32.BÖLÜM-DANS ET BENİMLE

5.3K 304 24
                                    

Multimedya isteme töreni ve bizimkiler.Ayrıca bölüm şarkısı...İlyas Yalçıntaş

Şu ana kadar yaşadığım herşey büyük bir şaka gibi gelişiyordu.Babamın Alaz'ı kabul etmesi,ailesini çağırması en önemlisi de benim Alaz'a kavuşmamdı.

Aynadaki aksime bakarken düşüncelerim etrafımda raks ediyordu.Biraz mutlu,biraz hüzünlüydüm.Yanlış anlaşılmasın hüznüm baba evinden ayrılıyor olmak değil,aksine babamın benden seve seve ayrılıyor olması.Normal bir genç kızla benim aramdaki çelişki paha biçilemez di sanırım.

Kapının çalmasıyla aynadaki aksime son kez bakıp odadan çıktım.Göğüs kafesim yerinde durmamakta ısrar ederken derin bir nefes alıp kapıyı araladım.Allah'ım sana geliyorum.Bir ay önce kavga dövüş tanıştığım adam şimdi elinde çiçeği,çikolatası üzerinde muhteşem takım elbisesiyle beni istemeye gelmişti.

Biz kapıda bakışmaya devam ederken arkalardan gelen öksürükle kendime geldim.

-"Öhöm abicim şu kapıda bekleme yapmasak," diyen tabi ki Barkın'dı.Gözlerimi devirip kenara çekildim.Kapıdan ilk giren Alaz'ın amcası oldu.Onun ardından yıldızımızın pek barışmadığı yenge ve Ayaz.

-"Yenge,özlettin kendini be" diye içeri dalan Ayaz'la herkes gülümsemişti.Bizimkiler hariç.
Kapı faslının ardından salona geçilmiş isteme faslı başlamıştı.Merve'nin koluma asılmasıyla kendimi mutfak da Zehra ve Merve adındaki facianın ortasında buldum.

-"Eliz, kuzen hadi tuzlu kahve yapacağız." diyen Zehra'ya pörtlemiş gözlerle baktım.

-"Şaka de lütfen.Ben yapamam Alaz öldürür beni."

-"Hiçbir şey yapamaz.Paşa paşa içecek o kahveyi.Bak içmesinde ben kız verdirtiyor muyum ona!" diye cazgıra bağlayan Merve ile kolları sıvamıştık.Bol köpüklü kahveler hazır olduğunda fincanın birisinin kulpuna minik bir kırmızı kurdele bağladılar.Merve tuz kavanozunu kucaklarken Zehra karabiberi eline almıştı.

-"Tuzu anlarımda karabiber ne alaka? Öldürecek misiniz benim müstakbel kocamı" dememle mutfaktaki bekar kız topluluğundan kıkırtı yükselmişti.

-"Karabiber o müstakbel kocacığının bir hafta boyunca bize çektirdiklerinin ceza hanımefendi.Şimdi çekil ayak altından." diye cırlayan Zehra ile çaresizce kenara çekildim.

Zavallı müstakbel kocacığıma yazık olacak.Merve ve Zehra fincanın neredeyse yarısına kadar baharat doldurmuştu.Elim titreyerek elimdeki tepsi ile salona girdim.En büyüklerden başlayarak dağıtmaya başladığımda Alaz sırıtarak bakıyordu.Birazdan görürsün sen canım.

Tepside en son kırmızı kurdeleli fincan kaldığında korkarak Alaz'a uzattım.Barkın ve Anılan olayı anlamış olacak ki kendi aralarında gülüşüyorlardı.

Alaz'ın fincanını verip bana ayırılan sandalyeye oturduğumda Alaz'a ben suçsuzum bakışları atmaya başlamıştım. Fincana uzandı,dudağına götürdü,hayır diye haykırmak gelsede içimden sessizce boyun eğmek zorunda kaldım.Alaz kahveden ilk yudumunu aldığında yüz ifadesi görülmeye değerdi.

Türk kahvesinin mayhoş tadını beklerken kapanan gözler,büzüşen dudak ve bamm..

Alaz renkten renge giren suratı ile salondakilere eğlence yaratırken ne yapacağımı şaşırmıştım.Kahkahalar arasında mutfağın yolunu tutup elime büyük bir bardak almıştım.Onun acı çekmesi bile içimi titretirken o kadar baharatla içinin nasıl yandığını hissedebiliyordum.

Kupa büyüklüğündeki bardağı doldurup hızla salona daldım.Elimdeki bardağı Alaz'ın eline tutuşturduğumda kahkaha sesleri kesilmişti.

-"Ya ama kuzen bu haksızlık.Sen niye su veriyorsun.O kahve bitecekti ki bizde anlayacaktık,onun seni sevdiğini." dediğinde Alaz'ın uzattığı boş bardağı alıp kızlara döndüm.Büyüklerin burada olduğundan bile bi haberdim.

GERİ DÖNÜŞ SEN( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin