"Sen beni aklınla değil kalbinle sevdin ama anılarımız silindi diye kalbindende silinmedim ya?" Başını adamın göğsüne yaslayıp daha çok ağladı. Haşmet onun hem yarası hemde dermanıydı, hayat ne tuhaftı.
Haşmet ise ona herhangi bir cevap vermedi kafası fazlasıyla karışıktı, elini Emine' nin saçlarında gezdirdi hala ıslaktı ve üzerinde bornozdan başka bir şey yoktu.
"Saçların ıslak, üzerinde bir şey yok.. hasta olacaksın, üzerini giy öyle konuşalım." dedi ilgiyle. Emine ise onu umursamadan boynuna daha çok yerleşti
"Böyle iyi." dedi. Haşmet onun düşmeyeceğinden emin olup ayağa kalktı, kucağında Emine' yle birlikte dolabın önüne geldi bütün kapakları, çekmeceleri tek tek açıp hem Emine' ye hem kendisine kıyafet ayarladı kadını kucağından indirip belinden tuttu.
"Kendin mi giyersin yoksa ben giydirsem rahatsız olur musun?" dedi merakla. Emine ise ona alaycıl bir gülüş sundu iki tane çocukları vardı ve kocası ondan rahatsız olup olmayacağını söylüyordu.
"Benden boşanmak isteyen bir adamın bana bakmasından rahatsız olurum." Haşmet ona dikkatle bakıp kafasını salladı önce eline sütyeni alıp bakışlarını Emine' nin gözünden bir an bile çevirmeden bornozu üzerinden çıkardı, sütyeni giydirip gözlerini kapatıp Emine' ye yaklaştı neredeyse sarılacak gibi olmuşlardı askıları kollarından geçirip kopçasını takmak için biraz daha eğildi hiçbir şekilde başka bir yere bakmadan kopçayı taktı doğrulup tekrar kadınla göz göze geldi.
Bu kez eline külotu alıp diz çöktü ve gözlerini kapattı sağ ve sol kolunda kadının ellerini hissetmesiyle ayaklarını içine geçirdiğini anlamıştı, gözlerini açmadan ayağa kalkıp iç çamaşırını da giydirdi.
Tişörtü eline alıp gözlerini kapattı Emine' nin de yardımcı olmasıyla giydirebilmişti. En sona eşofmanı kalmıştı, tekrar diz çöküp gözlerini kapattı aynı şeylerin tekrar yaşamasıyla yavaş yavaş ayağa kalkıp gözlerini açtı.
Emine kendisine oldukça farklı bakıyordu bu bakışlara bir isim koyamamıştı.
Emine' ye son kez bakıp üzerindeki tişörtü çıkardı dolaptan aldığı siyah tişörtü giyinip, pantolonunuda çıkardı eşofmanını giyinip çıkardıklarını katladı.
Başka bir yerde giyinmemişti çünkü karşısındaki kadından iki evladı vardı ve Emine onu unutmamıştı.
Kadına döndüğünde hala bıraktığı gibi durduğunu fark etmişti. Tekrar karşısına geçip saçlarına baktı.
"Sen yatağa otur ben geliyorum." dedi. Hızlıca banyoya girip etrafı inceledi tarağı görmesiyle hemen alıp odaya girdi Emine dediğini yapmış yatağın içinde bağdaş kurup oturmuştu, oda yatağa çıkıp arkasına oturdu elindeki tarakla kadının saçlarını nazikçe taramaya başladı.
Tarağı kenara bırakıp kadının saçından bir tutam aldı hem örüp hemde konuşmaya başladı.
"Ömür okula gittiği zaman saçlarını yapacak kimse yok diye hep ağlardı, bende görünce dayanamadım mahalledeki bir ablamdan rica ettim bana öğretti, sonra ilk kez Ömür' ün saçını örmüştüm o kadar çok mutlu olduki o maviş gözleri parlamıştı sevinçten. Ben ilk kez o an baba olduğumu hissettim, ne Behzat ne o hiç eksik hissetmesinler diye kendimi paraladım ama kendi çocuklarıma baba olamıyorum. Belkide haklısın sizinle yeniden tanışmak mantıklıydı ama ben yapamıyorum, her şey o kadar yabancı geliyor ki kaldıramıyorum." Emine derin nefes alıp Haşmet' e doğru döndü başını göğsüne yasladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Kalp Seni Unutur Mu?
RomanceYıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu? Haşmet-Emine Façalı