Keyifli okumalar!
💜 SEVİLİYORSUNUZ 💜
--
"O kimdi?"
Kapıdan girer girmez tam da tahmin ettiğim gibi annemle karşılaşmıştım ve kapıyı daha kapatmadan ilk sorusunu ortaya atmıştı.
Onu duymazdan gelerek ayakkabılarımı çıkartıp kapının köşesine koydum. Boynuma doladığım kırmızı atkımı ve siyah kabanımı çıkartıp askılığa astım. Bu süre zarfında annem beni izlemiş ve sinirlendiğini belirtmek için sertçe nefes verip kollarını birbirine dolamıştı.
"Kime soruyorum ben? Ahu! Kimdi o? Neden bu kadar geciktin? Neden aramadın? İnsan haber vermez mi kızım? Dünyanın bin bir türlü hali var. Ne kadar endişelendiğim hakkında bir fikrin var mı? Ya başına bir şey gelseydi? Ya eve gelmeseydin? Ya gitseydin-"
Annemin kuruntularının yanlış yola saptığını fark eder etmez kollarından yumuşakça tuttum. Temasım onu yiyip bitirmeye hazırlanan endişelerinden irkilerek kendine getirmişti. Yutkundu ve rahatlamak adına derin nefesler aldı.
"Anneciğim, iyi akşamlar canım. Bak ben buradayım. Gecikeceğimi bilsem seni arardım. Kısa bir görüşme olacaktı ama biraz uzadı. Seni arayacağım sırada da sen aradın beni. Beni getiren Betül'ün arkadaşıydı. Bu saatte otobüsle gelmemi istemedi. Hem benden önce de Betül'ü bıraktı zaten. Lütfen endişelenmeyi bırak," kollarını sıvazlayıp sabırla, biraz beyaz yalan serpiştirerek yanıtladım soruların ve gülümsedim. "Günün nasıl geçti? Biraz yorgun görünüyorsun. Yeterince dinlenemedin mi yoksa? stersen erken yat."
Sorularını yanıtlamam ve farklı bir soru sormam onu rahatlatmış, kötü düşüncelerinden uzaklaşarak kendine gelmişti. Ne zaman geciksek böyle olurdu. Hatta bazen bu düşünceleri ağır bastığında kendine ufak, durdurulamazsa daha kötü zarar vermeye başlardı.
Ben çok nadir geç gelirdim eve. geçten kastım elbette gece yarıları değildi. Bu zamana kadar eve en geç geldiğim zaman Betül'ün doğum gününe katılmamdı. Eve geldiğimdeyse saat akşam ondu. Fakat Ece öyle değildi işte. Umursamazdı. Annem bu endişelerini ona karşı dile getirdiğinde saygısızca konuşur, bazen ileri de giderdi ve annemi sakinleştirmek bana kalırdı.
Yarın Akif Beyin bahsettiği arkadaşıyla konuştuğumda anlaşabilirsek teklifini kabul edecektim. Ya annem ve Ece ne olacaktı? Ece bu durumdayken bu haldeyse Anlaşmanın sonunda maddi durumumuz iyileştiğinde ne halde olurdu kim bilir? Annem onu zapt edemez, daha da kötüleşirse ya ne olurdu?
"Evet, erken yatsam iyi olur. Bugün Nezahetlerle yürüyüşe başladık. İlk gün olduğu için sanırım çok yoruldum."
Annemin konuşmalarıyla beynim kemiren düşüncelerimi geride bıraktım. Yüzümdeki tebessüm büyüdü. Bazen üst komşumuz Nezahet teyzelerle bu tür spor aktivitelerine başlar ama sonunu getiremezlerdi. Klasik ev hanımlarıydılar. Henüz başlamamışlardı ama kışın örgüye, yürüyüşe, yazında halk merkezlerinde açılan kurslara katılırlardı. Yine de sonu gelmezdi. Hep bir hevesle başlarlardı ama ortam sarmazsa çabuk sıkılırlardı.
"Çok iyi yapmışsınız. Hafta sonu belki ben de size katılırım."
Annem başını salladı ve kapı önü sohbetimizi sonlandırarak arkasını dönüp kısa koridordan geçip odasına girdi. Ardından bir süre onu izledim. Ne olursa olsun annemdi benim. Ece'yi daha çok sevse de annemdi. Ben onu seviyordum. Elbette hiçbirimizin yaşadığı kolay değildi ama o daha ağırını yaşamıştı. Ona bir şey olsa ne yapardım ben?
Annem odasına girdiğinde ben de lavaboya geçip elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa geçip bir şeyler atıştırdım. Elimde çayla mutfaktaki küçük masaya oturup yarını düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMA
Spiritual"Hiçbir zaman aramızda sevgi olmayacak." Yekta'nın sert sesiyle kalbimin burkulduğunu hissettim. Halbu ki ben tek bir şart sunacaktım. Sevginin suyuyla ıslanmak istemişti yüreğimin toprakları ve yine yaşamı boyunca istediği tek şey olmayacaktı. Hem...