BÖLÜM 9 - ÖLÜMLE BURUN BURUNA

608 48 73
                                    

Bölüm 9 - Ölümle Burun Buruna

Keyifli okumalar...

Yorumlarınızı bekliyorumssOylarınızı bekliyorumss

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorumlarınızı bekliyorumss
Oylarınızı bekliyorumss

{•}

Kulağım duymamaya başlıyordu. Etraftaki sesler gözümün kararmasından sonda buğulu geliyordu. Cam kırıkları sanki bacaklarımdan ellerime kadar batmaya başlıyordu. Akli dengemin gidip geldiğini hissediyordum. Kulağımın tam dibinden gelen keskin nefes sesi Aral'dan geliyordu onu da hissedebiliyordum... tutunduğum masadan ellerimi çekmiştim. Ayakta durabilecek kadar başım ağrımıyordu ama bacaklarımın beni taşıyacağını bu saatten sonra sanmıyordum. Beni artık kimse taşıyamayacaktı, bacaklarım neydi ki?

"N'oluyor!" dedi diğer kulağımdan endişeyle bağıran bir ses. "Yardım edin, Anka Hoca yere düştü!"

Yerde miydim? Neden sadece sol kulağımdan gelen sesten başka bir ses gelmiyordu. Kimse neden beni tutmuyordu? Kimse neden beni umursamıyordu? Buna ihtiyacım yoktu ama beni tutacak birinin olmaması beni üzüyordu. Kırıyordu.

Kolumun altında hissettiğim camlardan sonra ıslaklığı omzuma hissediyordum. Demir kokusu artık burnuma geliyordu, kolumdaki acı canımı acıtıyordu. Ama sesimi çıkartmıyordum, çünkü bundan daha ağır acılar görmüştüm.

Sonunda iki kolumda da hissettiğim hissiyatla sırtımın havaya kalktığını anlamıştım. Bacaklarım yerdeydi, iki kolumdan tutularak sırtımı omzumdaki ıslaklıktan kurtarmışlardı. Koluma giren cam parçaları artık beynime de batıyordu, sızlıyordu.

"Onun... kolu kanıyor!"

Bir kaç cam sesi daha... ve hızlı buraya yaklaşan adımların sesi kulak buğuluyordu. Sadece bir kişinin sesi çıkıyordu, iki el benim kollarımda geziniyordu. Kimsenin benim için eğildiği yokken, kanlarıma kadar bağıran bir kişi vardı. Ve bu yüzümü gülümsetmeye bedeldi.

"Afitab.." kısık bir ses yanımdan gelmişti. "bana bak afitab." demişti buğulu gelen kulaklarıma rağmen onun sesini ayırt edebileceğim aral. "Sakin olmalısın... sakin ol."

Afitab'ın olduğunu anladığım ses bana doğru döndü. "Korkuyorum."

Kapanan gözlerimi zorlukla aralamaya çalıştım. Tam göremesemde onun saçlarına baktım. Bana bakarken parlayan, cesaretle ışıldayan gözleri kararmıştı. Kendimi sıkarak gülümsedim.

"Korkma." konuştum zorlukla. Başımda dikilen ama buğulu gözlerimle sadece saç renklerini ayırt edebileceğim kafalara başımı çevirdim.

ANKA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin