Bölümü gece hangi kafayla yazdım bilmiyorum, yazım hatası olabilir kusura bakmayın iyi okumalar 😊
------------
Yemek masasında herkes için oldukça gergin sayılabilinecek anlar yaşanıyordu.
Didem hala Hızır Ali ile konuşamadığı için gergindi, Ferman babasıyla aynı ortamda olduğu için rahatsızdı, Emine çocuklarla kocasının arasının açılacağını düşündüğü için, Haşmet' se nasıl davranması gerektiğini bilmediği için gergindi.
Sağında Emine hemen sol tarafında ise Didem ve Ferman oturuyordu. Boğazını temizleyip gözlerini oğluna dikti.
"Ferman, tuzu uzat oğlum." dedi elinden geldiğince gergin olduğunu sesine yansıtmamaya çalışmıştı.
Ferman babasını duymamazlıktan gelerek önündeki yemeğini yemeye devam etti.
Bu durum Haşmet' i oldukça sinirlendirmişti, tuzluğu uzatmak için hafif kalkıp elini uzatan karısının elini tutup yerine oturttu gözlerini Ferman' ın üzerinden çekmeden tekrar konuşmaya başladı
"Ferman.. tuzu uzat." Her harfin üzerine basa basa konuşmuştu ama yine istediği olmamış Ferman onu yine duymamazlıktan gelmişti. Haşmet öfkeyle gözlerini kapatıp derin nefesler aldı.
Öldürücü bir sessizlikle gözlerini açtı kızının ve oğlunun tam ortasında duran tuzluğu alıp herkesin şaşkın bakışları arasında kapıdan dışarıya fırlattı.
Cam kırıklarının çıkardığı ses ile kendisine dönüp öfkeyle bakan oğluna aynı ifade ile karşılık verip yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi
"Ne o Ferman Bey sesimizi duyurabildik mi size?" dedi yüzü gülsede gözleri ne kadar öfkeli olduğunu belli ediyordu.
Ferman' da en az onun kadar öfkelenmiş, yine de bunun esiri olmadan sakince sorusunu sormuştu.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"
"Aynı soruyu bende sana sormak istiyorum ne yapmaya çalışıyorsun oğlum sen? Babam çaba göstermiyor dedin sustum haklıdır dedim, annemi kardeşimi götürürüm buralardan dedin sustum. Ama şimdi sizi yeniden tanımak için, en önemlisi sizleri hatırlamak için çaba gösteriyorken bu neyin memnuniyetsizliği?" Ferman öfkeyle ayağa kalkıp babasına yukarıdan baktı
"Bizi hatırlamaya çalışarak lütfettiniz Haşmet Façalı ne gerek vardı ya iyiydi böyle." dedi yüzündeki alaylı ifadeye tezat ciddiyetle devam etti cümlesine
"Ne bekliyordun? Yaptığın onca şeyden sonra annem gibi kollarına atlamamı mı? Eğer öyleyse daha çok beklersin." Haşmet' in cevap vermesine izin vermeden sandalyeyi itip çıktı.
Didem abisinin arkasından üzgünce bakıp annesine baktı kendisinden daha bitik duruyordu, kadının bu haliyle içi acıdı oturduğu yerden kalkıp abisinin arkasından çıktı.
Giden kızıyla üzgünce gözlerini kapatıp omuzlarını düşürdü arada kalmaktan öyle çok yıpranmış ve yorulmuştuki bazen boşa kürek çekiyormuş gibi hissediyordu.
Kocasına bir şey söylemeden oda çıktı arkasından gelen bağırış sesi, kırılan camların ve düşen masanın sesini çok net duymuştu ama geriye dönmedi ağır adımlarla merdivenlerden çıkıp Ferman' ın odasına geldi kapıya başını yaslayıp akan göz yaşlarını sildi derin nefesler alıp kapıyı çaldı içeriden duyduğu onay sesi ile aynı yavaşlıkla açıp içeriye girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Kalp Seni Unutur Mu?
Roman d'amourYıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu? Haşmet-Emine Façalı