𝗁𝗈𝗐 𝗍𝗈 𝖻𝖾 𝖺 𝗁𝖾𝖺𝗋𝗍𝖻𝗋𝖾𝖺𝗄𝖾𝗋

1.1K 67 8
                                    

"i think i want you too

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"i think i want you too."

"Darchelle, hazırlanmaya gittiğini düşünüyordum."
Babam kaşlarını kaldırarak konuştuğunda genişçe gülümsedim.
"Steve'i ikna etmem gerektiğini düşünmüştüm."
Babam gülümsedi.
"Peki ikna edebildin mi?"
Kafamı onaylar anlamda salladım ve yanağına ufak bir öpücük bırakarak geri çekildim.
"Şimdiyse hazırlanmaya gidiyorum.
Babamın bir şey söylemesine izin vermeden hızlı adımlarla odama doğru ilerledim ve kapıyı kapatarak derin bir nefes verdim.
Gün geçtikçe birine yakalanma ihtimalimiz artıyordu ve eğer yakalanacak olursak konumumuzun nasıl olacağını merak ediyordum.
Kafamı iki yana sallayarak dolaba doğru ilerledim ve gece için bir şeyler aramaya başladım.
Geçen akşam giydiğim elbise gözüme çarptığında sırıttım, Steve'in onu üzerimden çıkarmasından hoşlanmıştım.
Fazla oyalanmadan hazırlandıktan sonra aynadan kendime bakıp gülümsedim ve yatağımın üzerindeki çantamı alarak aşağıya doğru ilerledim.
Gözlerim aşağıda bekleyen Steve ile kesiştiğinde hafifçe gülümsedim.
"Sanırım herkes hazır."
Babam göz kırparak konuştuğunda kafamı onaylar anlamda salladım ve diğerleriyle birlikte ilerlemeye başladım.
"Sonunda birlikte görevler dışında bir şeyler yapacağız ha?"
Steve yanımda yürümeye başlayarak konuştuğunda sırıttım.
"Birlikte görevler dışında her türlü şeyi yapıyoruz Yüzbaşı ve oldukça eğlenceli olduklarını söyleyebilirim."
Steve'in yüzü kızardığında kıkırdadım ve kafamı iki yana sallayarak açılan kapıdan içeriye girdim.
"Kemerlerinizi bağlayın."
Geldiğimiz gece klubü kesinlikle Steve'e uygun değildi, bunu etrafa attığı tuhaf bakışlardan anlayabiliyordum ve bu oldukça komikti.
"Burayı kapatacağını düşünmüştüm."
Clint alayla konuştuğunda babam göz devirdi.
"Aslına bakarsan senin burada işin yok Barton, gelmek için izin aldın mı?"
Clint sahte bir kahkaha attığında kıkırdadım ve kafamı iki yana salladım.
"Laura'dan izin almaya çalıştığına kulak misafiri olmuş olabilirim."
Steve kulağıma doğru fısıldadığında gözlerimi büyüttüm ve gülmemek için dudaklarımı dişledim, Steve benim aksime güldüğünü saklama gereği duymuyordu.
Önüme bırakılan içkiye kısa bir bakış attığımda Steve bana doğru eğildi.
"Bence bu sefer fazla kaçırmamalısın."
Sırıttım ve onun yaptığı gibi kulağına doğru fısıldadım.
"Fazla sorun olacağını düşünmüyorum, arkamı toplayacak bir ihtiyar var nasıl olsa."
Steve'in yüzünün aldığı şekile güldüm ve elime aldığım içkiyi fondip yaparak hafifçe yüzümü buruşturdum.
"Tam bir alkoliksin."
Natasha kafasını iki yana sallayarak güldüğünde genişçe gülümsedim, eğlenmeyi seviyordum.
"Güzel bayan, benimle dans etmek ister misiniz?"
Clint alayla konuşarak elini bana uzattığında güldüm ve dudaklarımı büzdüm.
"Seve seve, Bay Barton."
Clint sahneye çıktığımız andan beri kendini kaybetmiş gibi dans edip içtiği için sağa sola savrulmaya başladığında gözlerimi devirdim ve onu yanımdan itekledim, kendisi masayı bulabilirdi.
Ondan pek de farkım olmamasına rağmen elimdeki birayı içmeye ve şuursuzca dans etmeye devam ettim, böylesi her zaman daha eğlenceliydi.
"Darchelle, bu kadarı yeter."
Gözlerim kolumu sıkıca tutan Steve'e kaydığında geri çekilmeye çalıştım.
"Bırak."
Mırıltıyla konuşarak onu iteklediğimde Steve derin bir nefes verdi.
"Güzelim, Clint'de içkiyi fazla abarttığı için diğerleri önden gitti, babanı meraklandırmak istemezsin."
Steve elini belime sararak ilerlemeye başladığında onu itekledim.
"Dans etmek istiyorum."
Kapanmak için çabalayan gözlerimi açık tutmak için direndim ve hafifçe kıkırdadım.
"Darchelle, sarhoşsun."
"Seni ilgilendirmeyen şeylere neden karışıyorsun Rogers? Beni rahat bırak ve git buradan."
Steve duraksadığında onu umursamadan güldüm ve dans etmeye devam ettim.
Elimdeki bira sertçe elimden çekildiğinde beni kolumdan sıkıca tutmuş ilerletmeye başlayan Steve'e şaşkınlıkla baktım.
"Ne yapıyorsun?"
Mırıltıyla konuştuğumda Steve bana kısa bir bakış attı ve bir şey söylemeden ilerideki arabaya doğru ilerledi ve beni de içine itekledikten sonra kapıyı yerimden zıplamamı sağlayacak şekilde sertçe kapattı.
"Bana karışamazsın."
Fısıltıyla konuşarak kendi kendime dans etmeye devam ettiğimde Steve derin bir nefes verdi ve arabayı durdurdu.
"Yarın bu yaptıklarını hatırladığında üzüleceksin."
Kafamı iki yana sallayarak güldüğümde Steve duraksadı.
"Kendinde değil."
Kendi kendine mırıldanarak arabayı çalıştırdığında kıkırdadım ve gözlerimi kapattım.
"Darchelle, üstünü değiştirmeliyiz."
Fısıltıyla konuşan Steve'i umursamadan sırtımı yatağa biraz daha yasladığımda derin bir nefes verdiğini işittim.
"Şu an seni soymak pek iyi bir fikir değil."
Steve ayağımdaki ayakkabıları çıkararak üstüme ince bir örtü örttüğünde kısık bakan gözlerimi tamamen kapattım ve söylediklerini umursamadan ona sırtımı döndüm.

Hissettiğim sıcaklık gözlerimi açmama neden olduğunda üstümdeki örtüyü ittirdim ve ağrıyan başımı umursamadan yatakta doğruldum, içkiyi fazla kaçırmıştım.
Kafamı iki yana sallayarak üzerimdeki kalçalarıma kadar sıyrılmış elbiseye kısa bir bakış attım ve hızlıca üzerimden çıkararak geceliğimi giydim.
İyice ayılmak için bir kahveye ihtiyacım vardı.
Yavaş ve sessiz adımlarla mutfağa ilerledim ve kendime hızlıca bir kahve yaparak kalçamı masaya yasladım, gece yarısı kimseyi uyandırmak istemezdim.
Aklıma yeni yeni dank eden şeylerle gözlerimi sıkıca kapattım.
Steve'i kızdırmıştım, bunu hatırlamayacak kadar sarhoş değildim.
Kısık sesli bir küfür ederek elimdeki kahve bardağını tezgaha bıraktım ve Steve'in odasına doğru ilerlemeye başladım, beni kovabilecek olduğunu bile düşünüyordum.
Sessiz olmaya özen göstererek odaya girdiğimde kimsenin olmaması ve duyduğum su sesi ile sertçe yutkundum.
Pekala, şu an deli gibi yapmak istediğim bir şey vardı ve bunu gerçekleştirmek adına üstümdeki geceliği çoktan yerle buluşturmuştum.
Elim banyo kapısının kulbunda durduğunda derin bir nefes verdim ve kapıyı yavaşça araladım.
Steve'in gözleri anlık olarak arkaya kaydı, önüne döndükten sonra hızlıca bana doğru tekrar döndüğünde kıkırdadım.
"Darchelle?"
Steve şaşkınlıkla konuştuğunda ona doğru ilerledim.
"Sana katılabilir miyim?"
İç çamaşırımı yavaşça çıkararak ileriye attığımda Steve sertçe yutkundu.
"Çoktan katıldın gibi."
Bir şey söylemediğimde Steve kaşlarını kaldırdı.
"Uyuyor olman gerekmez miydi? Oldukça sarhoş görünüyordun."
"Özür dilerim, seni sinirlendirdiğimi hatırlıyorum."
Steve hafifçe gülümsedi.
"Sinirlenmedim Darchelle sadece beni ilgilendirmeyen şeylere burnumu sokmadım."
Steve alayla konuştuğunda kaşlarımı kaldırdım.
"Bana trip mi atıyorsun?"
Steve duraksadığında gülümsedim ve ellerimi boynuna çıkararak suyun altına girdim.
Steve'in elleri çıplak belimi bulduğunda titrek bir nefes verdim.
"Darchelle."
"Özür dilerim."
"Özür dileyecek bir şey yapmadığını biliyorsun."
Steve beni kendine çektiğinde çıplak bedenlerimiz birbirine iyice yaklaştı.
"Ama kendini affettirmek istersen hayır demem."
Fısıltıyla konuştuğunda hiç beklemeden dudaklarımızı birleştirdim ve ellerimi sırtında gezdirdim.
Steve dudaklarını boynuma indirdiğinde ona yer açtım ve bacaklarımı beline dolamaya çalıştım, hissettiğim sertlik inlememe sebep olduğunda Steve boyuma ıslak bir öpücük bıraktı ve belimden destekleyerek bacaklarımı beline sarmama izin verdi.
Sırtım fayansa değdiğinde hissettiğim soğuk irkilmeme neden oldu.
Steve anlık olarak bana baktığında başımı geriye attım ve daha fazlasını istediğimi belli ettim.
Steve'in eli aşağıya kaydığında titrek bir nefes verdim.
"Tüm bunları nereden bildiğini sonra konuşsak iyi olur."
Steve genişçe gülümsediğinde parmaklarını hareket ettirmesiyle elimi hızlıca duvara yasladım.
Steve bacaklarımı serbest bırakarak beni duvara yasladığında derin bir nefes vererek gözlerimi sıkıca kapattım ve boynumu geriye attım.
"Tüm bunları nereden bildiğime gelirsek."
Steve duraksadı ve boynuma ufak bir öpücük bırakarak belime sıkıca sarıldı.
"Senin için öğrendim."
Gülümsedim ve sarılışına karşılık vererek nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
Bu kesinlikle fazla ateşliydi, Steve Rogers oldukça fazla ateşliydi.

darchelle || Steve RogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin