BOSS

33. Bölüm - Kaçırılma Vakası

Not: Çeteler patronların lakaplarıyla anılır eğer çetenin patronu değişirse ismi de değişir.

-----Batu'dan devam-----

Ateş arabadan inip mekana doğru yürürken birden koşa koşa gelen Şahin ona sarılmıştı, hem de iki kez bu beni sinirlendirmişti. Benim oyuncağıma benden başka biri sarılamazdı. Onu bir şekilde sahiplenmiştim, ilk gördüğümden beri o benimdi bunu biliyordum. Çocukken paylaşmayı bile sevmezdim, arkadaşlarımı başka arkadaşlarımla paylaşmayı da. Benim olan benimdi öyle de kalırdı. O hariç ona oyuncağım dememe rağmen kabullenmedi ve kabullenmeyecek. Özgür ruhlu, başına buyruk birini kendi kurallarına uyduramazsın ama ben onu kaybetmekten korkuyorum. Bunu onun yüzüne gelen taşı engellemeye çalıştığımda anlamaya başlamıştım, onu korumak için herkesi karşıma alabilirdim. Koruma işine de o camlara benim geldiğimi duyup taş attıran Bursa'nın patronu Murat'tan başlayacaktım. Ateş'e hiçbir şey olmamıştı o benim yüzümden bayılmıştı. Kafama taş yiyip sersemlediğim sırada onun üstüne düşmüştüm o da ağırlığım yüzünden nefessiz kalıp bayılmış. Bu olay çok garipti ve komik benim ağırlığım yüzünden kız ölebilirdi, neyse ki zamanında beni kızın üzerinden kaldırmışlardı.

Bu olaydan sonra bazı öğrenciler evlerine gitmek istemişti onlara araçlardan biri ayarlanmış ve İstanbul'a geri dönmüşlerdi. Ateş ise deliksiz 5 saattir uyuyordu bende hastanede onun başında bekliyordum. Şahin'e güzel bir plan yapmasını söylemiştim o Murat'ı ve çetesini çökertmek için. Onların çetesinin adı BULLY'di. Aynı adları gibilerdi ve güçlü adamları vardı bu yüzden Şahin güzel bir strateji hazırladıktan sonra onlara saldırıp yok edecektik. Zeka, fiziksel güçten bile önemlidir.

----Ateş'ten devam-----

Tüm vücudum ağrıdan kırılıyordu, üstüme taş düşmüş gibiydi. Önce elimi oynatmaya çalıştım, sonra ayaklarımı ama oynatamıyordum. Gözlerimi açınca farkına varabildim, hastanede uyanmayı beklerken depo gibi bir yerde uyanmıştım ve bağlıydım. Kendimi hiç olmadığım kadar güçsüz ve cansız hissediyordum. Neler olduğunu az çok hatırlıyordum fakat neden bir depoda uyandığımı çözemiyordum.

BULLY  - Ooo uyanmışsınız hanımefendi.

Bu kişiyi tanıyordum. Bu kişi Bursa'nın sahibiydi de beni neden kaçırmıştı onu çözemedim. BOSS olduğumu bildiğini sanmıyorum öğrenelim bakalım.

Ateş - Sende kimsin? Benden ne istiyorsun?

BULLY - Senden bir şey istemiyorum. MAD HATTER'dan istiyorum. 

Ateş - Ondan istiyorsan beni neden kaçırdın, kafan mı güzel?

Galiba onu sinirlendirdim hihihi.

BULLY - Sen biraz salaksın sanırım. Bize bir şey yapamasın diye elimizdesin sen.

Ateş - Anladım. Şimdi sanırım MAD HATTER'ı arayacaksın.

BULLY - Evet arayalım.

Bir kaç çalıştan sonra Batu telefonu açtı. Görüntülü konuşma olduğu için Batu'ya ilk beni gösterdiler, 

Ateş - Batu ben iyiyim merek etme.

BULLY - Kızı istiyorsan buraya gel.

Batu - Kızı hemen bırak ve merak etme ben zaten oraya geleceğim. Hem de öyle bir geleceğim ki feleğin şaşacak.

Ateş - Batu merak etme bana hiçbir şey yapamaz. Hey BULLY misin nesin buraya bak!

BULLY - Ne var?

Batu - Ateş yanlış bir şey yapma.

Ateş - BULLY cebime uzanamıyorum bir uzansana içinde bir şey vardı önemli.

BULLY cebime uzandı, normalde olsa bundan faydalanıp kaçardım ama şu an pek mümkün olmadığından buradan kurtulabileceğim tek bir çıkışım var bunu kullanmayı hiç istemiyordum ama yapabileceğim bir şey yok. Eline aldığı kolyeye bakmaya başladı.

BULLY - Bu kolye, bunun sende ne işi var yoksa çaldın mı? MAD HATTER bunu kimseye vermez.

Batu - BEN VERDİM. O BENİM EĞER ONU BIRAKMAZSAN OLACAKLARI DÜŞÜNMEK İSTER MİSİN BULLY? 

Ateş - Dediğini duydun beni bırak. Hesabını da MAD HATTER'la hallet.

BULLY - Bu kolye olmasa daha eğlenceli olabilirdi tatlım.