*multimedyada atölyede boyanan eşyalar var..Anlatmam gereken o kadar çok şey vardı ki, ama anlatmaya cesaret edebileceğim çok az şey vardı.
Araba durduğu anda el frenini çekip bana döndü.Ellerini yanaklarıma koyup benden izinsiz firar eden gözyaşlarımı sildi.Anlatmamı bekliyordu.Anlatırsam daha çok canım yanacaktı.İçimdeki sessiz Eliz,anlatırsam rahatlayacağımı fısıldıyordu.-Eliz'im ağlama.Ne oldu anlat bana!
Dediğinde daha fazla dayanamayıp kollarımı boynuna doladım.Anlatamazdım,anlatırsam Merve ile iyi olmayan araları daha çok bozulacaktı.Konuşmasına izin vermeden kollarımı daha çok sıkıp huzur bahçemde gözlerimi kapattım.Huzurun kolları olur muydu? Olurmuş işte.Onun kolları,huzurun kolları.
Ne kadar süre öyle durduk farkında değilim ama arkadan gelen korna sesiyle boynundaki kollarımı çözdüm.Kısa bir küfür savurarak el frenini indirdi.Yola döndüğünde ikimizde sessizdik.
Direksiyondaki ellerinin parmak boğumları beyazlamıştı.Merak ettiğini biliyordum ama anlatmaya cesaretim yoktu.Çünkü anlatirsam Merve'nin karşısına dikileceğini biliyordum.-Eliz anlatmak istemediğinin farkındayım ama seni böyle içten ağlatacak şeyi bilmeye hakkım olduğunu düşünüyorum.
Torpidodaki peceteden alıp burnumu sildim.Ağlayınca burnumun akmasından nefret ediyorum.Sorusuna verecek cevabım olmadığı için sessizce yolu izlemeye başladım.Şehir merkezine gitmemiz gerekirken ağaçlık bir yola saptık.Sık ağaçların olduğu bir yerde arabayı durdurdu.Arabadan inip benim tarafıma geldi.İnmek istemedigim için kafamı önüme eğip beklemeye başladım.
Oturdugum tarafın kapısı açıldı.-Eliz in,dedi.
İfadesizce yüzüne baktım.
-İnmek istemiyorum.
Hıçkırıklarım yine başlamıştı.Oflayarak dizlerimden tutup kendine çevirdi.Basım yine öne eğik duruyordum.Şalım omuzlarımdan önüme dökülünce usulca geri omuzlarımdan arkaya itti.Normalde kızın saçı dökülür,çocuk kızın saçını geriye iterdi ama biz farklıydık.Herşey gibi farklıydık.
-Eliz ya anlatırsın ya da alışverişi bile takmayıp eve gideriz.Herşeyi Merve'den öğrenirim.
Dediğinde yapacağını bildiğimden kafamı kaldırdım.-Alaz anlatmak istemiyorum.Neden anlamıyorsun?
Ağlamam daha çok şiddetlenmişti.Elleri yine yanaklarımı bulduğunda tüm makyajımın akdığından emindim.Torpidoya uzanıp peçete aldı.Usulca yüzümü silerken gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmamıştı.Elindeki pecete rimelimin sayesinde simsiyah olduğunda yolun kenarına attı.Ellerini hala yanaklarımdan çekmemişti.Bana yabancı olan herseyi yapabiliyordu.Benim şu an onunla bu ıssız yerde olmam,ellerinin yanaklarımda olması yanlıştı.Helalim degildi sonuçta ama ona karşı koymam imkansızdı.Birçeşit kanser ilacı gibiydi.Ne kadar saçlarımı döküp bana yan etki yapsada,sonuçta beni iyileştiriyordu.Benim ilacımdı.
-Anlat be güzelim.Anlat ki gözünden düşen her bir damlanın intikamını alabileyim.
Dediğinde gözyaşlarım intikam istercesine akmaya devam ediyordu.Kimden intikam alacaktı? Yıllardır benimle olan,kardesim dediğim insandan mı intikam alacaktı?Böyle bir şeye asla izin veremezdim.Konuşmamakta kararlıydım.
-Sen benim karşımda ağlayacak cesareti nerden buluyorsun? Kendini ne sanıyorsun?
Dedikleri ile şaşkınlıktan gözlerim büyümüş,kaşlarım kalkık bir şekilde ona bakdım.Ben kendimi ne sanıyorum? Bir hafta içinde elde edilmiş bir obje mi? Gözlerim tekrardan dolarken Alaz'ın acımasız tarafının verdiği acıyla bir kez daha içim burkuluyordu.Neden ağlayamayayım ki? İçimdeki acının yansıdığı,göz yaşlarımın yıkadığı kelimeler dökülüyordu dudaklarımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERİ DÖNÜŞ SEN( Tamamlandı)
Teen FictionBirbirinden farklı iki hayat birleşti.Aşkla dolu yıllar geçti.O yılların ağaçları yeşerdi ilk meyvesini verdi. İsmini ALEL koydu iki aşık.İsimlerinden yeni bir isim koydular ilk bebeklerine... Ardından ağaç bir meyve daha verdi.PUS koydu ismini kadı...