OKYANUS KİRAYDAN
"oki uyan geldik." dedi Mihra, tek gözümü açarak doğruldum, "Saat daha beş değil." dedim, uyku sersemliği, "doğru ama yemek yememiz gerekiyor, çok açım." dedi, "İyide, sen yesende, yemesende doymuyursun ki." dedim. "açım ben, napayım." dedi sinirle, "Bu gidişle gelinliğine sığmayacaksın." dedim gülerek, "olmadı gelinliği değiştiririm." dedi umursamaz ve sinirle, Arabadan indik bir ciğer salonu, "Mihraaaaa?" dedim sinirle, "burada tantuni, lahmacun, içli köfte ne ararsan var, valla bak." dedi, Kafamı salladım içeri geçtik, oturduk. Yemeğimiz geldi, ayran, mercimek çorbası, çoban salata, lahmacun, içli köfte. İçli köfte mi. İyide biz bunu istemedik ki.
"Mihra içli köfteyi sen mi söyledin?" dedim merakla, "ben söylemedim." dedi, "pardon bakar mısınız?" dedim, "buyurun efendim" dedi garson, "İçli köfte istememiştik." dedim, "Kayranoğullari hep bunu ister?" dedi, başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi oldum. Yutkundum ve döndüm dedim. "Karıştırdınız, biz Kayranoğullarından değiliz." dedim, "ama Sedat bey öyle dedi az önce, hatta o gönderdi sze." dedi, şarttellerim attı, "Bunu kaldır götür ve deki, nefret eder içli köfte den." dedim sinirle, garson biraz benden korkmuş olabilir. "peki efendim." dedi ve aldı gitti. Burnumdan soluyordum, üst kat aile yeri olduğu için kimse yoktu, bu yüzden az da olsa rahatladım. Yemeğime döndüm. "acaba yemeğinizi yerken konuşabilir misiniz benimle?" dedi Sedat, "3 kelime, Defol git buradan." dedim, "neden zorlaştırıyorsun, sadece konuşmaya çalışıyorum?" dedi sorarcasına, "Buraya geldiğimden beri bir rahat bırak mıyorsun." dedim sakin kalamaya çalışarak. "sen kötü bir ablasın?" dedi ve oturdu, "Ben ablan değilim, eğer ablani merak ediyorsan, mezarlığa git,karşıma çıkma." dedim, ellerimin titrediğini fark eden Mihra "oki, sakin ol lütfen." dedi, "bir konuşmama izin versen, ben babam gibi değilim." dedi, "Ellbette değilsin, malum kayranoğlulari hep bunu ister." dedim, garsonun söylediklerini tekrarlayarak. Bana baktı ve yamuk güldü. "dedim belki beraber bir öğle yemeği yeriz, Kayranoğlu kelimesi için özür dilerim." dedi gülerek, "İyi sana afiyet olsun." dedim ve Kalktım çıkayım derken, önüme gecti ve dedi. "bence sen dedene çekmişsin, çünkü bu gaddarlığın başka açıklaması olamaz." dedi ve Bir an şok oldum, nasıl ya ben o adam gibi olamam, yok bu mümkün değil. Olduğum yere mıh gibi çakılı kaldım, gözlerim eskilere gitti, beni yurttan kaçırıp kafama silah dayamisti ve senin gibi biri yasamamalı demişti, bir güzel dövmüş daha sonra bağlayıp tabuta koyup toprağa gömmüştü. Nasıl çıkarıldığımı hatırlamıyorum bile, yada kimin çıkardığını. Toplasan 9 yaşındaydım...
"oki ,oki ,oki ,oki kendine gel." dedi Mihra beni sarsarak. kendime gelince "İyiyim ben." dedim zordan kâbuslarımdan sıyrılarak. Yutkundum, Sedat bana bakıp şok olmuştu.
" iyimisin, yada iyi olduğuna eminmisin?" dedi şaşkınlık ve korkuyla, "İyiyim, ben açım yemek yicem." dedim ve geçip oturdum. Bana inanmayarak baktılar ama ben yemek yemeye başladım.
Sedat bana baktı uzun uzun sonra dayanamadı sordu. "o adam sana ne yaptı, neden böyle tutuklu kaldın?" dedi, yediklerim boğazıma dizildi, Yine böyle hatırladım nefesim daraldı, kalktım camı açtım, kesmeyince, Mihri o sırada bişiler salladı, sonrada ben çıktım arabanın yanına,gittim, arabaya bindim, baktım hala daralıyorum tekrar çıktım. Sedat yanımdan geçti yüzünü çevirdi.
Duygusal çocuk yine ağlıyor, keşke benimde tüm acılarım nehir misali gözlerimden aksa, ama olmuyor elimde değil, ağlıyamıyorum her acıma. Biraz sakinleşince okula bıraktı beni Mihra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Yargısı -Berdel-
General FictionBir kadın düşün kimsesizliğin kimsesi . Bir adam düşünün sesizliğin sesi . Ve bir baba düşünün evladı için yaşamaya çalışan . Herkesin var bir hikayesi okumak isteyene... Bu Denizlerin Okyanusta kaybolmama hikayesi ...