𝗌𝗍𝖺𝗋𝗀𝗂𝗋𝗅 𝗂𝗇𝗍𝖾𝗋𝗅𝗎𝖽𝖾

380 27 1
                                    

Kitapların arasında dolaşan Steve'i gördüğümde hafifçe gülümseyerek ona doğru ilerledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitapların arasında dolaşan Steve'i gördüğümde hafifçe gülümseyerek ona doğru ilerledim.
"Merhaba Kaptan."
Genişçe gülümseyerek konuştuğumda Steve hızlıca bana döndü ve gülümsedi.
"Darchelle, burada olacağını düşünmüyordum."
Kaşlarım hafifçe çatıldığında Steve hızlıca konuşmaya devam etti.
"Burada olamayacağından değil tabi, genelde bu saatte dans edersin."
Hafifçe güldüm.
"Programımı benden daha iyi biliyor gibisin Kaptan."
Steve boğazını temizleyerek gözlerini rafa çevirdiğinde kıkırdadım.
"Baksana, bir akşam yemeğe gitmeye ne dersin?"
Bir anda yaptığı teklif karşısında dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.
Birkaç saniye sessiz kaldığımda Steve konuşmaya devam etti.
"Eğer istersen tabi, seni zorlamam."
"Çok isterim."
Tek nefeste konuştuğumda yüzü büyük bir gülümsemeyle aydınlandı.
"O zaman sonra konuşuruz."
Kafamı sallayarak geriye doğru ilerlediğimde kalçamın masaya çarpmasıyla yüzümü buruşturarak kıkırdadım.
"Sakarlık işte."
Omuz silkerek konuştuğumda Steve güldü.
Ona sırtımı dönerek hızlıca odama girdim ve kapıya yaslandım, kalbim neden olması gerekenden hızlı atıyordu?

"Sonra da çekici kaldırmaya çalıştı ama olmadı."
Clint gülerek konuştuğunda ekiptekiler aynı hikayeyi yüzlerce kez dinlediği için umursamıyordu, partiye davetliler ise bu hikayeyi oldukça ilgi çekici ve komik bulmuş olmalılar ki birçok kişiden kahkahalar yükseldi.
Elimde sallayıp durduğum içkimi tek dikişte içerek bar tezgahına bıraktım ve yukarıya doğru ilerledim.
Lavaboya doğru ilerlediğimde kapının bir anda açılmasıyla çıkan kişi ile çarpıştım, bugün her şey saçma bir dizi sahnesi gibi ilerlemek zorunda görünüyordu.
"Canını yaktım mı?"
Steve kolumu nazikçe tutarak konuştuğunda gülümsedim ve kafamı iki yana salladım.
"Gayet iyiyim Yüzbaşı."
Hareketlendiğimde topuğumun takılmasıyla göz devirdim.
"Bugün fazla aksilik yaşıyor gibisin."
Ellerimi çok dercesine salladığımda Steve gülerek belimden tuttu ve beni banyodaki ufak oturma alanına ilerletti.
Diz çöktüğünde ona oturduğum yerden anlamsız bakışlar atıyordum.
"Rahatsız hissetirdikleri belli."
Bir şey söylememe izin vermeden ayakkabıları çıkardığında onu izlemekle yetindim, bir şey söyleyemeyecek kadar şaşırmıştım.
Steve ayakkabıları yana koyarak bana bakıp gülümsediğinde ona aynı şekilde gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
Steve elini bacağıma koyarak kalkmak için hareketlendiğinde elimi elinin üstüne koydum.
Gözleri ellerimizi bulduğunda dudağına yerleşen gülümsemeyi görebilmiştim.
"Darchelle."
Hafifçe bacağımı okşadığında derin bir nefes verdim.
"Bunun yanlış olduğunu biliyorum ama kaçmayacağım Steve."
Steve kafasını salladığında gülümsedim.
"Senden hoşlanıyorum.
Gece yatarken seni düşünüyorum, sabah seni göreceğim için o yataktan istekli kalkıyorum."
Hızlıca konuşmaya devam edeceğim sırada dudaklarımdaki baskı buna engel oldu.
Parmaklarımla ensesindeki saçları çekiştirerek öpüşüne karşılık verdim.
Geri çekilerek alnını alnıma yasladığında elleri saçlarımı buldu.
"Umarım hislerimi iyi anlatabilmişimdir."
Steve gülerek konuştuğunda kıkırdadım ve kafamı onaylar anlamda salladım.
"Oldukça açıklayıcıydı."

"Darchelle, girebilir miyim?"
Kapının ardından babamın sesi geldiğinde sessizliğimi sürdürdüm, her türlü girecekti zaten.
Tahmin ettiğim gibi kapı açıldığında gözlerimi oradan çektim.
"Güzelim."
Babam birkaç adımda bana doğru gelerek yanıma oturduğunda dudaklarımı ısırdım, ağlamamak için direniyordum.
"Sorun yok."
Saçlarım ufak bir öpücük kondurduğunda akmak için direnen gözyaşlarımı saldım.
"Anlatmak ister misin?"
Zorda olsa ağlayarak her şeyi anlattığımda derin bir nefes verdi.
"Belki de onu dinlemeliydin."
Ondan yavaşça uzaklaşarak kaşlarımı kaldırdım.
"Bana Steve'i mi savunuyorsun?"
Babam göz devirdi.
"Şu an gidip başından beri istediğim şeyi gerçekleştirip ona iyi bir dayak atabilirim ama şimdilik onunla konuşmanı öneriyorum.
Kavga işi bekleyebilir."
Hafifçe gülerek kafamı iki yana salladığımda babam genişçe gülümsedi.
"Git hadi."
Sırtıma birkaç kez vurarak beni kovaladığında derin bir nefes vererek ayağa kalktım.

Kapıyı çaldığımda ses gelmemesiyle bir kez daha çaldım.
"Sana konuşmak istemediğimi söylemiştim Sam."
Steve beni gördüğünde şaşkınlıkla geçmem için yol verdiğinde içeriye girdim.
"Ne o? Sharon gitti mi?"
Alayla konuşarak yerdeki içki şişesini kenara itekledim.
"Darchelle."
Steve bana doğru ilerlediğinde birkaç adım geri çekilerek kaşlarımı kaldırdım.
"Özür dilerim, seni üzdüğüm için kendimden nefret ediyorum."
Kısık bir sesle konuştuğunda etrafa bakındım.
"Bucky'i bulmaya çalışıyorum Darchelle, Sharon bana yardım ediyor.
Daha fazlası değil."
"Sana yardım edecek birçok kişi var Steve, Sharon'dan önce gidebileceğin birçok kişi."
Steve sessiz kaldığında derin bir nefes vererek birkaç saniye gözlerimi kapattım.
"Her ne kadar şu sıralara seni dövmek istiyor olsa da babam var.
Natasha sana her zaman destek olur.
Tüm ekip sana yardım eder.
Ben senin için ölürüm bile."
"Ölmekten bahsetme."
"Neden, hoşuna gitmiyor mu?"
Steve bana doğru geldiğinde tekrar geri çekildim.
"Sırf sana bir şey olmasın diye Bucky'nin yaşadığını senden sakladım, biliyorum bu saçmaydı, üzgünüm."
Steve kafasını salladığında omuz silktim.
"Bu ilişki için uğraşan tek kişi benmişim gibi hissediyorum."
"Bu doğru değil, biliyorsun."
"Artık neyin doğru olduğunu bilmiyorum Steve."
Steve itiraz etmeme izin bile vermeden bana sıkıca sarıldığında dolan gözlerimi kırpıştırdım.
"Sana olan sevgimi kanıtlamak için her şeyi yaparım, eğer buna inanmıyorsan tekrar inanman için her şeyi yaparım Darchelle, lütfen gitme."
Kollarımı hafifçe sırtına doladığımda Steve tutuşunu sıkılaştırdı.
"Steve."
Zorlukla konuştuğumda Steve kısık bir mırıltı çıkardı.
"Nefes alamıyorum."
Hızlıca geri çekildiğinde derin bir nefes verdim.
"Özür dilerim, iyi misin?"
Hafifçe boğazımı temizleyerek kafamı onaylar anlamda salladığımda Steve rahat bir nefes verdi.
"Beni affeder misin bilmiyorum ama üzgünüm.
Seni kaybedemem Darchelle."
Omuzları düştüğünde dolan gözlerimi kırpıştırdım ve kafamı iki yana salladım.
"Ne var biliyor musun, siktir et Rogers.
Ne Sharon ne de herhangi biri, kimse bize bunu yapamaz."
Hızlıca dudaklarına kapandığımda Steve'in güçlü kolları belimi sıkıca kavradı.
Nefes almak için geri çekildiğimde Steve kalçama destek vererek beni kucağına aldı.
Ayaklarımı sırtında birleştirerek boynumu geriye atarak ona yol açtım.
Sırtım koltukla buluştuğunda geri çekilerek üzerimdeki tişörtü çıkardım.
Steve'in dudakları göbeğimden göğüslerime doğru yol aldığında kesinlikle altında kıvranıyordum.
Boynundan destek alarak kendimi kucağına çektiğimde Steve güldü ve başını geriye yasladı.
Üstümdeki sütyeni çıkararak yere bıraktığımda Steve'in sertçe yutkunduğunu gördüm, bu kucağında yarattığım baskıdan mıydı yoksa sütyenin çıkmasından mı emin değildim.
"Siktir."
Steve fısıldafığında kıkırdadım.
"Bu sözler ağzına hiç yakışmıyor kaptan."
Dudaklarına sertçe bir öpücük bırakarak üstündeki tişörtü çıkarttım.
Ellerim pantolonun kemerine gittiğinde Steve onu bir çırpıda çıkardı.
"Darchelle, darchelle."
Fısıltıyla beni koltuğa tekrar yatırdığında altımdaki şortu da çıkartarak onun için bacaklarımı araladım.
"Seni öyle özledim ki."
Elleri çamaşırımda gezindiğinde inledim.
"Arayı kapatabiliriz Rogers."
Steve gülerek parmaklarının hareketini hızlandırdığında kıvranarak onu durdurdum.
"Parmaklarını değil, seni istiyorum."
Steve gözlerini sıkıca yumarak açtığında gördüğüm istek gözümi korkutmamış değildi.
"Sana istediğini vereceğim."
Onu hissettiğimde belim yay gibi gerildi.
Steve bana nasıl dokunması gerektiğini iyi biliyordu.
Evin her köşesine bıraktığımız izler sonrası yorgun bedenimi onun üstüne bıraktım.
Ellerim rahat durmayı reddederek Steve'i kışkırttığında bu gecenin bitmeyeceği belli olmuştu.

darchelle || Steve RogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin