8. bölüm

53 14 0
                                    

(Mervan'dan)


Adı neydi? Kimdi bu gri gözlü melek? Sabah uyandım saate baktım, saat 7 hazırlandım ekmek almaya çıktım fırına, genelde çalışanlar gider de, bu saate ben temiz hava almak istedim. Ekmeği aldım, patlıcanın suyu torba delinmiş diye üzerime döküldü, kim bana dedi ki fırına giderken takım giy diye. Söylenirken birini gördüm, ağaca yaslanmış bir şekilde oturmuştu, sırtı dönüktü bana ama benim kendi büyüttüğüm ağacın etrafında ne işi var, yaklaştım kalktı gitti bir arabaya bindi, kim olduğunu göremediğim tesettürlü biriydi, bende eve döndüm.

Kafvaltimi yaptım, kapıya çıktım, kafamı kaldırdım, tek kaşı kalkık elinde telefon arabaya yaslanmış olan kız, ne kadar da çok benziyor benim gri melegime, sanki tek fark gözlük ve başındaki örtüsü.

Arabamın aynasından bakıp üstümü başımı düzeltim hazırım, bir daha bakayım dedim, baktım gayet iyi görünüyorum, tamam artık kesin hazırım dedim ve döndüm baktı, arabaya yaslanmış telefona bakan başka biri, nasıl ya? bu üstelik açık, ben kafayı mı yedim, oysa ben onu gördüğüme eminim.

Off, deliriyormuyum acaba? Bu neydi şimdi halla halla. Gözlerimi kapattım, içimden sabır çektim, sonra arabaya bindim doğru işe.

Yorgunluktan bitkin düşmüş olabilirim ama çalışmak iyidir. Belediyeden çıktım, notere uğradım belgeleri onayladım, bitti yarın proje için başlama süresi vermem lazım ve ben daha Paşa konağının restorasyonunu bitirmedim ama yeni çarşı inşaatına başlamamız lazım.

Bu günkü görevim işim bitti eve gitsem iyi olur gibi. Eve geldim, yemek yedim, projeyi gözden geçirmek için dama çıktım, koltuğa oturdum sırtımı mavi ve bej rengi olan koltuğun arkasına yasladım, yıldızlara baktım sanki her gün biraz daha yakın gibiler .

Işığın yüzüme yansımasıyla birden doğruldum, ışığa doğru baktım balkonda elbise seren biri gözlüğü taktım. Hah şaka mı, bu gene benim meleğim, gözlerimi ovuşturarak tekrar baktım bize kapıyı açan kız, yok ben iyi değilim, bu kadarı da fazla. Aşağı indim elimi yüzümü yıkadım, odama gidip uyuyayım belki uykusuzluktan dır. "abi sen iyimisen" ddi kardeşim. "bilmiyorum gülüm, ben deliriyorum galiba." dedim endişeyle, "neden öyle düşünisen ki, abê" dedi merakla, "Boş ver gulam." dedim, "abê iyiki varsan" dedi, "Sende gulam, sede iyiki varsan." dedim, O dama çıktım, yatağa uzandım karın üstü, düşünmemeye çalışam bile aklımdan çıkmıyor, sanki gerçekten öyle biri varmış gibi olan umudum, acaba beni kötü mü etkiliyor, galiba en iyisi uyumak.

Abajurdan odaya yansıyan loş ışığı da kapattım, komidinin üzerinde duran sudan içtim, ceketimi tekli koltuğun üzerine attım, tekrardan yatağa uzandım sonra namaz kılmadığım geldi aklıma aşağı abdest almaya indim. Namaz kılıp uyudum.

Sabah teyzemin gene kızmasıyla uyandım, eşofmanları mı giydim bu gün biraz koş sam iyi olur, sağlıklı kafa sağlıklı vücutta olur.

Koşudan dönerken ekmek aldım, marketten köy yoğurdu alayım, bu Meryem teyzenin yoğurdu bir başka. "Meryem teyze bana 4 kilo yoğurt." dedim. "kalmadı oğlum, senden az önce Sedat geldi aldı." dedi, "Sedat derken, bu civarda Sedat isimli kimse yok ki?" dedim sorgularcasına."Kayranoğlu olan Sedat." dedi kafasını yan sallayarak. "Ne cesaretle gelir o." dedim sinirle, "sakin ol oğlum, misafirliğe gelmiş, sordum ben." dedi, "Kim onu evine alır ki?" dedim sinirim bozulmuştu. "bilmiyorum, bana öyle dedi." dedi kadın. Sinirlerim gergin bir halde eve doğru yürüdüm. Ne işi var onun burada, nasıl kuralları çiner.

Eve gittim üstümü değiştirdim kahvaltı yapmadan çıktım, işe gittim. Baya baya yorulduk ama sanki değiyor, bir tek eski sokağın çizilmiş resmi, çiziliydi duvarda bize bunu tamir edecek bir ressam lazım. okulla konuşayım bize bir ressam ayarlasınlar.

Hayat Yargısı -Berdel-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin