmüştü.

"Umarım geçerli bir sebebin vardır Behzat." Behzat ona cevap verecekken karşı taraftan koşarak yanlarına gelen Hakan çekti dikkatini ve ona doğru bir kaç adım attı.

"Noldu la sana böyle?" Hakan nefes nefese kalmış bir biçimde eğilip ellerini dizine koydu ve soluklanmayı beklemeden konuştu.

"Behzat abi, Hızır Reis.. Hızır Reis' i vurmuşlar abi."

"Kim vurmuş Hakan? Ne ara olmuş? Düzgünce anlat şunu."

"Dayı fidanlıktan çıkarken önünü kesmişler, çatışma esnasında vurulmuş, yarası ağırmış."

Bu Kalp Seni Unutur Mu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin