Annesinin üzgün halini bir türlü aklından silemeyen Ferman onun iyi olup olmadığına bakmak için yatağından kalktı ve hızlıca odasından çıkıp soluğu kadının kapısında aldı.
Yumruk yaptığı eli ile kapıyı çalmak üzereydiki, annesinin ağlama seslerini duydu. Öfkeyle gözlerini yumdu ve bir kez bile düşünmeden koşarak merdivenlerden aşağıya indi ve hemen yan taraflarında bulunan Behzat amcasının evine doğru sinirle koşmaya başladı
"Baba, dışarı çık!"Bir kaç kez daha aynı şekilde bağırmış sonunda Behzat ve Haşmet' in dışarıya çıkmasıyla öfkeyle babasının üzerine doğru yürümüştü."Sana demiştim, annem senin yüzünden göz yaşı dökerse hesabını sorarım demiştim!" Haşmet, Ferman' ın kendisiyle böyle konuşmasına sinirlenmişti yinede ters bir şey söylemeden sinirle kendisini kastı.
"Karşındakinin kim olduğunu unutuyorsun çocuk." Ferman sinirle gülümseyip konuşmaya başladı
"Karşımda yalnızca korkak bir adam var, sen kimsin bilmiyorum ama benim babam böyle bir adam değildi!" Haşmet ona bir cevap vermeden sadece suratına baktı.
Emine gelen bağırış sesleriyle hızlıca odadan çıktı kendisi gibi odasından çıkan Didem' le aklına Ferman geldi anında koşarak evden çıkıp Behzat' ın evinin önüne geldi, Ferman' ın sesini duymasıyla hızını azaltmadan koşmaya devam etti.
"Sahiden sen kimsin ki, annem senin yüzünden ağlıyor? Sen onun bir damla gözyaşına bile değmezsin!"
"Yanlış konuşuyorsun çocuk." Haşmet' in uyaran sesiyle birlikte Emine çoktan yanlarına gelmişti
"Ferman!" diye bağırdı öfkeyle. Ferman ise öfkesinden bir şey kaybetmemişti.
"Ne Ferman ne? Sen orda ağlarken bu adam niye hiçbir şey yokmuş gibi rahat yatağında uyuyor anne?"
"Kes sesini! Dün sana ne dedim ben, her ne olursa olsun o adam senin baban ve sen onunla böyle saygısız bir üslupla konuşamazsın."
"Bu adam benim babam falan değil. Unuttu diye ipleri koparıp attı hiç umursamadı bile bizi." Emine sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu ama Ferman' ın inatla üstüne gelmesi sabrını zorluyordu.
"Ferman sus ve eve git böyle bir olay tekrar yaşanırsa bu defa bu kadar sakin kalmam." Ferman öfkeyle babasına baktı, adamda aynı ifade ile kendisine bakıyordu.
Söylemek istediği o kadar fazla şey vardıki yalnızca annesi için susuyordu. Yinede kendisine engel olamayıp
"Sana gerçekten acıyorum korkak bir zavallının te-" Yediği tokatla başı sağ tarafına düştü sıkıca gözlerini kapatıp dişlerini sıktı.
"Haşm-" Kocasının kalkan eliyle kadının kelimeleri ağzında düğümlendi. Üzgün gözlerle oğluna baktı
"Sen kimsin, bu kadın, bu kız çocuğu kim tanımıyorum. Şuan hiç bilmediğim bir şehirdeyim Behzat olmadan dışarıya bile çıkamıyorum. Burda yaptığım işlerin hiçbirini bilmiyorum. Evliyim, söylenenlere göre annene çokta aşığım ama hatırlamıyorum. İki tane boyum kadar evladım var ama onu bile hatırlamıyorum. Benim hiç babam olmadı size nasıl babalık yaptım bilmiyorum. Anneniz hala beni savunuyor ve ben ona hak ettiği sevgiyi verdim mi bilmiyorum. Kız çocuğu babaya düşkündür derler kardeşini yeterince sevdim mi bilmiyorum ama şimdi gördümki sana hiç iyi bir örnek olmamışım, hiçbir şey öğretememiş, kendimden bir şeyler katamamışım yazık, gerçekten çok yazık." Emine kocasının ne kadar üzgün olduğunu duruşundan bile anlayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Kalp Seni Unutur Mu?
RomanceYıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu? Haşmet-Emine Façalı