Karakterlerin ingilizce söylediklerini italik yazdım.
Her girişte bu duyuru olacak. Unutmamanız için. Aklınız karışmasın sonra.
***Talat kravatını takıp aynada son bir kez kendine baktı. Dün gece arkadaşları ile yeni işini kutlamış, şimdi de o işe gitme vakti gelmişti.
Aslında bir nevi Patrcik'in asistanı gibi bir şey olacaktı fakat dert değildi onun için. Uzun süredir işsiz biri olarak iş seçme gibi bir lüksü yoktu.
Sonunda evden çıkıp asansöre bindi. Binadan çıkıp kapı önünde duran motoruna baktı. İlk gün ona binmemişti ütüsü bozulur diye, yine de sürekli para veremezdi taksiye.
Bir şey olmaz diyip bindi motoruna. Kaskını takıp ortalama bir hızda yola koyuldu.
Şirkete vardığında güvenlikten geçip motor park alanına motorunu park etti. Kaskını kafasından çıkartıp yan aynada kendine baktı. Saçlarını düzeltirken duyduğu sesle, sesin sahibine döndü.
"Çok havalı!"
Patrcik kapının önünde, elinde iki kahve ile hayran bir şekilde ona bakıyordu.
"Çok havalı duruyorsun Talat! Hep motorum olsun istemişimdir."
Talat motordan inip kaskını koltuğuna altına koydu ve kapıda ona tatlı tatlı bakan Patrick'in yanına ilerledi.
"Size de günaydın Patrcik Bey."
"Bana böyle hitap etmenden hoşlanmadım."
Huysuz bir şekilde dudak büzen Patrcik'i bırakıp şirkete girdi Talat. Kartını gişeye okutup asansöre ilerledi.
"Beni hep arkanda bırakıyorsun."
Yanında beliren huysuz adama baktı Talat. Onun aksine yüzünde çok sert bir ifade vardı. Tıpkı hayattan zevk almıyormuş gibi ki bu cümle doğruydu. Talat liseden sonra kendini pek toparlayamamıştı. Kaç sene önce yaşanmış bitmiş bir olay diyip bazıları saçma bulacaktı ama Talat çok duygusal bir insandı. Her ne kadar herkesin için de göstermese de gece hüngür hüngür ağlardı.
"Bunu sana aldım."
Patrcik biraz önce somurtan o değilmiş gibi şimdi ise tatlı tatlı sırıtıyor, elindeki kahveden birini ona uzatıyordu.
"Kahveni nasıl sevdiğini bilmiyordum ve bende tahmin yürüttüm. Bence sen bol sütlü ve şekerli kahve seviyorsun."
Talat bir yakışıklı adama bir de elinde ki kahveye baktı. Elindeki kahveyi alıp kafasını başka yere çevirdi. Doğru bilmişti. Göründüğü gibi sert ifadesinin zıttı olarak kahveyi yumuşak içim severdi.
Asansöre sonunda geldiğinde çıkan bir kaç kişiye öncelik verip ardından ikili bindi.
"Kahve için teşekkürler."
Sonunda onunla konuşan Talat ile gülümsedi Patrcik. Kendini ona sevdirmeye çalışıyordu. Normalde kimse için bu kadar uğraşmaz hele ki yanında çalışacak kişinin Talat olduğunu bilmese bu şirkete adımı bile atmazdı. Amerika'da ki şirketlerinde bir kaç saat çalışır, sonra kaytarmanın bir yolunu bulur, akşama da babasından güzel bir azar işitirdi.
Ama Talat'ı iki hafta önce tuvaletten gördüğünden beridir bir iş aşkı ile yanıp tutuşmuştu. Nedensizce onunla yakın olmak için can atıyordu.
Asansörden inince Talat etrafındaki masalara göz gezdirdi. Kendi masasını arıyordu. Patrcik ilk onun ne yapmaya çalıştığını anlamadı fakat daha sonra meraklı bakışlarına karşılık güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tercüman -Bxb-
Teen FictionTalat 6 yıl önce duygusal boşlukta birlikte olduğu Patrcik tekrar karşılaşır. Hayat standartları, geçmişte yediği kazık ve Patrcik... Her şey üst üste gelmektedir. Kendi halinde yaşama çalışırken eline gelen bir işle kendi için yeni bir dönemin kapı...